“Her şeyin ön koşulu eğlence oldu”
Bu haftaki konuğumuz Selim Sefada. Bugün Türkiye’de “eğlence sektörü” dendiğinde önde gelen isimlerden. Eczacılık Fakültesi’nden mezun aslında. Sonra PR’cı olmuş. Sonra ani bir kararla eğlence sektörüne girmiş. Türkiye’ye gelen yıldız sanatçıların önemli bir kısmı onun sayesinde gelmiş gözüküyor. Müteşekkiriz. Yetişkin eğlencesi, aile eğlencesi ve sergi olmak üzere 3 farklı şirketin kurucu ortağı şu an. 2016 ocak ayından itibaren Sefada Entertainment şirketini kurmuş. Tüm eğlence hizmetlerini tek çatı altında toplamış. Sağlam bir Galatasaraylı. Şu an Zorlu Center’da bulunan “Goal” Sergisi onun sayesinde gelmiş. Serginin en önemli parçalarından biri olan 1861 yılına ait futbol topunun önünde sorularımı sordum Selim Bey’e. Paylaşmasak olmazdı.
- Okuyucuların anlaması için tam olarak ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?
Eğlence sektöründe faaliyet gösteren Sefada Entertainment şirketinin kurucusuyum. Ağırlıklı olarak yurtdışından konser, müzikal, tiyatro ve sergileri Türkiyeye getiriyorum.
- Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Çekirdek aile diye tabir edilen anne-baba-tek çocuk ortamında büyüdüm. Babam tekstil işiyle uğraşırken annem de Maliye Bakanı Özel Kalem Müdürü idi.
“Eğlence katma değer ve anlam kazandırıyor”
- Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz?
Lisede ve üniversitede küçük organizasyon, yemek ve turlar yapardım. Askerliğimi yaptıktan sonra bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim.
- Sizin işiniz eğlence ile alakalı aslında. Dünyada eğlence paradigması ne durumda? Nereden nereye geldi?
Eğlence sektörü dünyada özellikle Amerika’da çok uzun yıllardır aktif durumda. Bazı prodüksiyonlar 50 yıldan fazladır gösterimde. Rahatlıkla söylebilirim ki, eğlence sektörü 21. Yüzyılın en önemli bileşenlerinden biri haline geldi. Şirketler ve kurumlar, hatta eğitim ile ilgilenenler eğlencesiz herhangi bir adım atmıyorlar. Satabilmenin, benimsetmenin ya da öğretmenin ön koşulu oldu adeta. Eğlence ile birlikte katma değer daha fazla artıyor. Markalar değerini bluyor. Tasarımlar anlam kazanıyor.
- Sosyal medya mı yoksa konvansiyonel medya mı yaptığınız işte etkili?
Geniş bant sayesinde internet kullanımın arttı ve son 3 yıldır sosyal medya daha etkili hale geldi. Hazırlanan reklamlar veya görseller bir tuş vasıtasıyla anında hedef kitleye çok hızlı ulaşabiliyor. Türkiye'de yıllık reklam harcamalarında digital harcamalar yüzde 5'lerden yüzde 20'lere çıkmış durumda. Sosyal medyanın da kendi içinde 2 farklı uygulaması mevcut. Reklam vermek dışında ondan daha etkili bir kullanım fikir liderleri ve ünlülerin sosyal medya paylaşımları. Özellikle eğlence sektöründe deneyim paylaşımı en etkili tanıtım. Dijitalden sonra en etkili araç ise hiç tartışmasız outdoor yani açık hava reklamları.
“Bu işin okulu yok, ilişki ve tecrübe mutlaka lazım”
- “Keşke şu işi yapsaydım” dediğiniz oldu mu?
Şu andaki işimden çok memnunum. Ama lisedeyken doktor olmayı istiyordum. Eczacılık fakültesini bitirip eczacı oldum. Aynı zamanda faal eczacıyım.
- Bu işin okulu var mı? Yoksa tecrübeyle ve ilişkiyle mi yürüyor?
Az önce de belirttiğim gibi ben eczacıyım. Bu sektörde faaliyet gösteren bir çok şirket sahibi arkadaşım var, hepsi farklı dallar okumuşlar. Bizim sektörümüzün spesifik bir okulu yok. Pazarlama, reklam ve işletme mezunları bizim işimizi yapabilir. Ilişki bizim işimizin en önemli unsuru. Özellikle yurtiçi gerekse yurtdışı sanatçı ve ajanslarla ilişkiler. Yaptığınız işler bir sonraki işiniz için referans teşkil ediyor. İlişkilerinizde güven kazanmak çok önemli. Tecrübe sadece bizim işimizde değil her işte gerekli. Her yapılan işte yeni birşey öğrenebiliyorsunuz. Özellikle yabancı prodüksiyonlardan elde edilen deneyim, kendi prodüksiyonlarınızı yaparken bakış açınızı belirliyor ve hata yapmanızı engelliyor.
“Andre Rieu, kasap havası çalınca büyük keyif oldu”
- Hiç unutamadığınız bir anı var mı?
Andre Rieu konserinde yaşadığım hem şaşırtan hem de sevindiren bir olay oldu. İlk kez Türkiye'ye geldiği konser; arena ağzına kadar dolu. Klasik müziği kendi tarzında yorumlayarak herkesi ayağa kaldırıp dans ettirdi. Finalde Türkiye’den kasap havası ve “Katibim”i çaldı. Saha içindeki koltuklarda oturanlar zincir yapıp halay çekmeye başladı. Görülmesi gereken bir resimdi.
- Yaptığınız işte küresel olarak öne çıkmış isimler veya kurumlar var mı?
Live Nation, CAA, ITB, AEG çok önemli şirketler. Hem kendi sanatçı portföyleri var hem de sanatçıların turne programlarını yapıyorlar. Bunun dışında sahne prodüksiyonları yapan Feld Entertainment, Stage Entertainment, Disney ilk akla gelen şirketler.
“Vergiler çok ama çok yüksek”
- Sektörün en önemli derdi nedir? Özellikle Türkiye’de...
Vergiler. KDV Avrupa’daki birçok ülkeden daha fazla. Mesela Hollanda’ yüzde 6, Almanya’da yüzde 7, Fransa’da yüzde 5.5. Türkiye’de ise 18. Eğlence vergisi Avrupa’nın hiçbir yerinde nerdeyse yok. Bizde yüzde 10. Bunların üzerine de MESAM payı eklendiğinde satılan biletin yaklaşık yüzde 3'ü vergilere gidiyor.
Bilet fiyatını artıdığınız zaman yeterli satış yapamıyorsunuz. O yüzden çok hassas ve dengeli fiyatlanırma yapmanız gerekiyor. Bir diğer sorun da yükselen döviz. Yapılan anlaşmalar 1 sene öncesinden yapılıyor. Bazen anlaşdığınız gündeki Döviz/TL oranı büyük bir artış gösteriyor. Ancak aynı artışı siz bilet fiyatına yapamıyorsunuz.
Bu işte ekmek var mı? Varsa gençler ve girişimciler nereden başlamalı?
Doğru proje, doğru pazarlama ve doğru zamanlamada bu işte ekmek var. Ancak bu 3 unsuru biraraya getirmek malesef çok kolay olmuyor. Doğru proje ama yanlış zamanlama olabiliyor. Bazen hiç tahmin etmediğiniz bir proje doğru pazarlama ile inanılmaz başarılı oluyor. Ülkenin ekonomik durumu çok önemli. Bunun dışında hiçbir zaman istemediğimiz doğal afetler veya terör saldırıları tüm ülkeyi etkilediği gibi bizi de etkiliyor. Bu işe başlayacak olan kişiler mutlaka sektördeki iyi şirketlerde çalışarak tecrübe edinmesi gerekiyor. Bu arada şirketten ayrılıp kendi şirketini kurup başarısız olan çok kişi var. Dikkatli, sabırlı olmak ve doğru projeler yapmak çok önemli.