Hedef pazarın içinde çeşitlilik
Her ne kadar Türkiye, geleneksel olarak AB ülkelerine ihracat yapmak çabasında olsa da sıkışan ekonomik göstergeler ile kalite ve fiyatlarda yaşanılan sıkıntıların sonucu olarak, farklı pazarlar arayışına gireli bir hayli oldu. Biz de bu çerçeveden olmak üzere, ihracatçı dostlarımıza yardımcı olmak amacıyla, 13.12.2011 tarihinde “Kara Afrika’nın Ak Umutları” başlıklı sohbetimizi yayınlamıştık. Afrika pazarının gelişmesini ve buralara gitmek isteyen ihracatçı dostlarımızın bilgi toplayabilecekleri kaynakları anlattığımız bir sohbet idi.
Burada vurgulamak istediğimiz konu, hedef pazar olarak “Afrika” gibi bir niteleme yapmanın, bizleri oldukça yanlış işler yapmaya yöneltebileceğidir. Afrika koskoca bir kıta ve kuzeyi ile güneyi arasında, kıyaslama yapılması güç farlılıklar var. Üzerinde barındırdığı ülkelerin ekonomik, siyasal, etnik, demografik vb. yapıları da (bir kısmı hariç) birbirlerine pek fazla benzemiyor. Hal böyle olunca da “Hedef Pazar Afrika” ifadesi, kavşağa gelen otomobilin sürücüsüne yol göstermek için işaret parmağımızı kullanıp yön belirtmek yerine, beş parmağımızı da açıp şuradan git demek gibi yanılmaya yol açacak bir davranış oluyor.
Aynı ifadeyi “Rusya Pazarı “ için de kullananlara küçük bir uyarımız olacak. Şimdilerde kısaca Rusya diye andığımız ülke aslında “Rusya Federasyonu”. Her ne kadar Afrika içerisindeki ülkelerin farklılıkları kadar olmasa da içerisinde kendi sistemlerine göre federasyonun üyesi olan cumhuriyetlerin, özerk bölgelerin mevcut farklarını dikkate almamız gerekli. Genel geçer dil Rusça olsa da yerel dillerin varlığını ve hatta bazı yerlerde onu aşan yerel diller olduğunu da aklımızda tutmakta fayda vardır. Kuşkusuz bu yerel dilleri bilmeli ve ona göre hareket etmelisiniz demiyoruz amma dillerle beraber “Farkları fark ederseniz siz de fark edilirsiniz” demek istiyoruz.
Gelelim ihracatımızın yarısına yakınını alan ve her ihracat başlamak isteyenin gözünü çevirdiği AB pazarına. Hedefimiz orası olabilir amma güney kıyılarımızda yer alan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile başlayıp, oldukça kuzeydeki Finlandiya’ya çıkıp, güneye İspanya ve İtalya’ya ve oradan da eski Yugoslavya’nın parçası olan Hırvatistan Slovenya’ya bakarsak, 28 AB üyesinin verileri ile aklımız biraz karışacaktır.
Bu nedenle, hedef Pazar belirleme çabalarımızda biraz daha odaklanarak çalışma yapmamız da fayda görmekteyiz. Tümden gelim yöntemini kullanarak, küresel ticaret hareketleri üzerinden başlayıp hedefimizi önce bölgelere sonra ülkelere indirerek kısıtlı sayıda Pazar belirlemekte fayda vardır. Bunların arasından da mevcut kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanabileceklerimiz seçerek üzerlerinde çalışmalıyız.
Afrika’ya girmeyi tasarlıyorsak, unutmayalım ki kuzeyinden güneyine ve doğusundan batısına gitmek için saatler süren uçuşlar yapmamız gerekecektir. Rusya dediğimiz ülke için daha fazlasını düşünmekte fayda var. Zira ülkenin doğusu ile batısı arasında saat farkı bile işe biraz tedbirle başlamak için geçerli bir nedendir.