Hayallerimizin odak noktası: Mars
Mars... Ya da bize anlatıldığı yıllardaki Arapça adıyla Merih... Merkür, Venüs, Dünya, Mars... Sistemimizin Güneş’ten itibaren dördüncü gezegeni. Adını, mitolojideki savaş tanrısından alıyor. Kırmızımsı bir renkte gözüktüğü için, Kızıl Gezegen de deniliyor.
Kendimi bildiğimden beri hep hayatımda: “Mars’ta şöyle canlılar yaşıyor”, “Marslılar dünyayı ziyarete geldiler”, “İşte Marslının fotoğrafı” gibi haberlerle büyüdüm. Biraz okuma-yazmaya başlayınca öğrendim ki Orson Welles, 1,7 milyon Amerikalıyı Marslıların Dünya’yı istilâ ettiklerine inandırmış; onların 1,2 milyonu da gerçekten korkmuş. Hem de taa 1938 yılında...
O tarihte Orson Welles, H. G. Wells’in “Dünyalar Savaşı” adlı yapıtını haber bülteni şeklinde (o senelerdeki adıyla ajans) radyo tiyatrosu olarak uyarlamış. Bunun, kurmaca olduğunu anlayamayan, radyolarını yeni açan veya baştaki radyo tiyatrosu anonsunu kaçıran dinleyiciler, haberi ciddiye almışlar.
Marslıların korkunç betimlemeleriyle haber devam etmiş: “İnanamıyorum! Dışında tuhaf metal bir kaplaması var, tıpkı gri bir yılan gibi. Görüyorum işte orada, bir tane daha, bir tane daha! Oradalar! Şimdi vücudunu görüyorum, çok büyük neredeyse bir ayı kadar. Ama bu yüz, tarif edilemeyecek şekilde korkunç.”
Bir aktör de Birleşmiş Devletler Başkanı’nın ses tonunu taklit ederek tüm halkı uyarmış. Program sonunda insanlar sokaklara dökülmüşler. Hatta bazıları, Marslıları gerçekten gördüğünü iddia etmeye başlamış!
Bilindiği üzere Steven Spielberg de “Dünyaların Savaşı”nı filme aldı. Başrolde de Tom Cruise vardı...
“Çılgın Marslılar,” yönetmen Tim Burton’ın usta oyuncu kadrosuyla çektiği ve 1950’lerin uzaylı istilacıları konu alan kült filmlerini ti’ye aldığı bir komedi, bilim kurgu ve aksiyon türü film. Oyuncular Jack Nicholson, Glenn Close…
Mars, hep dünyanın gündeminde. Filmler çekilmiş, kitaplar yazılmış, bilgisayar oyunları üretilmiş. Ve tabii ki Mars, NASA’nın da (Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi) daima odağında... 1930’lu yıllardan bu yana Mars’a insanlı sefer yapmayı planlayan NASA, Dünya’ya ortalama 225 milyon kilometre uzaklıkta (en yakın 54,6, en uzak 401 milyon kilometre) olan Mars’ta insan varlığını sürekli kılacak ayrıntılı fikirler için ödüllü bir yarışma bile açmış. Mutlaka takip etmişsinizdir gezegene insansız uzay araçları gönderen Havacılık Dairesi, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Mars Keşif Projesi kapsamında yürütülen araştırmalarda, Kızıl Gezegen’de sıvı, akışkan halde tuzlu su bulunduğunu belirtti.
NASA’nın bu açıklamayı, bu senenin en iddialı filmlerinden “The Martian”ın (Marslı) vizyona girmesinden birkaç gün önce yapmasıysa dikkat çekiciydi. Yönetmenliğini Ridley Scott’un yaptığı, Matt Damon’un Mars’ta mahsur kalan bir astronotu canlandırdığı film, ülkemizde de bugün gösterilmeye başlıyor. Seyirci sayısı üzerinde bu açıklamaların etkisi olur mu? Bence olur.
Filmi, Andy Weir’in romanından yola çıkılarak çekilmiş. Kitap, filme özel kapağıyla vizyon tarihinde tüm kitapçılarda satışa sunuluyor.
“Kızıl Mars”, “Mars’ta Zaman Kayması” Kızıl Gezegen’de geçen onlarca kitaptan sadece ikisi; “Mars’a Nasıl Gidemedim”, “Mars’a Gidiyoruz” ise çocuklar için yazılmış...
Dünyanın gündemini bu kadar meşgul eden Mars’ın fotoğrafl arı yayınlanıyor, videoları TV’lerde yer alıyor. Peki, çıplak gözle izlenebiliyor mu? Evet... Mars, parlak bir yıldız gibi görülebiliyor. Ay’ın büyüklüğünün yüzde biri kadar, parlayan ışığı turuncu renkte olduğu içinde diğer gökcisimlerinden ayırt etmek mümkün. Fakat bunun için belli tarihleri beklemek gerekiyor... Bir de “Mars One” adlı bir proje var. Kızıl gezegende ilk insan kolonisi kurulması hedefl eniyor. Mars’a tek yön bilet için 200 bin kişi başvurmuş, yalnızca 24’ü, tahminen 2025 yılında bu proje için dünyadan hareket edecek… Anlaşılıyor ki Mars hakkında önümüzdeki yıllarda daha çok yazı yazacağız...