Hayvancılıkta yeni kriz, desteklerden çıktı
Hayvancılık sektörü her gün yeni bir krize uyanıyor. Et, süt, ithalat, hastalıklar derken bu kez üreticilere verilen destekler krize neden oldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yıllardan beri üretici örgütleri üzerinden çiftçiye verilen hayvancılık desteklerini doğrudan üreticiye ödemeye başladı. İlk uygulama 2015 Kasım-Aralık dönemine ait 122 milyon liralık süt destekleme priminin geçen hafta ödenmesi krize neden oldu. Üretici birliklerinin devre dışı bırakılması, özellikle Damızlık Sığır Yetiştirici Birlikleri ile üreticileri karşı karşıya getirdi.
Bakanlığın yeni uygulaması kesintisiz destek alan üreticileri sevindirirken, 21 yıldan bu yana faaliyet gösteren ve hayvancılıktaki en güçlü örgüt olan damızlık birliklerinin yöneticilerini isyan ettirdi.
Birçok birlik yöneticisi üreticiye verdikleri girdi ve hizmetler nedeniyle milyonlarca liralık alacaklarını tahsil edemeyeceklerini belirterek, bu kararın tüm birliklerin kapısına kilit vuracağını söylüyor. Bu kararla birliklerin hiç bir hizmet veremeyeceğini belirten yöneticiler, ülke genelinde bin 500'ü aşkın çalışan, yüzlerce ziraat mühendisi, veteriner hekim ve teknikerin işsiz kalacağını, üreticinin bireysel olarak daha pahalıya hizmet, daha pahalıya girdi alacağı için hayvancılıkta büyük bir çöküşün yaşanacağını iddia ediyor.
Bakanlığın kararı, hizmet veren Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliklerinin yanı sıra Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birlikleri, Arı Üreticileri Birlikleri, Süt Üreticileri Birlikleri olmak üzere 250 birliği doğrudan etkiliyor. Fakat daha çok hizmet veren damızlık birlikleri bu uygulamadan etkilenecek.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, göreve geldikten sonra birçok konuşmasında tarım örgütleriyle ilgili düzenleme yapacaklarını söyledi. Böyle bir düzenlemeye de gerçekten ihtiyaç var. Fakat, ette ve sütte kriz yaşanırken ve buna çözüm bulamazken durup dururken desteklerle ilgili yeni bir kriz yaratmak Çelik'in bugüne kadarki icraatlarından en yanlışı oldu.
Destekleme ödemelerinin doğrudan üreticiye ödenmesinin yaratacağı krizin hesaplanmadığı anlaşılıyor. Tıpkı kırmızı ete tavan fiyat açıklamanın yanlışlığı, çiğ sütte süt tozu desteklerini artırıp fiyatı koruyamama gibi. Bakanlık bir çok konuda araştırmadan, sonuçlarını analiz etmeden adım atıyor. Sonra o adım çözülmesi zor bir krize dönüşüyor.
Hayvancılık desteklerinin doğrudan üreticiye ödenmesi, 20 yıllık örgütlenme birikimini yok edecek. Üreticiye kesintisiz para sağlasa da, bu uygulama üreticinin daha pahalıya girdi, daha pahallıya hizmet almasına neden olacak. Üstelik üreticiyi örgütsüz, yapayalnız bırakacak.
Bugünlerde birliklerden üreticilere şu mesajlar gidiyor: “Sayın Üyemiz, 2015 yılı 11-12. ay süt desteklemeleriniz bakanlık tarafından Ziraat Bankası'ndaki şahsi hesaplarınıza yatırılmıştır. Birliğin size daha kaliteli hizmet verebilmesi için birliğimize borcu olan üyelerimizin 21-22 Mart tarihlerinde en yakın irtibat bürolarına gelerek cari borçları ile ilgili bilgi alıp ödeme yapmaları gerekmektedir.”
Bu ilk mesajlarda üreticinin borcunu ödenmesi isteniyor. Bir sonraki mesaj, yaşanan ve gelecekte yaşanacak krizin boyutunu gösteriyor. İkinci mesajda “borcunu ödemeyen üyelere 25 Mart itibariyle veresiye hiçbir hizmetin verilemeyeceği” bildiriliyor.
Birliklerin ödenmesini istediği borç az değil. Birliğin üye sayısına göre değişmekle birlikte 5-6 milyon lira alacağı olan çok sayıda birlik var.
Destekler neden birlikler üzerinden ödeniyor?
Hayvancılıkta sağlıklı kayıt sisteminin tutulması, ıslah çalışmalarının yapılması amacıyla 1995 yılında kurulan ve 81 ilde faaliyet gösteren, Ankara'da Merkez Birliği olan Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri, ıslah çalışmalarını sürdürürken üreticilere uygun koşullarda girdi temininden, suni tohumlamaya, veterinerlik hizmetlerinden kayıt sistemine kadar birçok konuda hizmet veriyor. Bu hizmetlerin karşılığını da devletin üreticilere verdiği desteklerden tahsil ediyor. Uzun yıllardan beri sektörde örgütlenmeyi teşvik etmek, üreticilerin üretimlerini sürdürürken ayni ve teknik destek almalarını kolaylaştırmak amacıyla hayvancılık desteklemeleri üretici örgütleri üzerinden çiftçilere ödeniyor. Birlikler, yıl içerisinde üreticilere verdikleri hizmetlerin ve çiftçilere faizsiz olarak sağladığı girdilerin bedelini kestikten sonra kalan desteği çiftçilerin hesabına yatırıyordu. İşleyen bu sistem neden değiştirildi? Bazı birlikler üreticiden fazla tahsilat yapmış olabilir. Üreticilerden yaptığı kesintilerle birlik yöneticileri kendilerine şahsi çıkar sağlamış olabilir. Bir iki birlikte yaşanan bu suistimalin hesabını sormak yerine sistemi değiştirip faturayı tüm birliklere çıkarmak son derece yanlış oldu. Asıl büyük faturayı gelecekte üreticiler ve ülke hayvancılığı ödeyecek. Umarız bu yanlıştan dönülür.