Hayvan ve et ithalatı besicilerin kabusu oldu...
Hayvancılık sektörü can çekişiyor. Besicilik yapanlar bir yandan hastalıkla bir yandan da ithal hayvan ve etle mücadele etmeye çalışıyor. Şap hastalığı nedeniyle ülkenin neredeyse tamamı karantina altında. Şap'ın çaresi var. Şap Enstitüsü aşı hazırladı ve tüm illerde aşılama yapılıyor. Ağır kayıpları olsa da bu hastalık atlatılır.
Fakat, asıl hastalık ülkenin hayvancılık politikasında. Üstelik bunun aşısı da yok. Yıllardan beri, canlı hayvan ve et ithalatı ile sorunlar çözülmeye çalışılıyor. Her defasında ithalatın çözüm olmadığı görülmesine rağmen, bu politika ısrarla sürdürülüyor. Canlı hayvan ve karkas et ithalatı hayvancılığı nasıl krize soktu?
Daha önce yazdığımız bir tespiti hatırlatalım. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü çok kapsamlı bir çalışma ile “Kırmızı Et Stratejisi” hazırladı. Bu stratejide aynen şöyle deniliyor: “Kırmızı et üretiminin artışında, besi hayvanı materyali temini büyük önem taşımaktadır. Zaman zaman başvurulan et ve besilik hayvan ithalatı sorunu çözmekten uzaktır.”
Hükümet, bakanlığın “İthalat çözüm değil” görüşünü bir kenara bırakıp önce besilik hayvan ithalatına kapıları sonuna kadar açtı. Bununla yetinmedi. Bakanlar Kurulu Kararı ile 28 Ağustos 2015 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Kararname ile Et ve Süt Kurumu'na 31.12.2015 tarihine kadar 30 bin ton taze ve soğutulmuş et ithalatının sıfır gümrükle yapılması yetkisi verdi.
Hem ithalat çözüm değil deniliyor hem de ithalata kapılar sonuna kadar açılıyor. Peki sonuç ne oldu?
“Kırmızı et fiyatı yükseliyor, tüketici et yiyemeyecek” bahanesi ile başlayan ithalat, aslında 2010 yılından bu yana devam eden politikanın son halkasıydı. Et ve Süt Kurumu, kendisine verilen yetki kapsamında bugüne kadar 5 bin ton et ithal etti. Tüketici ucuza yesin diye ithal edilen et sanayiciye verildi. Sanayici bu etten sucuk, sosis, salam yaptı. Yemeklerin içine koydu. Ama bildiği fiyattan sattı. Tüketici ucuza et yiyemedi. Et ve Süt Kurumu ayrıca Bosna Hersek'ten de 4 bin ton et ithal etti.
Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Kasım Piral ile konuştum. Yaklaşık 20 gün önce sanayiciye ithal et satışını durdurduklarını söyledi. Canlı hayvan ve karkas et fiyatının düşmesi nedeniyle üreticinin zarar görmesini istemediklerini ve bu nedenle ithal et satışını durdurduklarını anlattı.
Kendilerine verilen yetki çerçevesinde ithalatın devam ettiğini ithal etleri gelecekte piyasaya müdahale için depoya koyduklarını belirtti. Kasım Piral şunları söyledi: “Geçmişte olduğu gibi binlerce ton et ithal etmedik. Sadece 5 bin ton et ithalatı yaptık. Bunun da 4 bin tonunu piyasaya verdik. Bu kadar az etle piyasayı düzenledik. Fiyatın sabit kalmasını sağladık. Eğer bunu yapmasaydık tüketici kıymayı 45-50 liraya almak zorunda kalırdı. Bugün 34 ile 37 lira arasında.”
Besiciler ise ithalatın kendilerine çok büyük zarar verdiğini söylüyor. Kayseri Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Ökçe telefonla aradı. Resmi olarak yapılan canlı hayvan ve et ithalatının yanı sıra Türkiye'ye çok miktarda kaçak et girdiğini söyledi.
Kaçak et ve ithalatla rekabet edemediklerini ve bütün besicilerin zor durumda olduğunu anlatan Mehmet Ökçe, Et ve Süt Kurumu'nun karkas eti yerli besiciden 23.5 liraya alırken, piyasaya kilosu 21.5 liradan ithal et sattığını ve haksız rekabet yarattığını ileri sürdü. Yerli hayvan alıp besicilik yapanların batma noktasına geldiğini ve sektörden çekilenlerin sayısında ciddi artış olduğunu sözlerine ekledi.
Kars'tan Türkiye'nin her bölgesine besilik hayvan temin eden Ali Çelik ise, ithalatın yarattığı tahribat sonucu bölgeden yüzde 20'ye varan oranda göç yaşandığını söyledi. Geçen hafta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in sektör temsilcileri ile yaptığı toplantıda da hem şap hastalığı hem de ithalat sorununu gündeme getirdiklerini anlatan Ali Çelik şu bilgileri verdi: “Bakanlığın toplantısına 150 kişi katıldı. Yaklaşık 6 saat isteyen herkes görüşlerini dile getirdi. Bakan Bey büyük ilgiyle dinledi. Et ve canlı hayvan ithalatı konusundaki görüşlerimizi orada açıkladık. Fakat görünen o ki, Et ve Süt Kurumu'nun et ithal edip sanayiciye vermesinden memnun olan küçük bir grup var. Besilik hayvan ithal edenler de memnun görünüyor. Çünkü biz ucuza satıyoruz, ithalat ucuza yapılıyor ama 2010'da, 2011 ve 2012 yıllarında olduğu gibi 2015'te de ucuza ithal edilen et tüketiciye yine pahallıya satıldı. Bu ithalattan yararlanan azınlık bir gurup var. Oysa bizim gibi yerli besiciler çok zor durumda. Şap hastalığının da etkisi ile hayvan sevkiyatı tamamen durdu. Canlı hayvan ve karkas et fiyatı düştü. Son yıllarda Doğu'dan göç edenlerin oranı yüzde 20'ye ulaştı. Yapılan her ithalat göçü hızlandırıyor. Üretim yapan insanlar göç edince tüketici konumuna geçiyor. İthalat devam ederse 1-2 yıla kadar burada oturacak kimse kalmaz. Bu toprakları ancak jandarma, polisle koruyabilirsiniz.”
Özetle, ithalat besicilerin kabusu oldu. Yerli besici zor durumda. Sektörden çekilenler var. İthalat yine fiyat istikrarı sağlayamadı, sağlaması da mümkün değil. Bunu yıllardır yazıyoruz. Ama anlatamıyoruz. Bile bile üretimi değil ithalatı destekliyorlar. Besiciler yeni Baka Faruk Çelik'ten umutla söz ediyor. “En azından bizi dinliyor” diyorlar. Çok zor olsa da umarız ki, Bakan Faruk Çelik, hükümeti ikna eder ve bu ithalat politikasına son verir.