Hava şartları, yolda ve varışta…
Sohbetlerimizde ara sıra, "İhracatçı, ekonomi ve siyasetle ve hatta hava raporuyla bile ilgilenmelidir" diye yazmışızdır.
Bu sohbetimizde, iki ihracatçı arkadaşımızın başına gelen ilginç olayları sizlere aktarmak istiyorum. Her zaman olduğu gibi de, bu sohbetimizde anlatılanlardan "kıssadan hisse" çıkartacak, yani başka bir deyişle bu olaylardan ders almaya çalışıp, yapılması veya yapılmaması gerekenleri bulmaya çalışacağız.
İlk arkadaşımız gıda maddesi ihracatçısı, doğal girdilerle ve hiçbir yapay katkı maddesi kullanmadan üretim yapıyorlar. Kalite konusunda ise, titizlikten öte bir dikkat ve hassasiyet gösteriyorlar. Öyle dikkatliler ki, Japonya gibi gıda konusunda titizliği nam salmış bir ülkenin testlerini geçip ihracat bağlantısı kuruyorlar. Üretim güzel gidiyor ve mallar hazırlanıp konteyner yüklemesi yapılıyor. Müşteriden malların alındığı haberi geliyor ancak ileti ekinde gelen fotoğraflar işletmede şok etkisi yaratıyor. Çünkü açılan ambalajlarda ürünlerin küflenmiş olduğu görülüyor.
Sorular, sorular, sorular…
Her şey, her süreç iğneden ipliğe kontrol ediliyor ancak hiçbir uyumsuzluk, olumsuzluk veya aksaklık görünmüyor. Konteyner kapatılana kadar işletmede ve yüklemede yapılan her şey olması gerektiği gibi yapılmış. Ancak yolda olanlar olmuş ve nakliye sürecinde maruz kalınan sıcaklıklar ürünleri etkilemiş ve yapay koruyucu katkı maddesi ihtiva etmeyen ürünlerin küflenmesine neden olmuş. Sonuçta tüm ürünler, zarar görmeyecekleri bir nakliye türüyle yeniden gönderilmiş ve müşteri şikâyeti ortadan kaldırılmış.
İkinci örneğimiz ise kişisel bakım ürünleri yelpazesinde üretim yapan bir işletme. Onlar da işlerini iyi bilen, tecrübe sahibi, titiz ve kaliteye hassasiyetle yaklaşan bir firma. Bu arkadaşlarımız da yapılan ihracat bağlantısının üretimini ve yüklemesini zamanında yapıyorlar. Müşterileri bu zamanlamadan çok mutlu ancak mallar varışta açılınca kıyamet kopuyor. Ambalajlar şişmiş ve patlamalar oluşmuş.
Yine sorular, sorular, sorular…
Tüm kontroller yapılıyor ancak süreçlerin hiçbirinde bir aksaklık görülmüyor.
Yapılan araştırmalar sonucunda, varış yerindeki iklim koşulları nedeniyle, ürünün tepkime gösterdiği ve bu tepkime sonucunda oluşanların da ambalajların patlamasına yol açtığı belirleniyor. Ürünlerin reçetesi gözden geçiriliyor, yeniden üretim yapılıyor ve alıcının uğradığı zarar gideriliyor.
Her iki olayda da gerçekler çok açık bir şekilde ortada duruyor. Her iki firma da ürünlerinin nakliyesi sırasında ve varışta depolanacağı yerlerde maruz kalacağı iklim koşullarını düşünmeden iş yapmışlar ve sonuçlar da ciddi zararlara yol açmıştı.
Buna benzer bir olay da, uzun yıllar önce yaptığımız elektronik cihaz ihracatlarında benim başıma da gelmişti. İhraç ettiğimiz ürünlerin, varış yerindeki sürekli yağışlar sonucu nakliye aracının içerisinde ıslanması başımıza bayağı bir dert açmıştı. Biz de sonraki sevkıyatlarımızı, risk almamak için soğutmalı kamyon kasalarında göndermiş ve dertten kurtulmuştuk.
Bunlara benzer olayları yaşayan birçok üretici ve ihracatçı arkadaşımız artık ürünlerinin taşıma ve saklama koşullarını göz önünde bulundurarak organizasyon yapıyorlar. Eğer sizler de ürünlerinizi ihraç ettiğinizde, bu ürünler her zamankinden farklı koşullarda taşınacaksa veya depolanacaksa, o koşulları deneysel ortamda oluşturmaya ve sonuçları tahmin etmeye çalışınız. Kendi olanaklarınız elvermese bile, dışarıdan yardımla bunları yapınız.
Korkulu rüya görmektense uyanık kalmak daha iyidir.