Hamzadere Havzası'nda çakan kıvılcım
İpsala Kaymakamı Eyüp Özdemir, İpsala Belediye Başkanı Mehmet Kerman, İpsala Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Girgin, Keşan Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Yörük, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan Ticaret Borsası Meclis Başkanı Necmi Kaymaz, İpsala Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Darcan, Hamzadere Sulama Birliği Başkanı Seçkin Şimşek, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Yüksel Alioğlu, Keşan Ticaret Borsası Eski Meclis Başkanı Kadir Kale, İpsala Ticaret Borsası Meclis Başkanı Necati Görür, İpsala Çeltik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Balcılar, İpsala Meslek Yüksek Okulu'ndan Yrd. Doç. Dr. İpek Helvacıoğlu, Yrd. Doç. Dr. Cem Tokatlı, İpsala Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Necmi Sezer, İpsala Ticaret Borsası Meclis Üyesi Seçkin Atlı, İpsala Ticaret Borsası Meclis Üyesi Mehmet Kerman, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Koru'yu bir masanın etrafında toplanmış, yörenin yaşadığı sorunların neler olduğunu, bu sorunlara ne gibi çözümler üretebileceğini tartışıyoruz.
Hamzadere Havzası Edirne'nin üç ilçesini kapsıyor: Keşan, İpsala ve Enez. Kuzeyinde Ergene çayı, batısında Meriç ve Yunanistan sınırı, doğusunda Malkara'nın bulunduğu, Saros Körfezi'ni içine alan ülkemizin görece gelişmiş şirin bir bölgesi.
Kasaba kültürü kırılmış
“Hamzadere Havzası' nda bir günlük saha çalışmasında en önemli gözlemin neydi?” diye sorarsanız yanıtım çok net olur: Kasaba kültürünü kıran, birlikte gelecek inşa etmeyi arayan bilinçlenme ve sonuç yaratabilecek bakış açısı, derim.
Üç ilçenin sivil inisiyatifleri bir araya geliyor; koca gününü havzada maddi ve kültürel zenginlikleri artırarak insanların refahını artırmanın yol ve yöntemlerini konuşuyor. Katılan sorumluların hiçbiri kendi ilçesini öne çıkaran, sorunlarını diğer ilçelerin önüne koyan tek sözcük etmiyor.
Bu gazetede hafta sonunda yazdığım kapsamlı yazıda Hamzadere Havzası' nın sorunları ve çözüm önerilerini orada yaşayan insanların bakış açılarında yansıttıktan sonra kendi görüşlerimi de katarak daha sonra paylaşacağım.
Bu yazıda yörenin potansiyelleri, performansları ve beklentilerini kısa başlıklar halinde aktararak ön bilgi vermekle yetineceğim.
Çeltik üretiminde “Osmancık '97” çeltik tohumunun uygulamalar ve iklim koşulları nedeniyle yaşadığı sorunları giderecek araştırmalarla yenilenmediğine ilişkin yaygın bir kanı var. Özellikle İtalyan menşeli tohum ithalatının kolaylaştırılması talebini enine boyuna sorgulamak, tohum islahı stratejisini gözden geçirmek gerekiyor.
Toprak yönetimi farklılık gerektiriyor
Arazilerde “toplulaştırma” yapılmış ama etkili olamamış. Arazi kullanımı ve yönetimi konusunu da yerel kanaat önderlerinin görüşlerini katılımcı toplantılarda derlemek ve “toprak yönetimi stratejisini” birlemek bir ilk adım olmalı. Toprakların konsolide olmasında “küçük mülkiyet sahiplerinin ucuza tarlalarını satmaya zorlandıkları” iddiasını netleştirerek, destekleme sistemini etkinleştirerek, “hizmette birleşmelerle rekabet edebilir ölçek” yaratmak yörede bir çıkış yolu olabilir.
Lisanslı depoların, finans sisteminin üretimin yapısal ve ekonomik özelliklerine göre yapılandırılmasının, çiftçi birliklerinin günün koşullarına göre kapsayıcı ve işlerliği olan bir yapıda canlandırılmasının gerektiği çok net gözlemleniyor.
Sulama ve ilaçlama yönetiminde oturmamış bir anlayışın olduğunu söyleyebiliriz. Çeltik ekim alanlarında lazer uygulaması ile belli bir düzey yakalanmış. Sulama Birlikleri ve sulama bedelleri konusunda ilgili örgütler ile çiftçinin algılaması arasında farklılıklar var. Yaygın bir tanıtım ve eğitimle “ortak değer, ortak irade ve ortak yarar” konusunda uzlaşma ihtiyacı var.
Sürekli Ar-Ge ihtiyacı
Asıl önemlisi, kapsayıcı ve işleyen kurumsal yapının eksikliği, gözetim ve denetim disiplinsizliği nedeniyle yanlış anlamalar kadar yanlış uygulamaların da olduğu bir dış gözlemcinin bile kolayca yakalayabileceği hususlar. Kamu yetkililerinin, bürokrasinin, çiftçinin ve yerel STK'ların işbirliğine yatkın olduğu Hamzadere Havzası'nda “Çeltik Üretim ve Pazarlama Stratejisi”nin geliştirilmemiş olmasını açıklamak çok zor.
Başlıklar halinde kısaca değindiğim konular arasında gözlemlerime göre en önemlisi, “Hamzadere Havzası Tarım, Hayvancılık, Turizm ve Endüstri Envanteri”nin olmaması. Üretim alanları, üretim miktarları, birimi başına verimlilik, fiyat oluşumu gibi bir dizi konuda gelecek planlamanın ilk adımı net bilgidir. Net bilgi olmadan etkin koordinasyon yapılamaz, sorunlar üzerinde odaklanarak çözümler üretilemez.
Hamzadere Havzası'da net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanarak sonuç yaratma konusunu da bir yazıda ayrıntılarıyla paylaşacağım.