Hayvancılığı doğru temelde tartışmak

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Hayvancılık konusunda uzun süredir yazı yazmak zorunda kaldığımda, et ithalatı, sıfır faizli kredi, sütte arz fazlası, yemde pahalılık gibi konuları ele almak zorunda kaldığımı, ithal konusunu 2010 yılından bu yana sık sık ele aldığımı gördüm. Oysa ihtiyacımız olan asıl mesele, hayvancılığın temel doğrularını tartışmak olmalı. Bunu konunun bütün aktörleri ve kamu ve özel sektör muhatapları bir araya gelerek tartışmalı ve buna bağlı yol haritası ile doğru yolda ilerlenmelidir.       

2010 yılında et fiyatlarının aşağıya çekilmesi için alına "ithal et kararı" ve bu karara bağlı olarak asıl görevi regülasyon olan Et Balık Kurumu'nun ithalatçı olarak besicilere ve piyasadaki hayvancılıkla ilgililere rakip olmasından bu yana, "Hayvancılık konusu" çeşitli kararlarla tartışma gündemimize geliyor. Bu kimi zaman "ithalat" oluyor, kimi zaman "sıfır faizli hayvancılık kredisi" oluyor, kimi zaman  "hayvan envanteri" konusunda Bakanlık ve bazı kurumların tartışmaları oluyor.

Arkadaşımız Hüseyin Gökçe'nin bugünü gazetemizde yer alan Ulusal Et Konseyinin, Dahilde işleme Rejimi kapsamında sıfır gümrüklü et getirme girişimleri de bu tartışmanın yeni ayağını oluşturuyor.

Bu talep konusundaki karar EKK gündemine sunulmuş. Karar uygulamaya konulursa, şu anda ithal ette yüzde 75 olan gümrük vergisi yanında, yurda sıfır gümrüklü karkas et girip, işlenerek ihraç edilecek. Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç ve Türkiye Kasaplar Federasyonu başkanı Fazıl Yalçındağ, bu kararın alınmasının olumsuz sonuçlar vereceğini fon dahil bugün 14 liraya mal olan ithal etin maliyetinin 7-7.5 liraya kadar düşeceğini belirtiyorlar. İthal edilecek karkas etin bonfile kontrofle gibi ve kaliteli kısımlarının iç piyasada yüksek kar marjıyla otellere ve lüks lokantalara sürülebileceğini öne sürüyorlar. Sosis-salam gibi ürünlerin daha kalitesiz kısımlardan ve sıyırmadan yapılacağını, böyle bir karar sonrası denetim yetersizliği nedeniyle yerli üretime büyük zarar verecek sonuçlar doğuracağını iddia ediyorlar.

Bu hayvancılık tartışmaları her gündeme geldiğinde konuyu doğru temeller üzerinde tartışmak gerektiğini belirtiyorum. İthalatın ithalatı çağrıştırıcı olmamasını, yurt için hayvancılığı artırıcı ve yeterliliği sağlayıcı adımların gündeme alınmasının zorunluluğunu, bunun önünde yer alan mera yasası gibi konularda yeni yasal düzenlemelere gerek olduğunu, yem sorununu önemine uygun çalışmalar yapılmasını, sistem içinde eski dönemlerde Et Balık Kurumu'nun işlevinin benzeri görev üstlenecek, et ve süt konularında regülasyonu gerçekleştirecek bir kurumun bir an önce sisteme dahil edilmesi gerektiğini, sütte üretim fazlalığı, ette üretim eksikliği olmaması için et ve süt hayvancılığının bir bütün içinde ele alınması zorunluluğunu, doğru ve süreklilik taşıyacak hayvan envanterinin oluşturulmasını öneriyorum. Tabii bunu benim gibi yapan, sektörün içersinden, eli taşın altında olan, daha bilgili birçok kişi de yapıyor.

Ama bugünkü haberde olduğu gibi biz yine Hayvancılığın temel doğrularını, genel yapısını tartışmak yerine ithal et konusunun bir başka alanını tartışmak zorunda kalıyoruz. "Sıfır gümrükle" dahilde işleme rejimi ile ihracat için yurda ithal et getirilmesini tartışıyoruz. Oysa, biliyoruz ki, benzeri sistem içinde yurda getirilen birçok ürün yeterli denetimi yapılamadığı için yurda sokulup iç piyasaya sürülüyor. Bu konuda birçok da dava söz konusu. Et piyasasının aktörleri denetim konusundaki kuşkularını ortaya koyarlarken, "Üretimin içinde etin payını bilen yok. Gümrüksüz gelecek karkasta adam yüzde 50 kemik çıktı dediği zaman kim tespit edecek?" ve "İthal karkas etin bonfile kısmını da dahilde işlemde sucuk, salmam mı yaparlar?" sorularını soruyorlar.

Bu nedenle ben, bu tür ithal kararlarını tartışmak yerine "Hayvancılığımızın Doğru Temellerini" tartışmaya ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Sorduğum birçok uzman ne 2010'dan bu yana ithalatla ilgili olarak ne de fiyatlar üzerindeki etkisinin ne olduğu konusunda somut bilgi veremediler. Ve bakanlığın bu tartışmayı sektör içersinde yer alan bütün aktörlerle birlikte yapmasının tam zamanı olduğuna inancımı ortaya koyuyorum…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar