Hangi piyasa doğru söylüyor? Tahvil mi, hisse mi?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Dünya piyasaları yeni bir iyimserlik dalgasıyla yükseliyor. Powell’in “büyümenin devam etmesi için Fed gerekeni yapacaktır” açıklamasını yaptığı Salı günkü dibinden beri ABD hisselerindeki değer artışı %5’i geçti.

Eylül 2009’dan beri görülen en düşük imalat sanayi PMI verisi ve beklentinin çok altında gelen tarım- dışı istihdam verileri piyasalardaki iyimser havayı bozmak bir yana, daha da güçlendirdi. Zayıf ABD verileri Fed’in para politikasını gevşeteceği beklentisini besleyerek iyimser havayı destekledi.

Piyasalardaki iyimser hava kısa vadede devam edebilir. Ama kalıcılığı konusunda şüphelerimiz var. Geçmiş verinin incelenmesi ABD ekonomisinin durgunluğa girdiği dönemlerde yapılan faiz indirimlerinin borsa üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu gösteriyor.

2019 yılı ikinci çeyreğinde ABD verilerinde görülen kötüleşme geçici bir yavaşlamaya değil kalıcı durgunluğa işaret ediyorsa, hisse senedi piyasalarındaki yükseliş yerini %10-%20 bandında bir düzeltmeye bırakabilir.

Mevcut veriler henüz ABD ekonomisinde bir durgunluğa işaret etmiyor. Ancak Başkan Trump’ın 2020 Kasım ayındaki başkanlık seçimleri öncesinde korumacı politikaları propaganda aracı olarak kullanma isteği ticaret savaşlarını devam ettirerek durgunluk riskini artırabilir.

ABD ile Çin arasındaki güç kavgası küreselleşmeyi tersine döndürecek bir ekonomik savaşa dönüşürse, büyümenin yavaşlamasına rağmen, enflasyonun yükseldiği kötü senaryo ihtimali artar.

Mevcut piyasa fiyatlamaları ABD ekonomisinin geleceği konusunda net bir tablo çizmiyor. Hisse senedi piyasaları büyümenin yavaşlayarak da olsa devam ettiği, enflasyonun düşük kalmayı sürdürdüğü bir dünyayı fiyatlıyor.

Üç aylık hazine bono faizlerinin 10 yıllık devlet tahvil faizlerinin üzerinde kaldığı sabit getirili kıymet piyasaları ise ABD ekonomisinin uzun süreli bir durgunluğa gireceği ve enflasyonun düşük kalmaya devam edeceği bir dünyayı fiyatlıyor.

Hangi piyasa haklı çıkacak sorusuna iki cevabımız var. Kısa vadede hisse senedi piyasalarının haklı çıkma ihtimali yüksek. Orta-uzun vadede ise tahvil piyasalarının yanılma ihtimali çok yüksek. Daha açık söyleyelim. Borsadaki yükselişin sonuna gelindiğinde tahvil ve hisse fiyatlarının beraber düştüğünü görebiliriz.

Türkiye varlıkları için mevcut konjonktür ne anlama geliyor? Muhtemelen Mayıs ayından daha iyi bir Haziran ayı göreceğiz. Doların değer kaybettiği ve faizlerin gerilediği bir dünya Türkiye varlıklarını destekleyen bir ortam yaratıyor.

Ekonomi yönetimi rasyonel davranır ve doğru politikalarla küresel sermayeyi yeniden Türkiye’ye çekmeyi başarırsa son dönemde gerileyen rezervlerimizi güçlendirip kötü günler için cephane biriktirebiliriz.

Yok eğer bol para bulduk har vurup harman savuralım dersek altı ay sonra kendimizi aynı şeyleri konuşurken buluruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019