Halka arzlarda son değişiklikler
Son aylarda sermaye piyasası mevzuatımızda yapılan bazı değişikliklerin, halka arz piyasasına olumlu şekilde yansıması beklentisi var. Yıl başlarken, bu kapsamdaki iki önemli değişikliği, 2018 için beklenen olası etkileri ile birlikte aşağıda kısaca incelemekte fayda görüyoruz.
Halka arzlar yurtdışına yönelmeye devam edecek mi?
Sermaye Piyasası Araçlarının Satışı Tebliği’nde, daha önce, halka arz edilecek sermaye piyasası araçlarının nominal değerinin en az yüzde otuzunun yurt içi yatırımcılara tahsis edilmesi zorunluluğu bulunuyordu. Ayrıca bu araçların yüzde onunun bireysel yatırımcılara ve yüzde yirmisinin ise kurumsal yatırımcılara tahsisi zorunluydu. Bu yurt içi yatırımcı kotası sebebiyle, halka arz sürecinde yerli yatırımcıdan yeterli talep gelmemesi halinde, halka arzların Türkiye’de yapılması imkânsız hale geliyor ve halka arzlar yurtdışı sermaye piyasalarına yönelmek zorunda kalıyordu.
Tebliğde yapılan değişiklik ile yurt içi kurumsal yatırımcılara tahsis edilecek oran yüzde 20'den yüzde 10'a düşürüldü. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu’na yurt içi tahsis oranlarını sıfıra kadar indirme ve bir katla sınırlı olmak üzere arttırma yetkisi tanındı. Kurul bu yetkisini kullanırken sermaye piyasası araçlarının piyasa değerini, piyasa koşullarını ve benzeri gerekçeler ile ihraçcının ve/veya halka arz edenin talebini de dikkate alacak. Yapılan bu değişiklik ile, 2018’de beklenen büyük halka arzların, yalnızca yerli yatırımcıdan yetersiz talep gelmesi nedeniyle yurt dışına kaymasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Değişiklikten beklenen bir diğer katkı ise, ülkeye daha fazla yabancı yatırımcı gelmesi.
Sermaye Piyasası Kurulu’na tanınan, tahsis oranlarını sıfıra kadar indirme veya bir kata kadar arttırma yetkisi de olası sonuçları bakımından izlenmeye değer bir değişiklik. Bu, Kurulca tespit edilen gereklilikler ölçüsünde, yurt içi yatırımcı kotası uygulanmaksızın, halka arz yapılmasının artık teorik de olsa mümkün olduğu anlamına geliyor. Ayrıca, yurt içi yatırımcılara tahsis edilecek alt limitler bakımından sağlanan bu esneklik, yerli ve yabancı yatırımcı oranlarını değiştirecektir. Yılın ilerleyen aylarında, Sermaye Piyasası Kurulu’nun bu yetkisini nasıl kullanmayı tercih edeceğini görebileceğiz.
Halka arzların başarıyla sonuçlandırılma oranında artış hedefleniyor
Tebliğde öngörülen bir diğer önemli değişiklik ise, ihraççıya sermaye piyasası araçlarının halka arz fiyatının veya talep toplanması yöntemiyle satışı halinde fiyat aralığının, satış veya talep toplanma süresinin başlangıç tarihinden önce veya söz konusu süreler içinde, izahname değişikliğine gerek kalmaksızın, aşağı yönlü düzeltilmesine imkân tanınmış olması. Söz konusu düzeltmenin gerçekleştirilebilmesi için bir özel durum açıklaması yapılması yeterli olacak. Bu değişiklik çerçevesinde revize edilebilecek sayılar, yalnızca halka arz fiyatı ve fiyat aralığından ibaret değil; faiz veya iskonto oranlarında da aynı yöntemle değişiklik yapmak mümkün.
Peki bu düzeltme imkânı piyasaya nasıl yansıyacak, uygulamada ne gibi faydalar sağlayacak? Halka arz sürecinde, yatırımcı talebi alt limitine ulaşamayan ihraççı, piyasa koşullarını daha iyi yansıtan daha düşük bir halka arz fiyatı belirleyerek sürece devam edebilecek ve bu şekilde daha çok yatırımcıya ulaşabilecek. Bu sayede, hem halka arz girişimlerinin artması hem de halihazırda sürece başlamış olan halka arz girişimlerinin başarıyla sonuçlanması umut ediliyor.
Sermaye piyasası mevzuatımızda yapılan bu değişikliklerin, halka arzların yurtiçinde tutulması, halka arz sayısının artması ve bu şekilde piyasaların hareketlilik kazanması yönünde olumlu etkilerini gözlemleyebilmek için 2018’in ilerleyen aylarını beklemek gerekiyor.