Her son yeni bir başlangıçtır!
Her yılın son iş gününde olduğu türden benzer gelişmelere tanık oluyoruz. Çoğunluk, anı yaşamak ve enerji depolamak adına gerçekleri bir süreliğine unutmak istiyor; gelecekten umutlu olmak adına hayal dünyasına dalınabiliyor. Oysa herkes biliyor: geçmişin hatalarından mucizevi bir şekilde arınmak ve yeni bir başlangıç adına beyaz bir sayfa açmak mümkün olamıyor. Acı ve tatlı anıları ile bir dönem geride kalıyor, ne kadar umutlu olursak olalım geçmişin mirası geleceğimize ortak olmaya devam ediyor.
İş dünyası geride kalan dönemin hesaplarını kapatacak ve bilançolar buna göre şekillenecek. Sistemi oluşturan kurumsal yapı bu sonuca göre birbiri ile hesaplaşacak ve gelecekteki ilişkiler farklılaşan algılara göre yeniden biçimlenecek. Kimileri olduğundan daha iyi görünmeye çalışacak, bazıları ise yanlış anlaşılabilir endişesi ile aksini yapmaya çalışacak. Tabi ki bu hassas konular yılın son gününe bırakılmayacak. Bir süreliğine mola verilecek, ekonominin nereden gelip hangi meçhule sürüklendiği unutulacak.
Endişeler, korkular ve fırsat peşinde koşmalar çok kısa bir süre için unutulacak. Kafa karıştıran kararsızlıklar rafa kalkacak; duygusal bir iyimserlik ön plana çıkacak ve unutulmaya başlanan insani hassasiyetler kısmen hatırlanacak. İşi tarafından yönetilenler, bir çeşit hava değişimi yaşama fırsatı bulacak.
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız algılar nedeniyle, yılın son işgününde ekonomi yazmak kolay olmuyor. Evet, zor bir seneyi geride bırakıyoruz; muhtemelen daha zorlu bir sene bizi bekliyor. Bunları irdelemeyi sonraya bırakmak, daha isabetli olabilir.
Çoğunluk aynı fikirde olmasa bile, bizim de yeni yıl için temennilerimiz var. Gerçekçi ve tedbirli olmak, aklı iyiye kullanmak, her türlü aşırılık ve israftan kaçınmak hem iyi hem de önemlidir. Aksi takdirde toplumsal dayanışmayı yeniden yaratmak, hoşgörü ve uzlaşmanın etki alanını genişletmek pek mümkün olamayabilir. Bu hassasiyetleri özümsemiş kesimlerin daha başarılı ve belirleyici konuma gelmesi, temel dileğimizdir. Çağdaş medeniyeti başka yerlerde aramak yanlıştır.
Güç peşinde koşmanın ve her gelişmeyi fırsata çevirmek adına başkalarını aldatmaya çalışmanın, çözümlere ve istikrara hizmet edemeyeceğini bilmemiz gerekiyor. Birilerinin güçlenmesi pahasına, eşitsizliklerin büyümesi ve sorunların ağırlaşmasına bir şekilde izin vermek büyük bir gaflettir; sonucu ise hiçbir koşulda olumlu olamaz. Bu açıdan gelişmelere baktığımızda, verilecek ortak tepkiler nelerin yaşanmakta olduğundan daha önemlidir. Tanık olduğumuz olumsuzluklar, temel ilkelerdeki tükenişin malum sonuçlarından başka bir şey değildir.
Sadece temenni etmek ve iyi niyetli olmak, önümüzdeki engelleri aşmak için yeterli olamıyor. Koşulların bize uyacağı günü kurbanlık koyun gibi beklemekte, iyi amaçlara hizmet edemiyor. Değişmemiz ve geleceğimize nasıl el koyabileceğimizi bilmemiz gerekiyor. Nelere öncelik vermeli ve nelerden kaçınmalıyız ki, makus talihimizi değiştirebilelim?
Tüm okurlarımızın ve insanlığın yeni yılını kutluyor ve hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Zihinsel değişimin hızlanmasını, bakış açılarımızın değişmesini temenni ediyoruz. Yeni başlangıçlar, başka türlü mümkün olamıyor.