Henüz yeni başlıyor
Geçtiğimiz hafta Türkiye’de en çok konuşulan konuların başında hiç şüphesiz gerçekleştirilen vergi artışları vardı.
Bireysel gelir vergisinin yanında Kurumlar Vergisi dahil olmak üzere bir çok mal ve hizmetin vergilerinde artış yapıldı.
Bizi ve bu köşeyi ilgilendiren konu ise Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne getirilen artış oldu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın çok politik bir uslüpla, “Yüzde 40 değil zaten yüzde 15 artacaktı. Biz yüzde 25 artırdık” sözleriyle açıkladığı, ama gerçekte vatandaşın cebinden yüzde 40 oranında ek bir para çıkacak vergiyi savunabilecek hiçbir kriter olduğunu düşünmüyorum.
Zaten, yüzde 15 artacaktı demesi, şüphesiz ki AKP yönetiminden önce devreye alınan Yeniden Değerleme Oranı ile ilgili bir detay. Lakin, yasa koyucu olarak bu oranla oynamak da yine bakanlar kurulunun elinde.
Burada asıl sıkıntı, bütçenin artık yama tutmuyor olması. Kaynak gerekiyor. Bu kaynak için de en kısa çözüm ya elinizdeki malları satmak ya da vergi oranlarını yükseltmek.
Hükümet, önümüzdeki yıl elinde kalan son kamu mallarını da satacak ve kanayan yaraya bir pansuman daha yapacak.
Ama son atımlık barutunu da harcadıktan sonra tekrardan nakit ihtiyacı da olacağı bir gerçek. Çünkü, Türkiye artık katmadeğer yaratamıyor. Yarattığı katmadeğer de yetmiyor.
Bir ülkenin TOKİ ile büyümesini sağlıklı olarak değerlendirmek, hiçbir pozitif bilimle açıklanamaz.
2019 yılındaki seçimlere kadar ekonomide alınacak karar ve tedbirleri size aktarayım.
Önce, mevcut tüm indirim ve istisnalar kaldırılacak. Daha sonra yine politik bir kulp bulunarak, ÖTV’ye zam yapılacak. Bu arada, eldeki tüm varlıklar eğer alıcı bulunabilirse satılacak.
2018’in son aylarında yine ve yeni bir vergi barışı devreye alınacak.
Seçimlere ekonomik krizle girmek istenmediği için piyasalara suni rahatlama sağlayacak bir adımlar atılacak.
Bu adımlardan en çok zararı da yine otomotivciler görecek. Çünkü, ekonomide yapısal adımlar atılamadığı için faizlerin gerilemesi mümkün değil. Siyasi riskleri bir kenara bırakalım, ülkenin ekonomik verileri, mevcut nüfusun gelir seviyesini artırmaya yetmiyor.
Durum bu şekilde olunca da gelir ihtiyacı dolaylı vergilerden sağlanıyor. Buradaki günah keçisi ya da kümesteki tavuk da otomotiv. Önümüzdeki dönemde yapılacak oynamalar, zaten döviz kurları seviyesi başta, olması gerekenden pahalı şekilde satılan yeni araçların, etiketlerini daha da yukarı çekecektir.
Başka çare olmadığı için satın almak ve kullanmak daha pahalı olacaktır.
Şu anda otomotiv pazarının belirleyicisi filo şirketlerinin de fiyatlarının yükseleceğini öngörebiliriz. Zira, yüzde kırklık bir MTV artışının, fiyatlara yansımaması söz konusu bile olamaz.
Sözün özüne gelirsek, Maliye geçen hafta, kartopunu zirveden aşağı yuvarlamıştır. Bunun bir çığ haline alacağını tahmin etmek, felaket tellallığı değil objektif bir tahmindir.
Bu tahminimin boşa çıkmasını çok istesem de maalesef verilere bakınca yanılacakmışım gibi durmuyor.