Hangi haberler artık piyasaları daha çok gerecek?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Türkiye’nin kredi notunun önce Standard and Poor’s (S&P) ve sonrasında Moody’s tarafından yatırım yapılabilir seviyeden spekülatif-riskli seviyeye düşürülmesi, piyasalar ve ekonomi açısından yeni bir dönemi başlatıyor. Türkiye ekonomisi zaten bilinen kırılganlıklardan muzdarip durumdaydı. Bu yüzden içerideki politik ve ekonomik gelişmeler karşısında da, uluslararası alanda ortaya çıkan gelişmeler karşısında da hassastı. Bu durum piyasaların da göreli olarak daha fazla oynak olmasına yol açmaktaydı.

Şimdi bu hassasiyet ve oynaklık eskisine göre daha da artacak. S&P ve Moody’s tarafından yapılan Türkiye değerlendirmelerini okuyan yabancı fonların ve buna paralel olarak yerli ekonomik aktörlerin, bu raporlarda altı çizilen kırılganlık noktaları ile risk alanlarına ilişkin haberlere ilgisi ve tepkisi artacak.

İki kurumun değerlendirmelerinde yer verdiği tespitler ışığında, önümüzdeki dönemde hangi haberlerin daha fazla hassasiyetle izleneceği konusunda şunları söyleyebiliriz:

Her iki kurumun değerlendirmesinde de öne çıkan yeni faktör Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu iç ve dış politik riskler. Bu nedenle politik riskler alanındaki gelişmeler, artık en az ekonomik gelişmeler kadar, hatta ondanda daha fazla dikkatlerin toplandığı alan olacak.

Dış politikada alanında ABD, Rusya ve Avrupa Birliği ile ilişkilerin seyrinde ortaya çıkacak değişiklikler, pürüzler, gerilimler artık daha fazla ilgi çekecek. Asıl risk konusu olan Türkiye’nin Suriye’ye asker sokmasıyla farklı bir düzeye çıkan Suriye krizine ilişkin gelişmeler, çok daha fazla didiklenerek takip edilecek.
İç politika alanında artık daha fazla dikkatle ve daha ayrıntılı takip edilecek alanlar ise oldukça geniş.

Bunların başında hukukun üstünlüğü ve insan hakları bağlamında olağanüstü hal uygulamaları olacak. Olağanüstü hal uygulamalarının şiddetinin artması ve süresinin uzaması, yabancı fonların risklerde artış olarak göreceği gelişmeler olacak. Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve yargılama süreçleri, parlamentonun etkin çalışması ve denetim işlevini yapabilme ölçüsü izlenen parametreler olacak. HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin gelişmeler, eskiden olduğuna göre daha fazla hassasiyet yaratabilecek.

Kamuda görevden almaların boyutu ve seyri özellikle de özel sektörde şirketlere ve yönetimlerine el koyma uygulamaları, hem portföy yatırımcıları, hem de doğrudan yatırım yapmayı düşünenler açısından aşırı dikkatle izlenecek haberler olacak.
Merkez Bankası ve üst kurulların bağımsızlığı alanına giren her türlü düzenleme, girişim ve açıklama çok daha büyük bir tedirginlikle izlenecek.

Doğudaki çatışmalı süreç ve Kürt sorununa ilişkin gelişmeler aynı şekilde yabancı fonların eskisinden daha fazla ilgi göstereceği haberler arasında yer alacak.

Ekonomi alanında ise dış ticaret ve cari işlemler açığı cephesindeki gidişat öncelikli konu olmaya devam edecek. Bu verilerdeki olumsuz gelişmelere tepkinin eskisinden daha yüksek olması çok muhtemel. Buna paralel olarak dış borçlar ve döviz rezervindeki gelişmelerin piyasaların vereceği tepki daha yüksek olabilecek.

Bütçe dengesi de eskisinden daha yakından izlenirken, eskiden pek ilgi gösterilmeyen bütçe dışı yükümlülükler, Hazine garantili borçlar daha fazla radara girebilecek. Doğal olarak büyüme, üretim, tüketim ve güven endekslerinin seyri de eskisinden daha fazla ilgi görecek.

Bu arada FED’in faiz kararları başta olmak üzere uluslararası sıcak para akımlarını etkileyecek her gelişmenin Türkiye’ye yansıması da daha şiddetli olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar