Hanehalkının ve kişilerin gelir ve harcamalarında önemli değişim var
OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör Zafer Yükseler ve Ercan Türkan'ın, TÜİK'in rakamlarına dayalı olarak, ailelerin ve fertlerin gelir ve harcamalarını, çalışanlarını ve işsizlerin durumunu, ülkedeki yoksulluk tablosunu ve gelir dağılımını belirlemek için yaptıkları bir çalışma TÜSİAD tarafından yayınlandı. Önce bu çalışmayı yapanları, çalışmayı yaptıranları ve bu yayınları kutlayalım. Bu tür çalışmalar ülkede olan biteni izlemeye, uygulanan ve uygulanacak politikaları değerlendirmeye imkan yaratır. Devlet üniversitelerimiz ile vakıf üniversitelerimizin bu tür çalışmalar yapması gerekir. Ne yazık ki, üniversite sayısı ve öğretim üyesi sayısı artarken üniversiteler ülkenin temel sorunlarına ilişkin bu tür çalışmalara hiç mi hiç ilgi göstermiyor. Çalışmada 2002-2005 yılları arasında hanehalkının ve fertlerin gelirlerindeki değişime dayalı olarak ülke genelinde yoksulluk konusundaki değişim sergileniyor. Açıklanan rakamlara göre, AKP 2002 yılından 2005 yılına kadarki dönemde yoksulluk sorununu çözme yolunda büyük başarı sağlamış. - Hane sayısı 16.4 milyondan 17.5 milyona yükselirken yoksul hanelerin sayısı 3.6 milyondan 2.4 milyona gerilemiş. - Yoksul fert sayısı 18.4 milyondan 12.9 milyona inmiş. - Çalışan nüfusun her 100'ünün 25'i yoksul iken, bu sayı 15 olmuş. - Ücretli ve maaşlıların 100'ünün 14'ü yoksul iken, yoksul olanların sayısı 6'ya düşmüş. - Yevmiyeli çalışan her 100 işcinin 45'i yoksulluk sınırında iken, 2005 yılında yoksulluk sınırında kalanların sayısı 28 olarak belirlenmiş. Uluslarararası karşılaştırmalarda ülkelerdeki yoksulluk tablosu, kişilerin günlük kişi başına (ABD Doları olarak) harcama güçleri ile ölçülür. Çalışmaya göre 2005 yılında Türkiye'de günde 1 doların altında harcama ile yaşayan insan kalmamış. Günde 2.15 dolar harcama yapanların sayısı 2002 yılında 2 milyon 82 bin iken, 2005 yılında 1 milyon 22 bine düşmüş. Günde 4.30 doların altında harcama yapan fertlerin sayısı 20 milyon 721 bin iken, 9 milyon 680 bin olmuş. 2007 yılında 17.6 milyon hanedeki ortalama nüfus sayısı (hane başı nüfus ) 4.1 kişi. Kaba anlatım ile her 100 hanenin 19'unda 1-2 kişi, 48'inde 2-4 kişi, 24'ünde 5-6 kişi yaşıyor, 9'unda ise 7'den fazla kişi barınıyor. Nüfusumuzun yüzde 44'ünü 24 altındaki gençler teşkil ediyor. Çalışan her 100 kişinin 14'ü kamuda, 86'sı özel sektörde iş bulmuş. Özel sektörde çalışan her 100 kişinin 30'u tarlada, 60'ı düzenli bir işyerinde, 10'u sabit olmayan işyerlerinde çalışıyor. TÜSİAD tarafından yayınlanan çalışmada yer alan bilgiler ve rakamlar, yatırım ve üretim yapacaklara yol gösterecek zenginliktedir. Örneğin bu çalışmada, Türk tüketicisinin tüketim kalıbı ile AB tüketicisinin tüketim kalıbı karşılaştırılıyor. Türkiye'de gıda harcamalarının toplam tüketimdeki payı yüzde 24.8 iken, AB ülkelerinde yüzde 12.7 oranında. Konut ve kira harcamalarının payı Türkiye'de yüzde 27.2 iken, AB ülkelerinde yüzde 21.3 oranında. Ulaştırma ve giyim harcamalarının toplam harcamalardaki oranları birbirine yakın. Türkiye'de fert başına nihai özel tüketim harcamaları (enflasyondan arındırılmış olarak) 2002 yılında yüzde 0.7 oranında artmış. Daha sonraki yıllarda sırasıyla yüzde 5.2 oranında 8.2 oranında, 7.3 oranında ve 2006 yılında yüzde 3.9 oranında artış göstermiş. 5 yıllık artış ortalaması yüzde 6.2 olarak belirlenmiş. Hanehalkının toplamı en fakirden en zengine 5 dilime ayrıldığında, en fakir yüzde 20'lik dilimdeki hanehalkının toplam tüketim harcamalarındaki payının yüzde 9.1 olduğu bu oranın diğer dilimlerde, yüzde 13.2, yüzde 13.2, yüzde 17.5, yüzde 23.1 olarak büyüdüğü, en zengin yüzde 20'lik dilimdeki hanehalkının toplam tüketim harcamalarının yüzde 56.6'sını yaptığı anlaşılıyor. Açık anlatımıyla tüketim harcamalarının büyük bölümü üst gelir gruplarındaki hane halkı tarafından yapılıyor. Fert başına nihai gıda tüketimi harcamalarının reel olarak 2002-2005 yılları arasında yüzde 3.6 arttığı, buna karşılık dayanıklı tüketim maddeleri harcamalarındaki artışın yüzde 21.6 oranında, yarı dayanıklı tüketim mallarında ise yüzde 9.6 oranında olduğu görülmektedir. Ekonomi ile ilgilenenlerin, yatırımcıların ve üretim yapanların, alıp-satanların bu araştırma sonuçlarından öğrenecekleri çok şey var. Araştırmadaki bulgular hem güncel politikalarını, hem de geleceğe ilişkin planlarını oluşturmada onlara yol gösterecektir.