Her şeyi patron mu yapacak?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Bir kahvesini içmek için uğradığım arkadaşıma bir dokundum ve bin ah işittim.

Selam faslından sonra ağzından ilk çıkan "yahu kardeşim, ben yarın ölsem ne olacak, batacak mı bu müessese" oldu. İşini her zaman büyük bir titizlikle yürütmeye çalışan birisi olduğu için, detaylara hep önem veren birisi olmuştu. Öte yandan birçok KOBİ gibi, bulunduğu yere tam anlamıyla " tırnaklarıyla kazıyarak " geldiği için, firmadaki her işin nasıl döndüğü konusunda kendi fikrinin olmadığı yerlerde tedirginlik yaşıyordu. Bunun sonucunda da doğal olarak işlerin neredeyse tamamı için kendisi karar vermek zorunda kalıyordu.

Kendisini gülümseyerek dinlememi tuhaf karşılamış olsa gerek ki "yahu arkadaş, benim sıkıntımdan keyif alır gibi bakma" diye çıkıştı. Oysaki benim bakışımdaki ifade "ben bu filmi çok kere seyrettim" ifadesi idi. Çünkü KOBİ sahibi işletmelerin neredeyse tamamında, büyük ölçekli işletmelerin ise "patron rotasında" gidenlerinde aynı sorunu gözlemliyordum. Sorun aslında hep aynı sorun; iş sahibinin dizginleri elinden bırakmadan işletmeyi yönetmek istemesi. Bu kötü bir fikir mi derseniz, cevabım hayır olacaktır ancak, dizginleri tutayım derken tüm yükü yüklenirseniz, sonunuz bu ağıtı her zaman yakmak olacaktır.

Yönetimin en önemli unsurlarından birisinin "yetki devri" olduğunu hepimiz biliriz ve sözünü ederiz amma çoğunlukla görülen ise, sözünü etmek ancak yetkiyi asla devretmemek.

"Ben yetkiyi nasıl devredeyim, güvenemiyorum ki" sorusu bahane değil ancak yönetimdeki zayıflığın bir göstergesidir.

İşletme bir takım çalışması şeklinde yönetilmezse, işlerin aksaması kaçınılmazdır. Bu takımın her üyesinin de işini bilen kişiler olması gerekir. Hiç birimiz bulunduğumuz yerlere öğrenmeden, çalışmadan, tecrübe kazanmadan gelmedik. Bizlere verilen olanakları değerlendirip, kendimizi mesleki anlamda yukarı çektik. Gerçek olan şu ki, elimizin altındaki cevherin değerini ona bu değeri gösterme şansını vermeden asla bilemeyiz.

Yetki vermezseniz ve devretmezseniz, işlerin altında ezilmeniz kaçınılmazdır. Hele ihracat gibi bazı özel yeterliliklere sahip olunması gereken bir iş de yapmaya kalkıştıysanız durumunuz pek de keyifli olmayacaktır. Yetkiyi devretmeden önce o kişinin sizin ne istediğinizi çok iyi bilmesi gerekir. Doğal olarak da işin nasıl yapılması gerektiği konusunda da yeterli seviyeye gelmiş olmalıdır. Son noktada da o işi hakkıyla yapabilmesi için gereken yetkinin ona aktarılmış olması gerekecektir. Bunun yapılabilmesi için de, yetkiyi aktaracağınız kişiye sınırlarını tanımlamanız ve bu sınırlar içerisinde karar verebilmesi için gereken bilgilere erişimini sağlamanız gereklidir.

Her an her yerde olmamız mümkün olamayacağı için, yeki verdiklerimiz, o işleri bizim adımıza yapacaklardır. Korkmayalım, kontrolü kaybetmeyeceğiz çünkü bilgi akışını ve sağlıklı iletişimi kullanacağız. Eğer polis sorgulaması yapar gibi hesap sorarsak ve eleştirilerimizin sınırını, kırıcı olma sınırına yaslarsak sonuç doğal olarak olumsuz olacaktır. Kuşkusuz size tüm yetkiyi bir anda devredip arkanızı dönün demiyoruz. Arkadaşınızın yapabileceklerini gördükçe, devredilen yetki ve sorumluluk arttırılırsa, sorun çıkma olasılığı azalacaktır. Arkadaşınız size karar vermenize yarayan seçenekleri getirmeden ve bu verilere dayanan kendi fikrini belirtmeden "ne yapalım" diye soruyorsa, ona nasıl yaklaşması gerektiğini anlatarak çalışmasını o yönde tamamlamasını isteyin. "Bu adam bu işi beceremeyecek" düşüncesi ile işi yine siz üstlenirseniz, "her işi benim mi yapmam gerekiyor" sızlanmasını her zaman yaparsınız. Unutmayalım ki yetki devredilen kişi sizin klonlanmış benzeriniz değil, başka bir kişidir. Her şeyi tıpatıp sizin gibi yapmasını bekleyemeyiz. Ancak sonucun doğru ve zamanında elde edilmesi önemlidir.

Eğer yanlış giden bir şeyler olursa, arkadaşınızın sorunu anlamasına yardımcı olun, çözüm için güven duymasını sağlayın ve tekrarını engelleyecek tedbirleri almasını sağlayın.

Eğer her şeyi biz yapacaksak, niye eleman alıyoruz?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019