Hayvan ıslahı...
Danıştay 10. Dairesi başvurdu. Anayasa Mahkemesi, “5596 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Yasası’nın bazı maddelerini iptal etti. Bu yeni bir haber değil. Mahkeme konuyla ilgili, kararı 20 Mart 2013’te verdi. Yaklaşık 9 ay sonra 7 Kasım’da kararın gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı hayvan ıslahını, ıslah yapmak üzere kurulan ve sayıları 300’e yaklaşan damızlık birliklerini yakından ilgilendiriyor. Çünkü, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilen yasanın 10. maddesinin 6. fıkrası bu birliklerin kuruluşunu düzenliyor.
Damızlık birliklerinin kurulmasını öngören yasa maddesi ve bu yasaya dayanılarak çıkarılan yönetmeliğin ilgili maddeleri iptal edildi.
Peki şimdi ne olacak?
Damızlık birlikler kapanacak mı?
Konuyu daha iyi anlamak için “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Yasası”nın iptal edilen 10. maddesinin 6. fıkrasını hatırlayalım:
“Gerçek veya tüzel kişiler, hayvan gen kaynaklarının korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik özel hukuk hükümlerine tabi birlikler şeklinde organizasyonlar kurabilir. Bu organizasyonlar, 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanır. Bakanlık, hayvan gen kaynaklarının korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve belgelendirme gibi konularda bu organizasyonlarla işbirliği yapabilir ve bunların bu kanun kapsamındaki faaliyetlerini kontrol eder. Birlikler; merkez birliği şeklinde örgütlenebilir ve ihtiyaç duyduğu yerlerde şube açabilir, asli görevlerini yürütmek üzere teknik ve sağlık personeli çalıştırabilir. Bakanlık; birliklere teknik hizmetler, sağlık hizmetleri ve eğitim konusunda gerektiğinde aynî ve nakdî destek verebilir, birliklerin personel ve tesislerinden yararlanma talebinde bulunabilir.”
Anayasa Mahkemesi bu maddeyi iptal ederken özetle şu gerekçelere dayanıyor.
1- Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini sağlayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasaya uyan, işlem ve eylemleri bağımsız yargı denetimine bağlı olan devlettir. Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Belirlilik ilkesi, bireylerin hukuksal güvenliğinin sağlanması bakımından da önem arz etmektedir.
2-Anayasanın 7. maddesinde ise “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin pek çok kararında yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesinden ne anlaşılması gerektiği hususu açıklanmıştır. Buna göre, kanunla düzenleme ilkesi, düzenlenen konudan yalnız kavram, ad ve kurum olarak söz edilmesini değil, bunların kanun metninde kurallaştırılmasını gerektirir. Kurallaştırma ise, düzenlenen alanda temel ilkelerin konulmasını ve çerçevenin çizilmiş olmasını ifade eder. Ancak bu koşulla uzmanlık ve teknik konulara ilişkin hususların belirlenmesi yürütme organının takdirine bırakılabilir. Yürütmenin düzenleme yetkisi ise sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle, Anayasa’da öngörülen ayrık durumlar dışında, kanunlarla düzenlenmemiş bir alanda, yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez.
3- Yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının Anayasanın 7. maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniş bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerekir.
4-Kanunun 10. maddesinin (6) numaralı fıkrasında gerçek veya tüzel kişiler tarafından hayvan gen kaynaklarının korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik özel hukuk hükümlerine tabi birlikler şeklinde organizasyonlar kurulabileceği belirtilmiş, ancak bu birliklerin kuruluşu, sona ermesi, temsili, yönetimi, fiil ehliyetini nasıl kullanacağı, tüzel kişiliğinin bulunup bulunmayacağı, haklara ve borçlara ehil olup olmayacağı konularında kanunla temel kurallar belirlenmeden bu hususların düzenlenmesi maddenin (15) numaralı fıkrasında yürütmenin düzenleyici işlemine bırakılmıştır.
5-Anılan hususlarda kanun koyucunun yasal düzenleme yapmayıp, bu hususların düzenlenmesini yürütmenin düzenleyici işlemine bırakması yasama yetkisinin devri sonucunu doğurduğu gibi, yasal çerçevesi çizilmemiş alanda idareye her an değiştirilebilir nitelikte hukuksal tasarruflarda bulunma yetkisinin verilmiş olması, hukuki belirlilik ilkesini de zedelemektedir.
6-Hukukumuzda kendine özgü amaçları gerçekleştirmek için kanunla kurulan ve nitelikleri özel kanunlarında gösterilen “birlik” isimli yapılar bulunmakta ise de bu yapılarla ilgili genel bir yasal düzenleme bulunmadığından, kurala konu birliklerin hukuki statülerine ilişkin temel hususların belirli olduğunu söylemeye olanak yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasanın 2. ve 7. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Anayasa Mahkemesi iptal kararı bir yıl sonra yürürlüğe girecek. Dolayısıyla bu 1 yıllık süre içerisinde mutlaka yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın düzenleme için nasıl bir yol izleyeceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Ancak edindiğimiz bilgilere göre, bakanlık, birkaç maddelik düzenleme ile konuyu geçiştirmeye çalışıyor.
Oysa, hayvan ıslahı, gen kaynaklarının korunması son derece önemli. Yasa maddesinin iptalinden doğrudan olumsuz etkilenen Damızlık Sığır Yetiştiricileri, Koyun-Keçi Yetiştiricileri, Manda Yetiştiricileri, Arı Yetiştiricileri Birlikleri ve diğer ilgili kurumlarla işbirliği yapılarak bir düzenleme yapılmasında büyük yarar var.
Hayvan ıslahı konusunda çalışmalarıyla bilinen Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Akman’ın önerisi ise hayvan ıslahının 1926’dan bu yana olduğu gibi tek başına bir yasa ile düzenlenmesi. Hayvan Islah Kanunu yeniden yürürlüğe konulmalı.
Özetle, hayvan ıslahı ve ıslahı yapacak damızlık birliklerinin kuruluşu ile ilgili yasa maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi bir fırsat olarak değerlendirilmeli. “Ben yaptım oldu” anlayışı yerine damızlık birliklerinin, bu konuda çalışan üniversitelerin,uzmanların da bilgi birikimi ve desteği ile yeni bir Hayvan Islah Kanunu çıkarılmalı. Çünkü ıslah yapmadan hayvancılığı geliştirmek, büyütmek mümkün değil.