Hedef koymak güzel de…
Geçtiğimiz hafta içinde tüketici finansmanı şirketi TEB Cetelem'in elektrikli araçlar üzerine bir araştırması yayınlandı.
TEB Cetelem'in İngiltere, Rusya, Almanya, Belçika, İspanya, Fransa, İtalya, Polonya, Portekiz ve Türkiye'den toplam 6 bin kişiyle yapılan 'Elektrikli Otomobiller' anketi çerçevesinde katılımcılara, elektrikli otomobillerin tüketiciler tarafından nasıl algılandığı, bu araçların yaygınlaşması için devletlerden beklentilerin ne yönde olduğu ve devletlerin elektrikli araçlara karşı tutumunun nasıl olduğu soruları yöneltildi. Buna göre, Avrupa çapında elektrikli araçlara en çok ilgiyi Türkler gösteriyor.
Gerçekleştirilen geniş çaplı anket sonucunda elde edilen sonuçlardan biri de elektrikli otomobillerin tüketiciler tarafından ilgiyle takip edildiği yönünde oldu.
Özellikle Türk tüketicilerin yüzde 93'ü elektrikli araçlara ilgi gösterirken; yüzde 82'si de bu araçları satın almaya hazır olduklarını belirttiler. Ayrıca Türk tüketicilerin yüzde 67'si elektrikli araçların termal araçlardan daha ekonomik olduğuna inandıklarını açıkladı. Elektrikli araçlara en fazla ilginin Türkiye'de olduğunu gösteren anketten elde edilen bilgiler, bu ilginin nedenini de ortaya çıkardı.
Buna göre, tüketicilerin elektrikli araçlara yönelmesinin nedeni, Türkiye'de tamamen ekonomik gerekçelere dayanıyor. Avrupa'da ise anket için görüşülen kişiler, elektrikli otomobil alma olasılıklarının nedeni olarak, bu otomobillerin çevreye karşı duyarlı araçlar olmasını gösterdi. Buna karşın Türkiye'den katılımcılar, elektrikli araçların, çok yüksek akaryakıt fiyatlarından dolayı içten yanmalı motorlara alternatif olabileceğini belirtti.
İlginç bir çalışma olduğunu söylemek mümkün. Aslında yararlı da olduğunu dünüyorum. En azından tüketici profilini doğru okumak adına çok faydalı. Ama çalışmanın sonuç raporuna popülizm karışmasaydı daha da başarılı olabilirdi.
Nitekim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün çalışmanın sonuç raporuna yaptığı görüş katkısı, maalesef artık klişe haline gelen söylemlerin ötesine geçememiş.
"Altyapımız hazırlanıyor…"
"Eskiden ihtiyaca göre adım atardık, şimdi gelecekteki ihtiyacı görüp ona uygun adım atıyoruz…"
"2023'te 4 milyon araç üretmeyi bekliyoruz…"
Sayın Bakan'ın bu üç ana başlık altında özetleyebileceğimiz açıklaması maalesef artık alışkanlık yaptı.
Çünkü bu söylenen hedeflere ulaşma konusunda nedense bir türlü somut adımlar atılamadı.
Seçim öncesinde belirlenen 2023 vizyonu doğrultusunda verilen sözler arasında yer alan 4 milyon araç üretimi, yerli otomobil üretimi gibi konularda pratiğe geçilecek adımlar bir türlü atılamıyor.
Dünyada mevcut üretimini 10 yılda 4 katına çıkabilen bir ülke yok. Bunu nasıl sağlayacağımız konusunda somut bir veri de yok. Bu üretimi dörde katlarken şu an en büyük sorun gibi görülen cari açığın geometrik olarak artacağını biliyoruz da bu artışa nasıl bir fren sağlanacak o konuyu bilen de yok. Ya da bize açıklamıyorlar.
Ülkemize gelmesi için ikna turları attığımız yabancı sermayeli şirketleri, davet ederken ileri sürdüğümüz gerekçeler maalesef ya işlemiyor ya da yetersiz.
Bugün neredeyse 10'uncu yılına yaklaşan AKP iktidarında yönetim anlamında bir istikrar sağlandığını söyleyebiliriz, ama bu istikrara rağmen otomotivde yabancı sermaye bir türlü ülkemize çekilemedi.
Aksine birkaç yenileme yatırımı dışında mevcutların büyümesi bile istenilen seviyenin altına düşmüş durumda.
Hedef koymak, vizyonu belirlemek mutlaka iyi fakat bu yolda nasıl yürüyeceğimizin detaylarını da bir an önce açıklanması gerekiyor.