Hep bana…

Muhtemelen farklı bölgelerde de vardır ama bizim Trakya’da “Hep bana hep bana Rabbena…” derler.

Bencilliği vurgulayan keyifli bir deyiştir ki bir de bizim ağızdan, klasik Trakya şivesiyle söylendi mi muhatabını gülümsetir.

Bu girişi yapma sebebime gelince…

Geçtiğimiz günlerde duyduğum bir söylenti beni gerçekten de şaşırttı.

Biliyorsunuz ya da duydunuz, hibrid motorlu araçlara devlet bir teşvik veriyor. Yerli olarak üretilen iki model ve 1.6 ile 1.8 motorlu araçlar bu ÖTV teşviğinden yararlanıyor. Bence doğru olarak atılan bu adımda motor hacimlerinin yükseltilerek yararlanan araç sayısının artırılması düşünülüyormuş ya da masaya gelmiş.

İşte bu noktada, bu teşviklerin çıkması için en çok çaba gösteren marka konumundaki Toyota’nın olumsuz görüş bildirdiğini duyunca açıkçası oldukça şaşırdım. Hemen belirtmeliyim ki ticari olarak bu itiraz haksız sayılmaz lakin yıllarca bu tip bir teşviği talep eden tarafın şimdi Rabbena noktasına gelmesini de çok etik bulmadığımı belirtmeliyim. Bu yazıyı okuyup bana “Yok öyle bir şey düşünülemez bile” şeklinde açıklama gelirse tabii ki yayınlarım ama 3 farklı pozisyondaki 3 farklı markanın çalışanlarından gelince bu söylenti insan ister istemez inanıyor.

Umarım bana gelen bilgi eksik ya da hatalıdır.

Bir diğer konu da malum ÖTV desteği ile ilgili. Bu konu hakkında da gelen duyumlar olumlu. Hatta sektörün bazı üst düzey yöneticilerine teşviğin devam edeceği yönündeki niyet bizzat Ankara’dan beyan edilmiş bile.

İnşallah bu duyum doğru çıkar da kanayan yaraya bir nebze de olsa pansuman olur. Hoş yaranın kanamasına şifa olmaz ama ortalama modellerin 200 bin lira üstüne çıkmasına da bir şekilde dur demek gerekiyor.

Geçtiğimiz günlerde katıldığım bir toplantıda uluslararası bir şirketin orta/üst yöneticilerinden bir tanesi yakın zamanda geçmiş yıllardaki Bulgaristan gibi olacağımızı, yolları yaşlı Alman arabalarının dolduracağını, bugünkü giriş modellerinin ise lüks sayılacağını söyledi.

Haksız mı? Düşündüm de hayır…