Halkın ağzına uyan kulak arıyoruz
Bir siyasetçi dostum bir toplantıda iyi bir siyasetçiyi takdim ederken "Siyasetimizin halkın ağzına uyan güzel kulağı" tanımını yapmış. Halkla o siyasetçinin uyumunu ortaya koymuş. Bu tür yöneticilere ve siyasetçilere ihtiyacımız olduğu kadar, aynı şekilde yöneticilere ve siyasetçilere kendi doğrularını çekinmeden anlatacak üreticilere KOBİ yöneticilerinin "Konuşan dillerine" de ihtiyacımız var. Ancak, bu ikili arasında doğru diyalog kurulabilir.
Bir siyasetçi dostum anlattı. Bir dönemin bazı bakanları Doğu Anadolu'da bir ile gitmişler. Toplantının sunucusu tek tek siyasileri biraz da abartılı bir şekilde takdim ediyormuş: "Yöremiz insanı, ülkemizin medarı iftiharı, siyaset sahnemizin en parlak yıldızı" gibi cümleler birbirini izliyormuş. Bir ara bir halka yakın bir siyasetçiyi takdim sırasında kullandığı sözcükler ise hem abartıdan uzak hem de o güne kadar pek duyulmamış nitelikteymiş: "Siyasetimizin halkın ağzına uyan güzel kulağı."
Ondan önce abartılı şekilde takdim edilmiş bir siyasetçi, "Yahu yaptığın abartılı takdim yerine bizim için de bu ağabeyimiz için yaptığın takdimi yapsaydın" demiş. Halkla bağlantılı olmayı anlatan, doğrudan ilişkisini ortaya koyan bu söylemi çok sevdiğini açıklamış...
Siyasetçi dostuma hikayenin devamını sordum. Güldü ve şöyle dedi : "Kendisinin abartılı takdimi yerine o ağabeyine benzer takdim edilmesini isteyen siyasetçi hala önemli mevkide siyaset yapmayı sürdürüyor. 'Halkın ağzına uyan kulağı' olarak nitelenen ağabeyi ise artık siyaset dışında" diye yanıt verdi.
Halkın ağzına uyan siyasetçi kulağı bulmak gerçekten çok önemli bir konu. Ancak, unutulmaması gereken bir konu daha olduğuna inanıyorum: Kendi sorunlarını ve gerçeklerini doğru anlatan üreten insan ağzı.
Bunu niye söylüyorum. Anadolu'da kapalı odalarda sohbet ettiğim birçok sanayici ve KOBİ yöneticisine, "Bu anlattıklarını yetkililere anlattın mı?" diye sorduğumda hemen her seferinde anlatmadıklarını/anlatma cesareti bulamadıklarını öğreniyorum. Belediye başkanlarının, milletvekillerinin halkın hizmetkarları olduğunu ve onların bizlere anlattığı sorunları dinlemesinin ve ardından çözüm aramasının görevleri olduğunu söylediğimde "Kendileri aleyhine sonuç doğabileceğinden" korktuklarını belirtip, "Siz yazınca öğrenirler. Siz yazın öğrensinler" yanıtıyla karşılaşıyorum.
Bu da "Açıklık ve doğru diyalog sorununun" sadece tek yönlü yönetenlerin eksikliklerinden kaynaklanmadığını, iş dünyasının da "açıklık ve doğru diyalog sorununun" olduğunu görmeme neden oldu.
Onun için yeni bir dönemin başlaması gerektiğine inanıyorum. Bu yeni dönemin bir yanında, kendi sorunlarını her platformda çekinmeden açıkça olarak ortaya koyan işadamlarına, üretici KOBİ yöneticilerine ihtiyacımız olduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Yani yaşadıklarını ve sorunlarını "Konuşan, bildiğini çekinmeden söyleyen ağızlara" ihtiyacımız var. Hem de diğer yanda "Halkın ağzına uyan kulağı" olan yöneticilere ve siyasilere ihtiyacımız bulunuyor. Ancak, bu iki grubun "Doğru ve sürekli diyalog içersinde olmasıyla" doğrulara daha kolay ulaşabiliriz. Katma değeri daha yüksek ürünler üretip, uluslararası alanda daha rekabetçi olabiliriz.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar