HAYIR demesini öğrenin

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Okurlarım lütfen başlığı başka yerlere, siyasi ortamlara çekmesin lütfen.

Her ne kadar bugünlerin gündemi EVET ve HAYIR üzerine bina ediliyorsa da benim bu sütunlarda o tartışmalara girmeye, en azından şimdilik hiç niyetim yok. Sadece hoş bir çağrışım diyelim ve sohbetimize bakalım.

Evet veya hayır sözcüklerini bir kenara koyalım ve sohbetimize, EN KISA SÜREDE deyimini irdeleyerek başlayalım. Genellikle birisinden bir iş istediğimizde, o kişiden gelen soru "ne zaman yapılmasını istersiniz " sorusu olacaktır. Biz de çoğunlukla cevap olarak o işin yapılmasını istediğimiz süreyi " en kısa sürede " diye belirterek o işin acil olarak yapılmasını isteriz. İyi de karşımızdaki kişi, bu en kısa süreyi nasıl algılayacak acaba?

Bunu biraz daha açmak için aklımda kalan bir benzetmeyi sizlere anlatmak isterim.

İşim var, sıkı çalışıyorum ve o sırada başka bir bölümden bir arkadaşım bana gelerek bizimle ilgili olarak çalıştığı konuda benden yardım istiyor. Ben de doğal olarak "ne zamana istersin" diye soruyorum. O da " en kısa sürede yapılmalı " diye cevap veriyor. Genel olarak ben elimdeki işin bitmesini ve ondan sonraki en müsait bir zamanda bu işi yapabileceğimi düşünürüm. Bu en kısa süre " yarın " bile olabilir. Aynı şekilde bir rica, aynı bölümde birlikte çalıştığımız bir arkadaşımızdan gelirse " en kısa sürede " tanımlanması, gerçek boyutuna oturup, benim işim biter bitmez konumuna gelecektir. Öte yandan o kadar işin arasında amiriniz veya patronunuz gelip aynı şekilde sizden en kısa sürede yapılmasını istediği bir iş verse, her halde akan sular duracak ve o iş hemen yapılacaktır.

Oysaki her üç kişinin de isteği, verdikleri işin " en kısa sürede " yapılması idi. Ancak bizim aynı isteğe ve zamanlamaya yüklediğimiz anlam ve verdiğimiz önem aynı mı? Elbette aynı değil ve zaten olması da biraz bizim kişisel tutumumuzla doğru orantılı.

İşte tam burada HAYIR demenin dayanılmaz hafifliği devreye giriyor. Neden bize bir iş vermeye getiren kişiye " HAYIR ben bunu en kısa sürede yapamam " demiyoruz. Veya en kısa sürenin bize göre ne olabileceğini açıklamıyoruz. Daha da kötüsü olan, " HAYIR ben bu işi yapamam zira çok yoğunum " diyerek o yardım talebini geri çevirmiyoruz. Geri çevirmesek bile, bizim için uygun olabilecek süreleri belirtip onun bir tedbir almasını sağlamıyoruz. Bizden iş isteyen patronumuz bile olsa ve elimizdeki iş onun getirdiği işten daha önemli ise, bunu ona açıklayıp onu ikna ederek bu işi başkasına vermesini isteyebiliriz. Netice itibariyle biz patrona çalışıyoruz. Elimizdeki iş de çalıştığımız müesseseye fayda eden bir iş olduğu için, hangisi önemli ise onun " daha kısa sürede " yapılması gerekecektir.

İhracatçı dostlarımıza hep söylediğim ve slogan haline getirdiğim bir kitap adı var " büyük olan küçük olanı değil, hızlı olan yavaş olanı yer."

Eğer bizler başkalarına HAYIR demesini beceremez ve öncelikler sırasında daha önde olması gereken işimizi nezaket göstereceğiz veya patrona hoş görüneceğiz diye ertelersek, ister istemez yavaşlar ve daha kötüsü üzerinde çalıştığımız iş bağlantımızı bile kaybedebiliriz. Kuşkusuz her şey için, herkese hayır dememiz gerekmiyor. Ancak önceliklerin tanımlanması çok amma pek çok önemlidir. Zaten geleneksel olarak hoşlanmadığımız, yapmakta zorlandığımız veya önemsemediğimiz işleri ertelemek için bahane bulmakta üstümüze yoktur. İyi de o işleri kim yapacak? Biz onları başkalarına yaptırmaya kalkarsak onların " en kısa süre " tanımları ne olacak?

Sözün özü; bu işin sonu zaman yönetiminde biter ve zamanını iyi yönetemeyen, hiçbir işi için gerekli zamana sahip olamaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019