“Her an herşey olabilir” algısının yatırım/üretim/ ihracata etkisi…
2023 yılı Ocak ayı…
Frankkfurt’ta düzenlenen Heimtextil Fuarı…
Ev tekstili tasarımı okuyan, 20 civarında, Bangladeşli “meslek lisesi” öğrencisi de fuar alanındaydı…
***
Türkiye’den geldiğimizi öğrenince;
Biri, “2026 yılında Gaziantep’e, ‘halı fuarına’ gelmeyi planlıyoruz.” diye, heyecanla söze başladı…
***
Bangladeşli bir lise öğrencisinin, o
cümlesi:
“Çocuklar 3-4 yıl sonrasını planlayabiliyor…” diye, kendimizi sorgulatmıştı…
***
Planlama önemli…
Planlamanın uygulaması çok daha
önemli…
***
Beklentiler, algı ve güven ise uygulamalardan (uygulamalardaki adalet nedeniyle) da önemli…
Mal ve hizmetlerdeki fiyatlama davranışlarının, planlama ve uygulamalardan ziyade beklentilerle şekillendiği “yaşadığımız” süreç, “net bir şekilde” doğruladı bu tespiti…
***
Döviz ihtiyacımızı borçlanmadan karşılayabilmemiz için:
Önce dünya standartlarında, rekabet edebilir ve verimlilik/ölçek artırarak (kendine yeterlilikten daha fazla) üretmemiz;
Fazlayı ihraç edebilmemiz;
Hem enflasyonu, hem risk primini, hem borçlanma ihtiyacını ve hem de faizleri sadece bu yolla düşürebileceğimizi bilmemiz gerekiyor…
VELHASIL
“Her an herşey olabilir” şeklindeki “genele yayılan algı” ve “yarattığı olumsuz beklentiler” ise:
Bırakın kişisel planlamayı, bilimsel planları/programları dahi boşa çıkarmaya yetiyor…
***
Örneğin…
Dün açıklanan veri:
İhracatın ithalatı karşılama oranının “uygulanan programlara rağmen” 2024 Şubat ayında yüzde 75.7 iken, 2025 Şubat ayında yüzde 72.8’e gerilediğini gösteriyor…
2025 yılı Ocak-Şubat döneminde 41.9 milyar dolarlık ihracata karşılık 57.3 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmemiz ise açığı, döviz ve borçlanma ihtiyacımızı artırdığımızı anlatıyor…
***
Yıllardır tekrarlananı, tekrarlayalım:
Normalleşmeye ve eğitimden adalete rasyonel/gerçekçi politikalara ihtiyaç duyuluyor…