Hancı
Sizin kiracınız, hiç ev adresinizi değiştirdi mi? Biraz kafa karıştırıyor değil mi? Bir gün kalkıyorsunuz, evinizi devir almaya gidiyorsunuz; kiracınız evinizi almış, eşyalarınızı almış, her şeyinizi başka bir adrese ‘benim’ diye götürmeye kalkmış! Bu ne sürpriz ama…
Bir anda eliniz boş kalmış gibi duruyor. Ancak o sizin yıllarca emek verdiğiniz, sizin boyadığınız duvarlar, sizin çatınız, sizin ruhunuz hep orada ve kimse bunu yıkamaz! Yıllarınızı sizden çalamaz. İyi / kötü günler geçirdiğiniz o yuva sizindir ve sizin kalacaktır. İçinde çocuklarınızın büyüdüğü, koşup oynadığı anılarınız, bu yuvada tazedir. Hiç kimse unutmamıştır. Bir dönem kiracılar da orada oynamıştır, ama bu geçici olmuştur ve geçici olmasını ise onlar istemiştir. Belki de bir planları vardır bizlerin hiç düşünmediği. Ama neyse ki; kiracıların ardından çocuklar özledikleri yuvalarına tekrar kavuşur teker teker... Çünkü çocuklar büyümüştür artık ve kararları onlara aittir. Kim, nerede olursa olsun, yüreğinin aklının bir köşesinde evi vardır. Yatılı okuduğum zamanlardan bilirim… Rüyalarınıza girer eski anılar, bazen sevinir ama bazen de üzülür ya da kızarsınız ama değiştiremezsiniz. Çünkü o anılar yaşanmıştır ve tüm benliğinize ve sizinle birlikte tüm benliklere işlenmiştir. Bu yüzdendir hatıralar sizi bırakmaz, siz de onları…
Özge Ece Üner, çok güzel bir söyleşi yapmış; “Aklımda olanı kalbime indirebilmem tam 40 senemi aldı“ demiş. Bayıldım bu ifadeye… Benim tam tersim yani. Benim kalbimdekinin ise aklıma doğru yolculuğu yıllar aldı. Nezih Bey’i kaybettiğimiz zaman, sadece kalbimde onun eserini korumak fikri varken, şimdi o eseri ‘şaheser’ yapmak için uğraşıyorum. Bizim sloganımız neydi eski okurlar bilir: ‘Tek ve bağımsız, kimseden almadan, kopya etmeden, özgün ve özgür’… Temiz bir şekilde büyüyen bir marka, 42. yılını mart ayında yaşayacak. Olgun, tecrübeli bir yaşam ile anılarını, acılarını, sevinçlerini kucaklayacak…