Harvard Üniversitesi Profesörü Jeffrey Frankel: ”Türkiye'nin de içi

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Harvard Üniversitesi Profesörü Jeffrey Frankel, sermaye oluşumu ve büyüme konularında uzman bir isim. Bill Clinton'un döneminde ekonomi danışmanlığı yapan Frankel, dünyaca tanınan bir uluslararası makroekonomist. Ulusal Ekonomik Araştırmalar Ofisi'nin Uluslararası Finans ve Makroekonimi Programını yöneten Frankel, aynı zamanda ABD ekonomisinin resesyona girdiği süreçleri belirleyen "İş Çevresi Komitesi"nde de görev alıyor.

Frankel'e göre, 2012 yılı yükselen ekonomiler için kriz yılı olacak. Türkiye de bu ülkelere dahil. Frankel bu görüşünü iki temel nedenle açıklıyor. Birincisi, Türkiye, Meksika, Çin ve Hindistan gibi yükselen ekonomilerin 2011'de aşırı ısınmış olmaları; diğer ise gelişmiş ülkelerdeki ekonomik krizin 15 yılda bir tekrar etmesi. Sorularımızı yanıtlayan Frankel'in, Türkiye ekonomisi, Çin'in küresel ekonomideki konumu, dünya genelinde yükselen korumacılık uygulamaları, ekonomik gücün batından doğuya kayması gibi konulara yönelik görüşleri şöyle:  

15 yılda bir yaşanan kriz döngüsü

Yükselen ekonomiler 2012'de kriz yaşayabilirler. 15 yılda bir tekrar eden kriz döngüne girmiş durumdayız. 1982 yılında yaşanan uluslararası borç krizi ve 1997 yılında yaşanan doğu Asya krizinin arasında 15 yıl var. 1997'ye 15 yıl eklediğimizde de 2012'ye geliyoruz. Çin, Hindistan, Türkiye ve Brezilya gibi birçok gelişen pazarda 2011 yılında aşırı ısınma yaşandı. Dolayısıyla bu ekonomiler şu anda son derece kırılgan bir durumdalar. Önümüzdeki yıllarda ekonomik büyümelerinde gerileme kaçınılmaz.

-Türkiye'deki siyasi gelişmeler yabancı yatırımcıyı endişelendiriyor

Yükselen ekonomiler arasında, Türkiye son yılların en hızlı büyüyen ekonomilerden birisi. Fakat aşırı ısınma yaşayan Türkiye ekonomisi oldukça kırılgan bir yapıda. Özellikle cari açık çok endişe verici. Buna ek olarak, ülkedeki siyasi gelişmeler de yabancı yatırımcıları endişelendiriyor.Türkiye sıcak paraya karşı mücadelede Brezilya'yı örnek alabilir. Spekülasyonlara yol açan nakit akışını kontrol altına alabilir. 

Çin önümüzdeki 10 sene içinde finans krizi yaşayabilir 

Çin'in ekonomik büyümesi 20-30 yıl daha etkileyici olmaya devam edecek. Fakat ortalama büyüme oranları yavaşlayarak gelişmiş ülkelere yaklaşacak. Çin'in önümüzdeki on sene içinde bir finans krizi yaşaması muhtemel. Ülkedeki büyümeyi sürdürebilmek için, Çin'in ekonomik yapısını değiştirmesi gerekiyor. İhracat, yabancı yatırım ve üretim sektörü üzerine kurulu ekonomiden, tüketim ve hizmet sektörüne odaklı bir ekonomiye geçilmesi gerekiyor.

Devlet kapitalizmi çekici bir model değil

Devletin önemli bir rol oynadığı Çin ve diğer bazı ülkelerde, son yılların küresel yıldızı oldular. Fakat uzun vadede devlet kapitalizminin çekici bir model olduğunu düşünmüyorum. Batı ekonomilerinin Çin modeline değil, Çin ekonomisinin batı kapitalizmine yaklaşacağını tahmin ediyorum. Aynı durum diğer yükselen ekonomiler için de geçerli.

Gücün batıdan doğuya geçişi uzun vadeli bir trend

Yükselen piyasalar son yedi yıldır inanılmaz başarılı bir performans sergiliyorlar. Ekonomik büyüme, borcun GSYH'ya oranı, vergi politikaları, finans piyasaları ve reyting ajanslarından aldıkları notlara bakıldığında, gelişmiş ekonomileri geride bıraktıkları ortada. Genel anlamda gücün Batı/Kuzey ülkelerinden, Doğu/Güney ülkelerine geçtiğine şahit oluyoruz. Bu tarihi bir süreç ve çok uzun süre devam edecek. 2012'de yükselen ekonomilerde kriz yaşansa da, bu değişim uzun vadeli bir trend.

Frankel'e göre küresel ekonomi

2008 yılında CNN'de katıldığı bir programda,  alt ve orta sınıfa yönelik vergilerin azaltılmasını savunan Frankel, bu görüşünden dolayı program sunucusu tarafından Stalin'e benzetilmişti.

Avrupa'nın borç sorunu ile euronun geleceğini birbirinden ayıran Frankel, yaşanan krizlere rağmen birliğin para birimi euronun ayakta kalmaya devam edeceğini savunan Frankel, Avrupa'da temerrüt riskinin 2011 boyunca süreceğini söylemişti. İspanya, Portekiz, İtalya ve Belçika'yı kapsayan sorunlu ülkelerin temerrüt risklerinin de muhtemel olduğunu ifade eden Frankel, "Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden ayrılması çok düşük ihtimal. İspanya ve Portekiz de aynı sorunları yaşayabilir. Avrupa'nın, IMF'ye ihtiyacı var, çünkü Brüksel, IMF'nin yaptığını hiçbir zaman yapmazdı ve yapmayacak. 2011'in en büyük tehdidi birlik dışındaki ülkelerin kamu borcu meselesi ve küresel tahvil piyasalarının çökme riski. Jeopolitik krizlerin yol açacağı olumsuzluklar ve petrol fiyatının katlanma risklerini de göz ardı edemeyiz" yorumlarını yapmıştı.

Dominique Strauss-Khan'ın ardından, IMF başkanlığına Christiane Lagarde'ın getirileceğini öngören Frankel, İtalya ve Yunanistan yönetimlerinin başına gelen teknokratların ise, ekonomiden "A" alırken, siyasi arenada yeterince güçlü olamayacaklarını düşünüyor.   Frankel, Foreign Policy'nin son sayısında ise küresel ekonomiye yönelik görüşlerini "twitter" mesaji şeklinde şöyle ifade ediyor: 

* Küresel ekonomiye yönelik en büyük tehdit: Vergi kesintisine karşı gelen fanatikler

* Küresel ekonomiyi canlandırmak için öneri: Dünya genelinde düzenlenecek seçimler öncesinde, adayların matematik, tarih ve coğrafya testinden geçmeleri.

* ABD Başkanı Barack Obama'nın en büyük hatası: 2009'da görev başına gelmek

* Ekonomistlerin daha fazla odaklanmaları gereken konu: Makroekonomi teorisinin yaklaşık 20 yıl önce çözümsüz bir yola girmiş olması.

15 yıllık kriz döngüleri; 'şişman inek-zayıf inek' yılları

Jeffrey Frankel, Project Syndicate için yazdığı "Yükselen piyasalar 2012'de çöküşe geçecek mi?" başlıklı makalesinde, yükselen ekonomilerdeki çöküşü tarihsel gelişmelerle açıklıyor. "Yükselen piyasalar 15 yılda bir kriz yaşıyor" diyen Frankel'in yorumları şöyle: "1982 yılında yaşanan uluslararası borç krizi Meksika'da başladı ve Latin Amerika başta olmak üzere tüm bölgeye yayıldı. Bundan 15 yıl sonra, 1997 yılının ortasında Doğu Asya krizi geldi. Tayland'dan başlayıp tüm bölgeyi etkisi altına aldı. Bu krizin üzerinden de 15 yıl geçti ve 2012'ye geldik."

Frankel, 15 yıllık kriz döngüsünün yanı sıra, İncil'de yer alan bir rüyaya gönderme yapıyor: "Yedi şişman ineği kovalayan, yeni zayıf inek." Frankel'e göre rüyanın bugüne yönelik uyarlaması şöyle: "1975-1981 yılları arasındaki yedi sene yükselen ekonomilere sermaye akışının olduğu dönemdi. Petrodolarlar, yatırım olarak gelişen piyasalara yöneldi. 1982 yılında Meksika'da başlayan uluslararası borç krizi ise, "zayıf yedi yıl"ın başlangıcı oldu. 1989 yılında ise 'Brady Bonds' olarak adlandırılan menkul kıymetlerin piyasaya çıkarılması ile Latin Amerika krizi aştı. İkinci 'yedi şişman yıl' döngüsü 1990-1996 yılları arasında, yükselen piyasalara sermaye akışının artması ile başladı. 1997'de Asya krizi ile sonlandı. Üçüncü sermaye akışı 2004-2011 yılları arasında artış kaydetti ve küresel finans krizine rağmen devam etti. Eğer tarih tekerrür ederse, yükselen piyasalara yönelik sermaye akışında ani bir duraklama yaşanmasının zamanı geldi."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar