Halkın Yükselişi Partisi kurultayı siyasi geleceğimiz açısından umut ver

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR [email protected]

Halkın Yükselişi Partisi (HYP) kurultayı geçtiğimiz pazar günü Ankara Dünya Ticaret Merkezi'nde yapıldı. Son derece coşkulu bir havanın ve görüş birliğinin hakim olduğu kurultay, doğrusunu isterseniz Türkiye'nin geleceği için umutlu olmamız gerektiğini bir kez daha vurgulamış oldu. HYP'nin Anayasa'dan güç almayan hiçbir kuvveti tanımayacağı, güven ve mutluluk veren saydam devletin gerçekleşeceğinden de kuşku duyulmaması gerektiği belirtilirken, ülke sorunlarının demokratik düzen içinde parlamentoda çözme kararlılığından asla taviz verilmeyeceği de vurgulandı.

Genel Başkan Yaşar Nuri Öztürk ise bulundukları konumu şu şekilde tanımladı: "HYP icazetini yalnız halkından alan bir siyasi hareket ve teşekküldür. Biz uluslararası hukuka ve onun Atatürk uzantısı olan Anayasa'ya bağlı olan bütün sözleşmelere bağlıyız. Ancak müttefiklerimizin de bizim haklarımıza ve kimliğimize saygı duymalarını isteriz. Müttefiklik adına bize sömürge muamelesi yapanlara geçit vermeyiz. HYP bir halk hareketidir, halkın devletini yaratmanın hareket ve siyaset ocağıdır. Halkın devleti tabiri TBMM'nin dünya önünde telaffuz ettiği bir ifadedir, bir slogan değildir. Cumhuriyet'in ilanından bir süre önce TBMM halk devleti deklarasyonunu zaten dünyanın önüne koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti bir halk devletidir, kurulan Cumhuriyet şahıs devleti geçmişini yıkmıştır. Buna karşılık 80 yıl sonra getirilen yer, Türk devletinin halkın devleti dışına çıkarılmıştır, Ankara'da yönetilmeyen bir devlet konumundadır".

Yaşar Nuri Öztürk'ün haklı olduğu saptamalardan biri de kuşkusuz "HYP'nin bir mirasyedi hareket" olmadığıydı. Şöyle diyordu Öztürk: "Biz hiç kimsenin devamı değiliz. Ölülerin devamı olarak memleketi yönetmeye çalışıyorsunuz ki aklı mezara koydunuz demektir, Türkiye bugün vesayetle yönetilmektedir. Oysa HYP halkımızın finanse ettiği bir siyasi teşekküldür. Biz bu partiyi bir odamız olmadan, tarihimizin derinliklerinden gelen imece usulü ile kurduk. Siyasi tarihimizin bir rekorunu gerçekleştirdik, hiç kimseden bir kuruş almadan 9.5-10 ay gibi bir sürede 70 küsur ilde teşkilatını tamamlayarak ve erken seçimde 81 ülkede seçime soktuk. Bizim halk anlayışımız ideolojik bir halk anlayışı değildir, bu ülkenin bütünü anlamına gelir. Bir tek şartımız vardır, haram lokma yiyenleri dışlarız. Türkiye'nin 490 milyar dolar borcun altına girmesinde sürekli talan edilmesinde bir numaralı fesatlık, haram lokmadır. HYP asırların bir felaket söylemi gibi milletimizin üstüne yıkılan "devletin malı deniz, yemeyen domuz" sloganını tersine çevirmeyi hedef almış bir siyasi partidir. Türkiye çok ciddi bir badirenin içindedir, yeme domuzluğuna din alet ediliyor. Böyle bir facia mahiyeti bakımından engizisyon tarihinde bile görülmemiştir".

Kurultayda benim de kişisel izlenimim HYP'nin insanı temel alan bir merkez partisi olduğuydu. Zaten bunu kurultaya katılan delegelerde açık bir şekilde görüyorsunuz. Her yaştan insanın katılımına açık, giyimleri kuşamları itibarıyla başkalarından farklılık göstermeyen, buna karşılık hal ve tavırları itibarıyla ise Cumhuriyete sahip, dine saygılı ve sorunların çarpıtılmasına müsamaha göstermeyecek bilinçli vatandaşlardan oluşuyor. Öztürk, bulundukları konumu şöyle tanımlıyor: "Biz insan diyoruz, insanın metafizik bağlantılarını kurcalamıyoruz. Kuran'a göre takva insanlar arasında bir değer ve üstünlük ölçüsü değildir. Bu insanlık için en önemli mesajlarından biridir, zira Kuran'ın mucizelerinden biri budur. Hucurat Suresi 13. ayet, "Kuran insanlar arasında fark koyamaz" diyor, "iş ve emanetleri ehil olanlara teslim etmeniz yaratıcının temel buyruğudur" diye vurgulanıyor. HYP tam katılımcı bir demokrasiyi esas almaktadır. Bir defa nüfusunun yüzde 85'i genç olan ülkeden parlamentonun yaş ortalaması bu olmamalıdır. Parlamento fosillerden kurtarılmalıdır, yüzde 53ü kadın olan bir ülkenin parlamentosunda yüzde 4 kadın varsa utanılmalıdır".

HYP'nin Türkiye'nin siyasi iklimini hemen değiştirip değiştiremeyeceği elbette sorgulanabilir. Buna karşılık şunu açıkça ifade etmeliyim ki, HYP toplumun her kesimini kapsayacak bir derlenme-toplanma, yıkanma-temizlenme ve yeniden planlı-programlı büyüme hareketinin nüvesini rahatlıkla oluşturabilir. İşte bu nedenle seçeneksizler açısından iyi değerlendirilmeyi fazlasıyla hak eden, gerçekten umut veren bir hareket.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar