Hepimizin gündeminin ilk maddesi terörle mücadele olmalıdır
Ankara ve Diyarbakır’da 14 satlik süre içersinde iki terör saldırısı yaşadık. Son züamanda yaşadığımız tedrör olaylarına yenilerini ekledik.Birinde 28 , diğerinde 6, toplam 34 şehit verdik. Bu terör saldırıları bizi oturup düşünmeye “ilk maddesi terörle mücadele” olan bir gündemle “birlik” içersinde çözüm arayışına yöneltmelidir. Terör sorunu, yalnız iktidarın yada bir grubun sorunu değildir. Devletin bütün unsurlarının sorunudur. Terör sorununun çözümü, terörün geriletilmesi, toplumun bütün unsurlarının birlik içersinde hareketiyle önlenebilir/sağlanır...
Türkiye terör sorununu son yarım yüzyıldır bütün sıcaklığıyla yaşamaktadır. Son on yılda sınırlarımız ötesinde Irak ve Suriye’deki dağılma/iktidar boşluğunun ortaya çıkması sonrasında daha da yakıcı olarak hissetmektedir. Terörün yan unsuru olarak gündeme gelen göç sorunu da bize büyük fatura ödeten bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Bu gelişmeler olurken iktidar kendi dış politikasını, komşularla ilişkileri tartışmak istemezken, muhalefet ise iktadarı sürekli eleştirmenin yanı sıra, çözüm için halka ulaşabilen yeterli politika değişimini ortaya koyamamıştır.
Son dönemde iktidar terörle mücadelede diyalog yerine askeri yöntemleri artırarak çözüm aramaktadır. Muhalefet bu alanda da iktidarı suçlamakla yetirmektedir.
İçinde yer aldığımız Ortadoğu coğrafyasında Irak’ta Saddam’ın devrilmesinden bu yana, bölge ülkelerinin yanı sıra, Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya gibi ülkelerde aktif olarak bölgedeki gelişmelere müdahil oldular/bu günde olmaya devam ediyorlar.
Türkiye 2000’li yılların başında “Ortadoğu Arap baharı” gündemdeyken yola “Komşularla sıfır sorun” sloganıyla çıktı. Komşu ülke liderleriyle bir araya gelip ortak toplantılar yaptı.
Ancak, bölgede esen değişim rüzgarları “Demokratik” özelliğini kaybedip, “Otoriterleşmelere” yol açtı. Türkiye’nin ilişkilerinde hem bölge ülkeleriyle, hem bölgede yeni ortaya çıkan gruplarla, hem de bölgeye müdahil olan büyük ülkelerle ilişkilerinde sorunlar yaşayıp politikalarında “yalnızlaşmıştır”.
Şimdi terör karşısında bölgeden kaynaklanan olumsuzlukların bize ”terör” ithalini önlemek için gündemi “terör” olan bir çalışmaya ihtiyaç vardır. Bunun bir ayağında iktidarıyla muhalefetiyle birlikte toplumun bütün gruplarının, çözüm arayışınoa yer almaları gerekir. Toplumun bütün grupları teröre karşı çözüm arayışına “Amasız, fakatsiz,” katılarak destek vermelidir. Diğer ayağında Ortadoğu’da bölgemiz coğrafyasında yer alan bütün ülkeler ve bölgeye müdahil olan büyük uluslarla sağlıklı bir işbirliği oluşturacak bir ilişki düzeni geliştirilmelidir.
Ancak, içerde ve dışardaki bu sağlıklı ilişki kuralabilirse terör konusunun çözüm arayışlarımızdaki yalnızlığımızdan kurtulur, çözüm yolunda doğru adımlar atabiliriz.
Ortadoğu’da komşu coğrafyamızdaki sorunlar bugünden yarına son bulacak gibi görünmüyor, uzun sürecek özellikler taşıyor. O nedenle biz o coğrafyadan bize ihraç edilecek terör ve göcü sınırlandırabilmek için içerde birlikteliğimizi artırmaya, demokratik çözümleri üretmeye ihtilacımız vardır. Uluslararası alanda ise, suçlamalarla ülkedeki gelişmelerde yer alan ülkeleri hizaya getirme arayışları yerine, sağlıklı işbirlikleriyle bize zarar vermeyecek sonuçların sağlanmasına imkan yaratmalıyız.
Önceki akşam ve dün Ankara ve Diyarbakır’da ki terör saldırılarında hayatını kaybedenlere tanrıdan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerim.