Ham hayaller ve acı gerçekler
Dikkatlerin para politikasında yaşanacak değişiklik üzerine yoğunlaştığı bir haftaya girdik. Merkez Bankası Para Piyasaları Kurulu, Perşembe günü yeni Başkan liderliğinde toplanacak ve baskı altında bazı kararlar alacak. Oldukça uzun bir süredir dalgalı bir şekilde olumsuzlaşan ekonomik koşullar, hem sistemi oluşturan kurumsal yapıyı kırılganlaştırıyor ve hem de Siyasi İradeyi bir şeyler yapmaya zorluyor. Para otoritesi yönetiminde yaşanan değişiklik ve para politikasının gevşetilmesi konularındaki baskılar, sonuç olarak karşımıza çıkıyor! Beklentileri yönlendirmek ve bazı ihtiyaçları karşılamak adına pek çok şey konuşuluyor! Fakat ekonominin içinde bulunduğu koşullar ve benimsenen yaklaşımların gündeme getireceği riskler hiç tartışılmıyor; fiyatlanmıyor. Ekonomik sorunların kurallı piyasa anlayışı ile çözülemeyecek kadar ağırlaşmış olduğu konuşulmuyor. Olumsuzlukları görmezden gelerek finansal eğilimleri talimatla eğip bükmeye çalışmanın, başarısızlığa sebep olacak yan tesirler biriktirdiği görmezden geliniyor. Para politikasının hesapsızca gevşetilmesinde mucize aranıyor!
Ekonomi yönetimi tarafından talimatla oluşturulan ve tümü ile fiyatlara yansımış bulunan eğilimler güven vermiyor. Yapılanların nemalarından yararlanmaya ihtiyacı olan veya siyasi iradeyi karşısına almak istemeyenler şimdilik susuyor. Yeni bir kur şoku yaşanır ve hemen kontrol altına alınamaz ise ortalığın çok kötü karışacağı biliniyor; tüm hesaplar ve zorlamalar bunun olmayacağı varsayımı üzerine oturtuluyor!
Faizler seri bir şekilde gerileyecek, Türk Lirası cinsinden likiditeye erişim kolaylaşacak! Menkul ve gayrı menkul cinsinden varlıkların değeri üzerindeki olumsuz baskılar ortadan kaldırılacak ve bilançolar rahatlayacak! Risk alma isteği artacak ve ekonomik büyüme geri dönecek; yatırım ve tüketim eğilimi yeniden canlanacak! Makroekonomik görünüme ilişkin beklentiler iyimser yönde güçlenecek! Bu süreçte yukarı yönde kur dalgalanmaları ve yeni şoklar yaşanması, tüm çabalara rağmen önlenemez ise bambaşka bir süreç devreye girecek!
Ekonomi yönetimi kısa vadeli finansal eğilimleri ve beklentileri yönlendirmek konusunda çok çabalıyor. Bunların, ekonomik eğilimlerin yönünü değiştirmeye yetmeyebileceğini düşünmek bile istemiyor! Eğer tüketim ve yatırım eğilimi yeniden canlandırılamıyor ise, tüm talimatlı yönlendirmelerin geri tepme olasılığının çok yüksek olduğunu unutmamak gerekiyor.
Bir an için tüketim ve yatırım eğiliminin yeniden canlandığını varsayalım! Bu durumda eriyen hammadde stoklarının takviyesi ve teknoloji transferi gereksinimi, ithalatı patlatır ve çok ciddi bir döviz talebi yaratarak bu kısır oyunu bozabilir. Döviz rezervlerinin yetersiz olduğu ve net dış borç ödeyicisi olduğumuz koşullarda, bu eğilimi taşımak pek mümkün olamayabilir.
İçinde bulunduğumuz koşullar zaten sıkıntılı; ekonominin çarkları dönmekte çok zorlanıyor, kamu açıkları kontrolsüz bir şekilde büyüyor ve mali kesim daha fazla risk almak istemiyor. Bu koşullarda para otoritesinin bağımsızlığını ortadan kaldırmak, yedek akçeleri kullanarak piyasadaki likiditeyi bollaştırmak, para otoritesini faizleri sert bir şekilde düşürmeye ve zorunlu karşılık oranlarını kredi arzını genişletecek şekilde kullanmaya zorlamak güven vermiyor.
Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarma dönemi biteli çok oldu! Mevcut görünüm oldukça ciddi bir çaresizlik yaşandığını, gerçekçi olunamadığını ve sağlıklı düşünme yeteneklerinin tüketilmiş olduğunu düşündürüyor.