Hayat sigortası, ailenin hayatını kurtarabilir

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

 

Gündem çok farklı, ama bu arada art arda açıklanan rakamlar sigorta sektörünün çok hızlı büyüdüğünü gösteriyor.  Bireysel emeklilik ve hayat bir taraftan, hayat dışı ise diğer taraftan rekor büyümeler gerçekleştiriyor.  Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) rekor katılımlar hız kesmeden devam ediyor. Şirketlerin rehaveti sona erdi ve tanıtımlara tekrar hız vermeye başladılar. Bu sevindirici. BES için devlet tarafından yapılan tanıtım desteği yavaş yavaş bitiyor, ancak durmadan arkadan itilmesi gerek. Bazı şirketler de bunu yapıyor.  Hele şu aralar televizyon reklamları azalmışken, arada fark edilmeye başlandığını söyleyebilirim.

Sektörün yaşadığı iyileşme, tüketicileri ürkütmemeli. “Fiyatlar şöyle katlandı, böyle katlandı; tabii ki kâr edecekler” dediğinizi duyar gibiyim. Burada poliçe sayısında da bir artışın olduğunu belirtmem gerek. Sigorta sektöründeki bu iyileşme, emin olun ki yeni ürünler, daha uygun fiyatlar ve hizmet kalitesi olarak sigortalılara yansıyacaktır. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan kârsızlık zaten sürdürülebilir değildi. Piyasadaki dünyanın dev sigorta şirketleri bu zararları son yıllarda finanse ettiler. Şöyle de denilebilir, Türkiye’nin hem kurumsal hem de bireysel anlamda risklerini fiyat rekabeti nedeniyle çok düşük fiyatlara sigortaladılar ve hasarlarını da ödediler.
 
Yabancılar geri gidebilir

Gezi olayları sonrası piyasalardaki belirsizliklerin, Türkiye’de yatırım yapan dünyanın dev sigorta şirketlerini de rahatsız ettiği kesin.  “Hem sigortalanma oranı beklenenin altında artıyor hem ben zarar ediyorum, ortadaki istikrar da kayboldu zaten” diyerek sektörden çıkmayı bile düşünebilirler.  İnşallah tansiyonu düşüren açıklamalar yapılır da, istikrar geri gelir diyorum. Bu arada gezi olayları sırasında özellikle hasar gören esnafın çoğunluğunun sigortalı olmaması nedeniyle sigorta sektörüne yansıyan tarafı yok. Umarım bundan sonra özellikle şirketlerin küçük işletmelere yönelik ürünlerinden faydalanma düşünülmeli.
  
Kredi bağlantılı yapılan sigorta sayılarındaki azalma, haziran ayı için sigorta sektörünü etkileyecek diye tahmin ediyorum. Fakat yeri gelmişken kredi bağlantılı yapılan sigortalar konusunda basında çıkan haberler ne yazık ki, tüketicileri yanlış yönlendiriyor. Özellikle konut satışları sırasında yapılan hayat sigortaları, krediyi alan kişinin hayatını değil, ama olası bir kayıp sonrasında geride kalan kocaman bir ailenin hayatını kurtarıyor denilebilir. Bu, sigortalılara iyi anlatıldığında kredi alan vatandaşlarımızın buna “hayır” diyeceğini pek tahmin etmiyorum. Özetle, “hayat sigortası yaptıran, daha ilk ödemeden itibaren evinin gerçek sahibi oluyor” demek yanlış olmaz.
 
Sayın Bakanlarımız sigorta sektörüne destek vermeli

Bu arada konu sigorta sektörü olduğunda “Biz onların kulağını çekeriz” tavrı oluyor. Onları da anlayışla karşılıyorum, siyaset yapıyorlar. Bu ortamlarda, örnek vermek gerekirse Otobüsçüler Odası’ndaki toplantıda, bu fiyatlardan şikayet edenlere “Hemen inceleme başlatıyoruz” yerine, “Dünyada en uygun fiyatlı sigorta ülkemizde yapılıyor, tabii ki sizleri de korumamız gerekiyor, ama sigorta sektörü Türkiye ekonomisine 40 trilyon TL güvence vermiş durumda” diyerek biraz sigorta sektörüne de destek verilmesi gerekmez mi? Konut kredilerinde yaptırılan hayat sigortaları konu olduğunda, bunun tüketicinin lehine olduğuna vurgu yapılamaz mı? Zaten bu konuda bir zorunluluk da yok. İsteyen yaptırıyordu. Belki krediyi veren banka kanalının sigorta şirketine yaptırılması konusunda yönlendirmesi vardı ama… Özetle, Sayın Bakanlarımız sigorta sektörüne “şamar oğlanı” gibi davranmamalıdırlar. Sigorta sektörünün Türkiye’nin bütün risklerini üstlenmiş olduğu unutulmamalı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar