Hane halkı "Borç yiğidin kamçısıdır" demiş
Arkadaşımız Naki Bakır'ın 2003 ve 2011 yılları arasında hane halkının finansal birikimleri ve finansal yükümlülüklerini ele alan ona bağlı olarak çıkan sonuçları tablolarla bize sunan araştırma haberi, son 8 yıllık dönemde hane halkının tavrının başlıkta yer alan "Borç yiğidin kamçısıdır" tutumu içersinde olduğunu gösteriyor. Hane halkı finansal birikimleri aritmetik dizi artışı gösterirken, finansal yükümlülükleri geometrik artışla, sorun yaratacak sonuçlar ortaya koyuyor.
Hane halkının 2003-2011 yılları arasında birikimlerindeki artış ve borçlanmalarıyla ilgili arkadaşımız Naki Bakır'ın araştırma haberinin ortaya çıkardığı sonuç bana göre "Hane halkının borç yiğidin kamçısıdır" diyerek yola devam ettiğini gösteriyor. 2011 rakamları da bu tablonun geçen yıl alınan bazı önlemlere rağmen sürdüğünü ortaya koyuyor…
Peki, hane halkının birikim ve borç bilançosu ne?
Hane halkının bireysel birikimleri toplamı 2003 yılında 156 milyar lira iken, 2011 yılında 3.2 kat artarak 509 milyar liraya yükselmiş. Buna karşılık 2003 yılında 8 milyar lira olan finansal yükümlülükleri ise 2011 yılında206 milyar 300 milyon liraya yükselmiş. Yani 26 kat artış gerçekleşmiş. Bunun sonucunda 2003 yılında finansal varlıklarının yüzde 5.1'i seviyesinde olan finansal yükümlülükleri, borçları, finansal varlıklarının yüzde 40.5'una yükselmiş. Bu dönemde hane halkının birikimlerinin 3.2 kat arttığını yukarıda belirtmiştim. İşte başlığa koyduğum "Hane halkı 'borç yiğidin kamçısı' demiş" tablosu böyle ortaya çıkıyor…
Peki, bunun finansal ve ekonomik açıdan sonuçları ne?
-Bu 2003-2011 yılları arasında büyümemizde önemli rol oynayan "İç tüketimi" körükleyen bir durum. Büyümenin üretim ve ihracata dayalı olmayan köpüğünü/hormonunu bu yapı oluşturuyor.
-Bu büyük karlılıkları üzerine yorumlar yapılan bankaların, kısa vadeli mevduattan elde edemedikleri kredi kaynaklarını dışarıdan sendikasyon kredileri elde ederek, bunun bir bölümünü "Yabancı tasarruflarını yurt içersinde 'tüketim için' hane halkına sunmaları demek.
-Bu 2003'te 19 milyon 800 bin olan kredi kartı sayısının 2011 yılında 51 milyon 300 bine yükselmesini anlayabilmemiz demek. Tabii aynı zamanda kredi kartlı alışverişlerin kayda girmesi nedeniyle kayıt dışını azaltan bir gelişme demek.
-Bu 2003 yılında 227 bin olan yıllık otomobil satışının 2.5 kat artarak 2011 yılında 593 bine yükselmesinin altında var olan özellik demek. Bu 2003 yılında 27 milyon 887 bin olan cep telefonu abone sayısının 2011 yılında 65 milyona ulaşmasını anlatan neden demek.
-Bu 2003 yılında yüzde 20'ler seviyesinde olan hane halkı tasarruf oranının yüzde 13'lere gerilemesi demek.
-Bu 2003 yılında 7.5 milyar dolar olan cari açığı büyük hızla artırıp 2011 yılında on katına 77.2 milyar dolara yükselmesi demek.
-Bu yurt içinde her yere yayılan AVM'lerin sayılarının artması, yaygınlaşması, perakende sektörünün büyük hızla artmasına neden olan unsur demek.
Bütün bunlardan sonra kabul etmemiz gereken gerçek ne olabilir?
Bu tablo hane halkının 2003 yılından bu yana arada 2008-2009 yılında yaşanan kısa bir kriz dönemi dışında kendini güvende, ülkeyi istikrarda gördüğünü ortaya koyuyor. Ancak, hane halkının buna bağlı "Borç yiğidin kamçısıdır" düşüncesiyle hareketi gözden geçirilmelidir. Çünkü hane halkı finansal yapısı içersinde birikimleri aritmetik artış gösterirken yükümlülüklerinin geometrik artış göstermiştir. Bunun farkına varan ekonomi yönetimi de geçen yıldan başlayarak tüketime fren koyan önlemleri alma gayretindedir. Bankaları hem tüketici kredi limitlerini sınırlayarak, hem de yükümlülüklerini artırarak disipline etmeye çalışmaktadır. Bu da hane halkının "Borç yiğidin kamçısıdır" tutumundan az da olsa uzaklaşmasını beraberinde getirecektir…