Hanehalkından gelen karışık sinyaller

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası [email protected]

Bu hafta TÜİK tarafından hanehalkının davranışlarıyla ilgili fikir verebilecek 3 adet veri yayımlandı. Tüketici Güven Endeksi(Ocak), Konut Satış İstatistikleri(Aralık), Motorlu Kara Taşıtları(Aralık). Konut dışındaki veriler ekonominin canlılığını sürdürdüğünü gösteriyor.

Para politikasındaki onca sıkılaşmaya, kredi maliyetlerindeki büyük artışlara rağmen harcama iştahının ve kabiliyetinin düşmediğini görüyoruz. Bu, enflasyonla mücadele için kötü bir sinyalken, büyüme tarafında işlerin kötü gitmediğini gösteriyor.

Tüketici güven endeksi

Tüketici güven endeksi hanehalkının hem bugünkü durumunu ölçerken hem de geleceğe ilişkin beklentilerine ilişkin bize fikir veriyor. Son yıllarda tüketici güven endeksinde ocak aylarının aralıktan ve şubattan daha iyi geldiğini gözlemliyoruz. 2017 ve sonrası 7 yılda ocak ayı tüketici güven endeksi yükseliş ortalaması %3.2. Bu oldukça yüksek bir rakam.

Şubat ortalamasıysa %-0.1. Aynı dönemdeki aralık ayı tüketici güven endeksi değişim ortalaması %-1.4. Yeni yılın gelmesi, zamların maaşlara yansıması bir miktar hanehalkına umut getirirken, bu umutlanmanın çok uzun sürmediği görülüyor. Endeksin alt sorularından olan mevcut dönemde hanenin ekonomik durumu sorusunun cevabında %6’lık olumlu yönde bir değişim olması ayrıca dikkat çekici.

Çünkü beklenti değil fiili bir durumdan bahsediyoruz. Diğer 3 alt soru gelecek 12 ayla ilgili. Ocak aylarında böyle bir iyileşmenin sebeplerinden birisi de bana göre enflasyonun yüksekliği. Enflasyon ne kadar yüksekse maaşlar yıl sonuna doğru o kadar eriyor, sonrasında gelen nominal olarak yüksek zam da refah etkisi yaratıyor. Bu endekse özellikle son yıllardaki seçimlerden sonra daha da fazla önem atfedilmeye başlandı.

Çünkü endeks değerleriyle seçim sonuçları arasında yakın bir ilişki var. 2017 ve sonrası endeksin ortalama aylık değeri 81.3. Geçtiğimiz seçimlerin olduğu mayısta endeks değeri 91.1 olarak ölçülmüş. Seçim sonuçları ortada. 2019 yerel seçimlerinin olduğu marttaysa endeks değeri 81.1. 2018 ortalamasıysa 87.8. Yani demem o ki ciddi bir kötüleşme sonrası yerel seçimlere girilmiş ve yine sonuç ortada.

Bu seçim öncesinde de yine bu endeksin yükseliyor olması önemli bir işaret. Şunu da not edelim; 2023 genel seçimleri öncesi uygulanan genişleyici politikaların seçim sonrası değişmesi de endeks rakamlarına yansımış ve güven endeksi 3 ayda 91.1’den 68’e düşmüş. Ağustos’tan beri de sürekli artıyor.

Konut ve taşıt

Aralık ayı konut satışları ve motorlu kara taşıtları verileri de karışık sinyaller gönderiyor. Konut satışları tarafında bir daralmaya girmişiz gibi gözüküyor. Fakat aynı şeyi araçlar için söylemek mümkün değil. Aralık’ta toplam 138.577 adet konut satılmış. Bu rakam 2022 Aralık rakamından %33.4 daha düşük. Daha da çarpıcı olan ipotekli konut satış rakamları. Aralık’ta ipotekli satılan konut sayısı 6.042. 2022’de aynı kategoride 21.796 konut satılmış, yani %72.3’lük bir azalıştan bahsediyoruz.

Kredi faizlerinin yüksekliği ve kredilere ilişkin alınan önlemler bu düşüşün ana sebepleri. Yabancı konut talebi de bu yıl düşük. Aralık’ta 2.064 adet konut yabancıya satılmış, bunun 527 adedi Ruslara gitmiş. 2022 Aralık’ta yabancıya satılan konut sayısı 6.386’ydı

TL’nin nispeten değerli olması yatırım amaçlı Türkiye’de konut almayı zorlaştırıyor. Aynı yavaşlama araç tarafında yok. Aralık’ta 199.259 adet araç trafiğe kaydolmuş. 2022’de bu rakam 137.173’tü. Artış %45.3. Zaten sektörden gelen rakamlardan 2023’ün bu alanda iyi geçtiğini biliyorduk. Sıkı politikanın etkisini henüz burada göremiyoruz. Trafiğe kayıtlı taşıtların dağılımına baktığımızda ilk sırada %53’le otomobil, ikinci %17.7’yle motosiklet, üçüncü %15.6’yla kamyonet ve dördüncü %7.6’yla traktör geliyor.

Önümüzdeki dönem trafiğe kaydolan araç sayılarının düşmesi bekleniyor. Gördüğünüz gibi ekonomiye ilişkin sinyaller karışık. Bazı alanlarda sonuç almak biraz zor olabiliyor. Türkiye çok yüksek bir enflasyon ortamından geçiyor. Böyle zamanlarda karar alıcıların sonraki hamlelerini kestirmek çok kolay değil. Bu sebeple politika üretmek ve uygulamak da zorlaşıyor. Şu anda yapılabilecek en kötü şey uygulanan politikanın yarıda kesilmesi olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar