Hem iri hem fit olmak mümkün mü?
Konuya şirketler açısından bakalım. Pek çok yönetim gurusuna göre hayır. Çünkü fit olmak demek, bir şeyleri zorlanmadan, dayanıklılıkla, esneklikle yapabilmek demek.
İri ve hacimli olduğunuzda, hareketleriniz yavaşlar, esneklik kaybolur ve dayanıklılığınız da sandığınız kadar iyi olmaz. Bu şirketler açısından şu anlama geliyor; şirketlerin iri ve büyük olması, hantallık getirir. Hantal şirket çabuk karar verip, uygulamaya geçemez. İcrası yavaş olur.
Değişime adapte olması uzun sürer, bu durum içinde bulunduğumuz çağda ölümcüldür. Yönetim alanında çoğu kanaat önderi, bu şirketlerin yapıları gereği asla fit olamayacağına inanıyor. Ben ise aksini düşünüyorum. Bir start up gibi çevik, hızlı ve adaptif olamazlar elbette ancak büyük şirketlerin çoğu doğru dönüşüm modeli, kültür ile uyumlu metodoloji ve istikrarlı çaba ile hem iri hem de daha fit olabilir.
İri ve büyük şirketlerin fit şirket olma yolculuğu
Fit olma hali Yönetim Kurulu’nuzun bunu talep etmesi ile başlar. Sonrasında ise tepe yönetim ekibinizin bu fikri benimsemesi ve fit olmayı istemesi gerekir. Bu iki durum söz konusu değilse, yazının bundan sonrası anlamlı olmayacaktır. Şimdilik biz bu konuda istekli olduklarını varsayalım. Yani daha hızlı, çevik ve dayanıklı bir şirket olma isteği hasıl olmuş olsun. Büyük ve iri olmanın getirdiği avantajları koruyalım, ama daha fit olalım kararı verilmiş olsun.
İlk adım, şirketin strateji ve iş modelinin analizidir. Sonrasında ise şirketin yönetişim, yönetim, organizasyon, kültür ve operasyonları “fit” olma yönünden analiz edilir. Bu işi dışarıdan uzman yönetim danışmanlarına yaptırmakta fayda var. Nesnellik ve farklı şirket tecrübeleri gereklidir. Bu iki analiz bize şirketin “irilik” ve “fitlik” durumları hakkında fikir verir. Dönüşümü planlamayı sağlar.
Strateji “fit” olma yönünü tayin eder
Sonraki adım, strateji geliştirmedir. Bu konu çok derin, ancak genel olarak şunu söyleyebiliriz, temel yetkinliklerinizi müşteri ihtiyaç ve beklentileri, trendler, pazarda boşluklar veya yeni pazarlar ile buluşturma işi. Bu işi doğru yapmazsanız, fit şirket olma yolunda ilk düğme yanlış iliklenir. İçinde pek çok veri toplama, analiz ve analitik işi olan bir konudur. Otellerde toplanıp iki günde strateji belirlenmez.
Üçüncü adım, stratejiniz doğrultusunda, maliyet optimizasyonu sağlamaktır. Yani stratejiniz açısından önemsiz alanlardaki maliyetleri azaltmak ve bu tasarrufu strateji açısından yüksek öncelikli alanlara aktarmaktır. Örneğin güçlü bir markanız var, satışlarınız çok iyi, ancak müşteriye teslimat hızınız veya ürün kaliteniz düşükse, reklamdan tasarruf yapıp, kaynakları tedarik zincirine aktarın.
Ya da bir iş kolundan çıkıp, sağlanan fonu stratejik önceliğiniz olan iş koluna aktarın. Son adım, icrayı şekillendirmektir. Stratejik önceliklerle uyumlu bir şekilde organizasyon yapısını yeniden düzenleyerek “fit”liği yani çeviklik, hız ve sürekli iyileştirme kültürünü teşvik etmektir. Şirket içinde ekipler arasında işbirliğini artırmak için yeni iletişim ve yönetim sistemleri geliştirmek de “fit” olmak için önemlidir.
Bir anda olmaz, ama çabayla olur!
İri şirketler bir anda “fit” şirkete dönüşmez. Ama istikrarlı ve kararlı adımlar, iri bir şirketi daha fit hale getirebilir. Stratejileri net, maliyet tasarrufları ve kaynaklarını buna göre yöneten, stratejileri ile uyumlu organizasyon ve operasyon modellerini oluşurmuş, kültürünü daha hızlı, çevik ve esnek bir şirket olmak üzere geliştiren iri şirketler var. Örneğin Lego, Verizon ve P&G bu dönüşümü başarmış ve daha fit hale gelmiş şirketler. Üçünün de hikayesinde benzer bir dönüşüm var. Bu dört adımı atarak hem iri hem de daha fit olmayı başardılar. Siz de başarabilirsiniz.