Her üç gençten biri ne işte ne okulda, sokakta!
Öyle bir dönem gelir ki umarız biz bu konuyu işleme gereğini artık duymayız. Gençlerimizin ya eğitimlerini sürdürmelerini sağlarız ya eğitimi bitenlerin çoğuna iş bulacak şekilde istihdam sorunumuzu çözer ve onları işe yerleştiririz; böylece üç gençten birinin sokakta gezmek durumunda kaldığı şu sıkıntılı süreci aşmış oluruz.
TÜİK verilerine bakıyoruz yine... Veriler eylül ayındaki durumu, yani ağustos, eylül, ekim ortalamasını gösteriyor. Yaşları 15-29 arasındaki her 100 gençten 29’u ne eğitimini sürdürüyor, ne de çalışıyor. Kabaca her üç gençten biri bu durumda, yani sokakta!
Erkeklerde oran fena sayılmaz, dengeyi bozan kadınların istihdam sorunu. 15-29 yaş aralığındaki erkeklerin yüzde 15.5’i ne eğitim görüyor ne çalışıyor. Ama kadınlarda bu durumda olanların oranı yüzde 42.2 düzeyinde bulunuyor.
Yaş aralığını daraltınca...
Sözünü ettiğimiz oranlar 15-29 yaş aralığı için geçerli. Yaş aralığını daraltınca çok daha farklı oranlarla karşılaşıyoruz. Örneğin toplamda 20-24 ve 25-29 yaş grubundaki gençlerde ne çalışan ne okuyan oranı yüzde 34’e
Erkeklerde 20-24 yaş grubundakilerde bu oran erkeklerdeki yüzde 15.5’lik genel oranın üstüne çıkarak yüzde 18.5’i buluyor.
Kadınlarda ise en düşük oran yüzde 25 ile 15-19 yaş arasında. Her yaş grubunda oran biraz daha artıyor. 20-24 yaş grubundaki her 100 kadının 48’i, 25-29 yaş grubundaki her 100 kadının ise 54’ü ne çalışıyor ne okuyor.
5 milyon genç sokakta
TÜİK verilerine göre yaşları 15-29 yaş arasındaki toplam nüfus eylül ayı itibariyle yaklaşık 18 milyon.
Bu gençlerin 4.9 milyonu yalnızca eğitim görüyor, 5.8 milyonu yalnızca çalışıyor, 2.1 milyonu hem eğitim görüyor, hem çalışıyor.
Geriye kalan yaklaşık 5.2 milyon genç ise ne eğitim görüyor ne çalışıyor. Yani bir kez daha vurgulayalım, bu yaş grubundaki her 100 gençten 29’u boşta geziyor.
5.1 milyon gencin yüzde 27 oranında 1.4 milyonu erkek, yüzde 73 oranında 3.8 milyonu ise kadın.
Kadın istihdamında kat etmemiz gereken hala çok yol var. Aktardığımız veriler bu gerçeği adeta yüzümüze çarpıyor.
Temel sorun eğitimsizlik değil
Bir başka gün değinmeye çalışırız; boşta gezen gençler bu durumla eğitimsiz oldukları karşı karşıya kalıyor değiller. “Ne eğitimde ne istihdamda olmak” tanımı, eğitim görülmediği için bu durumda olunduğu anlamına gelmiyor. Eğitimsizlik de bir ihtimaldir tabii ki ama bir başka yönden bakınca eğitim sürecinin tamamlanması da söz konusudur.
Eğitim tamamlanmıştır, iş yoktur ve böylece ister istemez “ne eğitimde ne istihdamda” kategorisine
Temel sorun bellidir. Temel sorun gençlere iş yaratamıyor olmamızda yatmaktadır. Ama bu son dönemlere özgü bir sorun olarak da görülmemelidir.
Sorun yıllardır aynı
Ne çalışan ne okuyan gençler... Kimi tanıma göre boşta gezen; kimi tanıma göre boşluktaki gençler... Ya da bir başka ifadeyle ister tamamladığı için, ister yarım bıraktığı için eğitimini sürdürmeyen ama iş de bulamayan gençler...
Türkiye’nin istihdamda kanayan yarası, yumuşak karnıdır bu durum...
Genç nüfus iyi de, 2050’den itibaren nüfusun azalacağı gerçeği karşısında dinamik nüfusa sahip olmak için genç nüfusun artmasını istemek, dilemek, teşvik etmek iyi de, bu gençleri ekonomiye kazandıramamak fena bir çelişki.
Ama şu gerçeklerin de altını çizmek gerek. Genç nüfusun bu durumda bulunması yalnızca içinde bulunduğumuz yıla ya da geçen yıla özgü bir durum değil. TÜİK’in bu detayda açıkladığı veriler 2014’e kadar geri gittiği için biz de ancak söz konusu yıldan bu yana bir set oluşturabildik ve görüyoruz ki sorun dört yıla yakın süredir aynı; neredeyse hiç değişmemiş. Ne daha da kötüleşme var, ne olumlu yönde kayda değer bir gelişme.
2014 öncesi veriler olsa, sanırız onlarda da şimdikine benzer bir durum görürdük.
Ama ağır yüküyle dik bir yokuş tırmanan sürücü, “Ne güzel aracım geri kaçmıyor, olduğum yerde duruyorum” diye sevinemez; ilerlemek zorundadır.
Biz de genç işsizliği konusunda aynı durumdayız. “Geçmiş yıllara göre bir kötüleşme yok” diye sevinirsek, “Yerimizde sayıyoruz” diye mutlu oluyoruz demektir.