Halka arzda başarıya giden yol: stratejik planlama, teknoloji, markalaşma
Halka arz, birçok şirket için büyümenin ve global arenada rekabet etmenin kapılarını açan bir süreçtir. Ancak bu yolculuk sadece finansal değil, aynı zamanda stratejik bir planlama gerektirmektedir.
Bazen sohbetlerimizde iş dünyasından arkadaşlar ile konuşurken, sermaye piyasalarına giriş yapmak isteyen yöneticilerin “Kurumsallaşma için sermaye piyasaları çok iyi” dediklerini duyuyorum. 150 yıldır oturmuş bir kişiliğe sahip olan sermaye piyasaları, ülkelerin ekonomik gelişmesinin arkasındaki en büyük güçtür.
Fakat sermaye piyasaları ne yatırımcı için ne de şirketler için bir oyun alanı değildir. Bu piyasalarda kendisini kurumsallaştırmak isteyenlere değil, kurumsallaşmış ve oturmuş bir kimliğe sahip olan şirketlere ihtiyacımız var. “Ben halka arzımı yaparım sonra da kurumsallaşırım” denilecek bir alan değil maalesef burası. Kote olmuş şirketlerin işlerini ciddiyetle yapmaları, kurumsal ekiplerinin bunun için yeterli olması ve büyüme odaklı hedeflere sahip olmaları gerekiyor.
Sermayenin halka yayılması, güçlü bir strateji ve büyüme hedeflerine sahip, her alanda dünyanın sadece %1’i konumundaki ülkeyi değil tüm dünya ülkelerini bir pazar olarak gören ve kurumsallaşma altyapısını içerisindeki tüm departmanlarında oturtmuş şirketlerimiz ile mümkün hale gelebilir. Bu hedeflere sahip halka arz olmuş ve yeni olacak şirketler ile 5 yıl gibi kısa bir zamanda endeks içerisindeki şirketlerden birkaçının 100 milyar doların üzerinde değerlere ulaşmasının fazlasıyla mümkün olduğuna inanıyorum.
Sadece 4 şirket 12 trilyon dolar
Bugün ABD’nin en büyük 500 şirketinin hepsinin Amerikan ya da başka ülke borsalarında kote olduğunu görürsünüz. Üstelik halka açıklık oranlarına baktığımızda ise Nasdaq gibi teknoloji şirketlerinin merkezi olmuş bir borsada şirketlerin hisselerinin ortalamada %65’e ulaşmış halka açıklık oranına sahip olduklarını görebilirsiniz. Amerika’da sadece Nasdaq borsasında yer alan şirketlerin değeri 23 trilyon doların üzerinde ve yalnızca 4 şirket bu rakamın yarısından fazlasını oluşturuyor. İsterseniz küçük bir tahmin yapalım. Sizce bu 4 şirket kim ve hangi endüstrilerde faaliyet gösteriyor?
Teknolojinin gücü
Apple, Nvidia, Microsoft ve Alphabet (Google) şirketlerinin şu an itibariyle toplam değeri yaklaşık 12 trilyon doların üzerinde. Hepsinin ortak özelliği sadece teknoloji şirketleri olmaları değil. Aynı zamanda tüm bu şirketler hem yazılım hem de donanım tarafında ciddi bir üretim yapıyorlar. Apple tüm dünyayı telefonları ve bilgisayarları ile ele geçirmişken, Nvidia yapay zekâ alanında devrim yapacak çip teknolojisini geliştiriyor.
Microsoft ise geleceği cloud yapılarda görmüş bir şirket ve uzun yıllardır bu alanda inanılmaz büyük yatırımlar yaparak sektörün mutlak hakimlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Ve elbette bu şirketlerin bir başka özelliği, yaptıkları Ar- Ge yatırımlarının büyüklüğü. Sadece Apple’ın 2023 yılında yaptığı Ar-Ge harcaması 30 milyar dolara yakın. Bu rakamları söylemesi kolay gelebilir ama şu anda 30 milyar dolardan daha az gayri safi milli hasılaya sahip 100’den fazla ülke var dünyada.
Markanın gücü
Markalaşma, ürünlerin rakip şirketlerin ürünlerinden farklılaşmasını sağlar. Şirketi fiyata dayalı rekabetten korur. Dağıtım kanalları üzerindeki gücünü artırır. Müşteri sadakatini sağlar ve daha güçlü bir iletişim kurulmasına olumlu etki yapar. Aynı marka altında çıkan yeni ürünler ile pazarda penetrasyonu kolaylaştırır. Şirketlere katma değer ve sürdürülebilirlik yönünden büyük faydalar sağlar.
Turquality, kurulduğu günden bu yana yalnızca birkaç yüz yerli markaya verilmiş, dünyanın en özel marka destek programlarından biridir. Turquality desteğini alabilen firmalar özellikle yıllar süren kurumsallaşma adımlarını harika bir şekilde yerine getirerek “big four” tarafından denetlenir. Özel bir puanlama sistemi ile kurumsallaşmış bir ihracat altyapısına sahip olduğunuz tescillenerek Turquality programına kabul edilirsiniz. Bu çerçeveden bakıldığında Turquality gibi bir programa sahip olan şirketlerimiz sermaye piyasaları için hem kurumsallaşma yönünden hem marka hem de ihracat hedefleri ile harika birer aday şirket konumundalar.
Geçmiş yıllarda yapılan halka arz seferberliği çerçevesinde şehir şehir firmalarımızı gezen ilgili kurumlarımızın, “kurumsallaşabilmek için halka arz iyi bir araç” diyen şirketleri değil, zaten hali hazırda bu adımları gerçekleştirmiş, kurumsal bir yapıya sahip, teknoloji ile büyümeyi hedeflerine almış, stratejik planlamalar ile hedef ülkeler çalışmasını tamamlamış ihracatçı şirketlerimizi ikna ederek, sermayenin tabana yayılması hedeflerine en hızlı şekilde ulaşabileceğimize inancım tam.