Her ölçekte ve katmanda “multilateralizm” şart!
Multilateralizm, Latince "multi" (çok) ve "later" (yan, taraf) kelimelerinden türetilmiştir. Çok taraflılık, birden fazla ülkenin ortak bir amaç için iş birliği yaptığı bir sistemdir. Çok taraflılık, genellikle uluslararası ilişkilerde kullanılır. Ülkeler arasında barış, güvenlik, ekonomik kalkınma ve diğer ortak çıkarları teşvik etmeye vurgu yapar.
Multilateralizm, 19. yüzyılda ortaya çıkmış, 20. yüzyılda daha sık kullanılır hale gelmiş, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının ardından ülkelerin tek başına sorunları çözemeyeceği net olarak anlaşılınca ortak amaçlar için iş birliği yapma gerekliliği ile iyice yaygınlaşmıştır.
Günümüzde, çok taraflı ticaret, çok yanlılık, çok taraflılık ve son olarak “kapsayıcılık” şeklinde daha zengin ve yaygın versiyonlarla, farklı ifade şekilleriyle kullanılan çok taraflılığın, yanlılığın uygulandığı bazı örnekler şunlardır: Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü, G20, Avrupa Birliği.
Genel olarak, çok taraflılık, ülkeler arasında iş birliği yapmanın ve ortak çıkarları teşvik etmenin en iyi yollarından biridir. Çok taraflılık, barış, güvenlik, ekonomik kalkınma ve çevrenin korunmasına yardımcı olur.
Tek taraflılık ise bir ülkenin kendi çıkarlarını kendi başına gözetmesidir. Tek taraflılık, genellikle uluslararası ilişkilerde kullanılır ve diğer ülkeleri dikkate almadan bir ülkenin kendi çıkarlarını takip etmesine neden olur.
Tek taraflılığın bazı örnekleri:
- ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları
- Çin'in Güney Çin Denizi'nde yaptığı askeri inşa çalışmaları
- Rusya'nın Ukrayna'yı işgali
Çok taraflılık ve tek taraflılık, uluslararası ilişkilerde iki farklı yaklaşımdır. Çok taraflılık, iş birliği ve uzlaşmaya dayanırken tek taraflılık çatışma ve gerilimden beslenir.
Çok taraflılığın avantajları:
- Barış ve güvenliği teşvik eder
- Ekonomik kalkınmayı destekler
- Çevreyi korur
- Daha adil ve hakkaniyetli bir dünya yaratır
Çok taraflılığın dezavantajları:
- Karar alma sürecini yavaşlatabilir
- Ülkeler arasında anlaşmazlıklar yaratabilir
- Güçlü ülkelerin çıkarlarını öne çıkarabilir
Tek taraflılığın avantajları:
- Bir ülkenin kendi çıkarlarını daha hızlı ve etkin bir şekilde takip etmesine olanak tanır
- Diğer ülkeler üzerinde baskı oluşturabilir
- Daha fazla kontrol sağlar
Tek taraflılığın dezavantajları:
- Barış ve güvenliği tehlikeye atabilir
- Ekonomik kalkınmayı engelleyebilir
- Çevreyi kirletebilir
- Daha adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir dünya yaratabilir
Genel olarak, çok taraflılık, tek taraflılıktan daha avantajlı bir yaklaşımdır. Çok taraflılık, barış, güvenlik, ekonomik kalkınma ve çevrenin korunmasına yardımcı olur. Ancak, çok taraflılık, karar alma sürecini yavaşlatabilir ve ülkeler arasında anlaşmazlıklar yaratabilir.
Neden bu başlık ve bu konu?
Genel olarak bu köşede iş dünyasının geleceğine odaklanarak, iş liderlerine, sürdürülebilir iş için bilim-teknoloji ve gelecek odaklı bilgiler, esinlendirecek fikirler, öneriler paylaşıyorum. Farklı bakış açıları ile daha fazla ve inovatif düşünmeyi, sorgulamayı ama en çok da harekete geçmeyi teşvik etmek ve aksiyoner kasları tetiklemek istiyorum.
Multilateralizm’e değinmem de işte tam olarak bunlar yüzünden.
Çünkü dünya ve ülkemiz, hızlı, kapsamlı üstelik zorunlu teknolojik gelişim yüzünden gerçekleşmesi gereken bütüncül hatta devrimsel bir dönüşüm süreci içinde. İnsanoğlu, yeni bir çağa geçmenin huzursuz devinimleriyle kaygılı ve stresli. Tüm ülkeler her dönüşüm sürecinde olduğu gibi bir kez daha yüksek enflasyon, telaş, panik, işsizlik ve sosyal huzursuzluk sarmalında.
Doğal olarak şirketler de maliyetleri azaltmak, işlerini dönüştürmek ve insan kaynağı yetkinliklerini geliştirmek gibi hayati konularla uğraşmak zorunda. Çetrefilli ekonomik koşullara rağmen ayakta kalabilmek, ağır rekabetle mücadele edebilmek, satışları, gelirleri ve karlılığı artırmak için farklı yollar bulmak ihtiyacında.
Sonuç: “Multilateral” yaklaşımı hatırlatmak isterim ve yukarıda ülke yazan yerlere “şirket”, uluslararası yazan yerlere de “sektörler arası” yazıp tekrar okumanızı öneririm.