Hayal, işbirliği ve ateş…

"Büyük aşklar büyük işbirlikleri doğurmayabilir ama büyük işbirlikleri büyük aşklar doğurabilir." şeklinde özetleyebileceğim bir film izlemiştim yıllar önce.

TBMM, Anayasa Mahkemesi, HSYK, YÖK ve hatta medya üyeleri, 'öteki' diye tanımladıkları kişilerin düşüncelerini yorumlarken/tartışırken aklıma geldi.

* * *

'Tartışma' kavramını demokrasinin geliştiğinin göstergesi olarak sunuyoruz.

Ve bu kavrama boyut atlatıyoruz.

Tam demokrasi yani! Hatta demokrasinin ilerisinde bir meta haline getiriyoruz!

Kavga ediyoruz, küfürleşiyoruz, kırıp döküyoruz, en amiyane tabirle karşımızdakini aya göndermek istiyoruz ve bunun adına 'tartışma' diyoruz.

* * *

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun 'öteki' kavramının Türkiye'yi nereye götürdüğü/götüreceği ile ilgili yorumu kayda değer.

Şöyle diyor Hisarcıklıoğlu,

"Birbirimizi öteki olarak görüyoruz.

Öyle gördükçe birbirimizden uzaklaşıyoruz.

Uzaklaştıkça da hep beraber kaybediyoruz.

Bir araya gelebilirsek rahmeti ve bereketi buluruz.

Empati yapmayı öğrenmeliyiz."

* * *

Herkesin birbirine çok yakın olması tabi ki mümkün değil.

Birbirinden uzaklaşması da kolay olmamalı.

İşbirlikleri/gönül birlikleri/fikir birlikleri sayesinde birbirimize aşık olamasak da, aradaki mesafeyi kısaltabilmenin hayali kurulabilmeli.

* * *

Hayal demişken, Hisarcıklıoğlu'nun yorumu ile bitireyim:

"Hayal gücünü çalıştırmamız lazım.

Kristof Kolomb hayal kurmasa Amerika'yı keşfedebilir miydi?

Uçma hayali olmasa uçak olur muydu?

Eskiden Türkler için önce ateş eder sonra nişan alır diyorlardı.

Önce nişan alıp sonra ateş etmeyi öğrenmeliyiz."