Hatay gökkuşağına yeni renkler

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Şöyle desem itiraz etmezsiniz sanırım: Hayatlarımızın hâkimi olmuştur gri renk. Kalabalık ortamlarda, toplu taşıma araçlarında etrafımıza şöyle bir bakındığımızda gri kıyafetli insanların ne kadar çok olduğunu fark ederiz. Çoğunun eminim ki içlerinde bir yerlerde saklı olan o cânım renkler, dışarıya – nedenleri ayrı bir yazı konusudur – ne yazık ki yeterince yansıyamamaktadır. 

Oysa gri, kasvetli bir renktir; hiçbirimiz gri bir gökyüzünü sevmeyiz, ama söylediğim gibi kıyafetlerimizde ve de geçtiğimiz sokaklarda, caddelerde ve dahi yaşadığımız kentlerde, çoğunlukla ana renktir gri. 

Aslında yalnızca bize özgü değildir bu durum; dünyanın pek çok yerinde de bu gerçeğe tanık olmuşumdur... 

Halbuki doğa, öyle güzel renkler barındırmaktadır ki... Hele baharın geldiği şu günlerde... Hani şarkıda diyordu ya “Let the sunshine in / Bırak günışığı içeri girsin.” Neden biz de bu renklerin önce giysilerimize, sonra sokaklara, şehirlere ve tabii ki gökyüzüne çıkmasına izin vermeyelim?! 

Renk Hareketi 

İşte Akzonobel Marshall boya firması bunu bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürmüş ve dünya çapında bir “Renk Hareketi / Let’s Colour” başlatmış. Ülkemizde 2010 yılında Kadıköy Ayrılık Çeşmesi Sokağı’ndan yola çıkılmış, Yıldız Sarayı, Manisa Kula, Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi, Kastamonu derken bugün Hatay’a kadar ulaşılmış. 

On üç uygarlığa ve üç semavi dine ev sahipliği yapmış medeniyetler kenti Hatay’da projeyi Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile 40 Asırlık Türk Yurdu Sokağı’nda hayata geçirmelerinin tanıkları olduk biz de geçtiğimiz günlerde. 

Projeye sokak sakinlerinin yanı sıra Hataylıların yoğun ilgisi, renklerin insanların hayatına nasıl farklılıklar ve canlılık getirdiğini gözlemlemenin keyfini yaşattı bizlere. Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş ve Akzonobel Marshall Ceo’su Petros Katsampouris’in konuşmaları ve tarihi evlere ilk fırçaları vurmalarından sonra hepimiz ellerimizde birer fırça duvarları rengârenk boyarken bulduk kendimizi. 

Seçilen renklerin bilinçli tercihler olduğunu, araştırma sonucu oluştuğunu da hemen belirtmeliyim. Akzonobel Marshall’ın Hollanda merkezinde renk uzmanları tarafından sokağın tarihi misyonuna uygun olarak ve bölgenin ünlü mozaiklerinden esinlenerek seçilmişler. 

Bu arada, projeyle kentin yine bir Akzonobel küresel çalışması olan ‘‘İnsan Şehir / Human Cities” girişiminin içinde yer alması ve turistik tüm değerlerinin Dünya’ya tanıtılması da hedefl eniyor. 

Seçilen sokak... 

Gelelim boyanan sokağa: 19. yüzyılda erken Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilmiş, eski adı Herod Caddesi, bugün tabelasında Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı yazıyor. Sokakta bir Katolik kilisesi, bir Ortodoks kilisesi, bir sinagog ve cami aynı avluda yer alıyor. Dünyanın ilk kolonlu caddesi olma özelliğini de taşıyan sokağın bulunduğu bu bölgede Anadolu’nun ilk camisi olan ve adını Hz. İsa’ya ilk inanan isimlerden olan Habib-i Neccar’dan alan bir cami de bulunuyor. 

Bütün bu mekânları ve Hatay’ın diğer kültürel zenginliklerini gün boyu, vaktimiz yettiğince dolaştık. Yıllar içinde çok kez geldiğim ve her seferinde huzur bulduğum, mutlu olduğum Hatay’ın belleğime nasıl kazındığını bir kez daha fark ettim. Kentin insanlarının, kültürünün en az birer damlacık da olsa kendine özgü renkler taşıdığını duyumsamanın lezzeti, çok özel mutfağının tatlarıyla birleşerek belleğimde yeniden taçlandı. 

Günümüz, Hatay Arkeoloji Müzesi’nde, üyeleri arasında üç farklı semavi dinden ve altı farklı medeniyetten imam, papaz ve hahamın da bulunduğu “Medeniyetler Korosu”nun konseri ile sona ererken iyi ki rengârenk olma fırsatlarının bulunduğu bir ülkede yaşıyorum, diye düşünüyordum. Haksız mıyım?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar