Halka açık şirket yönetiminde "Dışarıdan göz"

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

 

SPK yayınladığı tebliğ ile Halka açık 362 şirket ve 14 bankanın yönetim kurullarında üçte bir bağımsız üye bulundurulmasını zorunlu kıldı. Şirketlerin yönetimlerinde Temmuz ayına kadar, banka yönetimlerinde ise 1 Ocak 2013'e kadar bu uygulama hayata geçmiş olacak. Böylece Halka açık şirket yönetimlerine, "Dışardan göz" katılırken kurumsallaşma yolunda da olumlu adım atılmış olacak. 


Türkiye'de şirketlerin çoğunda yönetim kurulu üyeleri firma sahiplerinin yakınlarının yer aldığı, "Sen-ben-bizim oğlan" grubudur. Her şey benim "Ellimin menzili altında bulunsun" düşüncesindeki patron, yönetim içinde aykırı ses, kendisine itiraz istemez. Oysa, gelişme farklı düşünenlerin tartışmayla ulaştıkları "doğru yolla" sağlanır.


SPK, halka açık şirketler için şimdi yönetim kurullarına üçte bir oranında bağımsız üye alınmasını zorunlu hale getirerek, "Şirketlerin uzun vadeli çıkarları için dışarıdan gözle, söz sahibi olacak üyelerin yönetim kurullarında yer almalarını" sistemleştiriyor. Böylece Halka açık şirketlerde "Tek söz sahibi" durumuna son vermek istiyor…


Bazı önemli Holdinglerimiz zaten bu yapıyı yasal bir zorunluluk olmadan başlattılar. Bunlar arasında Yönetim Kurullarını yabancı üyelere açanlar da bulunuyor. "Dış gözün" faydasına inanarak "Faklı sese" hatta yer yer "Aykırı sese" kulak vererek yollarına devam ediyorlar. Bu kuruluşların Yönetim Kurulları çalışmalarının verimini artırdıkları da biliniyor.


Ülkemizde aile şirketleri ağırlık taşıyor.  Bu şirketlerde sık sık sorunlar yaşandığını, yönetim koltuğunda oturan aile fertlerinin kendi çıkarlarını önde tuttukları ve bu nedenle diğer üyelerin hak aramak için mahkemelere başvurduklarının örnekleriyle karşılaşıyoruz. O nedenle bu şirketlerin yönetimlerinde bağımsız üyelerin bulunması daha sağlıklı bir yapıya neden olacaktır.  Bağımsız üye, niteliğine uygun olarak "Bağımsızlığını" hem büyük ortak, hem küçük ortaklara karşı koruyabilirse uzun vadede şirketin gelişmesine ve çıkarlarına yardım edecek ve faydalı olacaktır.


Ayrıca, bağımsız üye kendi birikimine bağlı olarak, "Dışardan bir gözle" kurumun işleyişinde önerilerde bulunup gelişmesine de katkıda bulunabilecektir. OECD  bağımsız yönetim kurulu üyeliğinin "Küçük hissedarların hakkını" koruyucu olduğu düşüncesindedir. SPK Başkanı Akgiray, Beğımsız yönetim kurulu üyelerinin "Denetçi ve hata arayıcı" olmadığını, "Tek misyonunun şirketin toplam menfaatini kollamak" olduğunu belirterek, "Sadece küçük hisserdarların hakkını koruyucu" olmadıklarını söylemiş oluyor.


Uluslar arası şirketlerde "Dar anlamda sahiplik" azaldığı için "Bağımsız yönetim kurulu üyeliği" gelişmiş bir sistem olarak uzun süredir gündemde. SPK tebliği ile şimdi Halka Açık şirketlerde biz de bağımsız üyelik zorunlu hale gelecek. Halka açık şirketlerden bankalar dışındaki 362 şirkette bu dönem yönetim kurulu seçimlerinde bağımsız üyelik yürürlüğe gireceği için Temmuz ayı önemli bir tarih olarak karşımıza çıkıyor. Halka açık 14 Banka da bağımsız üye atanması ise 1 Ocak 2013 tarihinde gerçekleşmiş olacak.
 

İyi kullanılması halinde "Yönetim kurulunda Bağımsız üye yer alması" halka açık şirketlerin kurumsallaşmasına yardım edecek bir sonuç verecektir. Burada başarı elde edildikçe halka açık olmayan şirketlerde de yönetim kurullarında bağımsız üye bulundurulması yayınlaşacaktır.
 

Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesiyle önemli gelişme gösterecek ticari hayatımız daha kurallı bir yapıya kavuşacaktır. SPK'nın Halka açık şirketlerin yönetim kurullarında bağımsız üye bulundurulmasını zorunlu kılan tebliği de kurallı ekonomik yaşamın bir başka adımıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar