Hala kırılganız; belirsizlikler azalacak mı?

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

UZMAN GÖRÜŞÜ / Banu Kıvcı Tokalı-Finans Yatırım Yılın ikinci yarısının ilk günlerinde, hem global endişelerin hem de artan iç politik gerginliğin etkisiyle piyasalarda yaşanan ciddi dalgalanma hala istikrar sürecinden uzakta olduğumuzu bir kere daha teyid etmiş oldu. Sarsıntının en fazla hissedildiği hisse senedi cephesinde, İMKB-100 endeksi arka arkaya dört günde toplam yüzde 12'ye yakın bir değer kaybıyla, salı günü 33,000 seviyesinin altına -yılın en düşük seviyesine- geriledi. Bono bileşik oranları tekrar yüzde 23 seviyesine yaklaşırken; en ılımlı taraf olan döviz piyasasında dolar kuru 1.25 seviyelerine ulaştı. Bir günlük piyasa hareketi bile, işler yolunda giderken çok fazla önemsenmeyen iç kırılganlıkların global destek terse döndüğünde ne kadar önemli olabileceğini göstermekte yeterli. İç piyasalarda yaşanan bu hareketli günün hemen ertesi günü, önemli kredi derecelendirme kuruluşlarından Moodys'in Türkiye analistinin Türkiye'nin son dönemde aşağı yönlü risklerinin arttığına dikkat çekmesi, aslında bu kırılganlıkların uluslararası yatırım cephesinin hep aklında olduğunun ve hala en riskli gelişmekte olan ülkeler arasında bulunduğumuzun açık bir ifadesi. Peki, yılın ikinci yarısında bu kırılganlıklarda bir değişiklik olabilir mi sırasıyla bakalım: 1. Yılın ilk yarısına hakim olan politik belirsizlik, ikinci yarıda AKP davası kararı ile ortadan kalkabilir (Tabii Anayasa Mahkemesi kararının yeni bir dizi senaryolara yol açacak şekilde sonuçlanmaması durumunda); 2. İran gerginliği ve bağlantılı olarak enerji fiyatlarında üçüncü bir dalganın yaşanıp yaşanmayacağı ortaya çıkacak; 3. Emtia fiyatlarında spekülasyonda sona gelindi mi, daha net bir tablo çizmek mümkün olabilir; 4. Mayıs başında normal stand-by programının sona ermesi ile önümüzdeki dönemde IMF ile nasıl bir ilişki çizileceğine yönelik belirsizlik ve endişeler, önümüzdeki aylarda karar verilen programın açıklanması ile yatışabilir; 5. Bu, ihmal edilen ekonomik ve yapısal reformlar ile AB uyum sürecine dönüşü de hızlandırabilir; 6. Diğer taraftan, global büyüme endişeleri yatışsa bile, enflasyon endişelerinin uzun süreli bir rahatlamaya izin vermesi pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla, küresel risk iştahı önemli bir tehdit olmaya devam edecek gibi görünüyor; 7. Global sermaye girişine yönelik risklerin devam ettiği bir tabloda, güçlü YTL ve yüksek cari açık Türkiye'nin önemli kırılganlıklarından biri olmaya devam edecek. Bunu hem sıkı para politikasının bir sonucu hem de ana sebebi olarak görmek mümkün; 8. Yerel seçimlerin yanısıra genel seçimlerin de gündeme gelmesi durumunda, politik istikrarın sürdürülebilirliğine yönelik endişeler bir süre daha piyasalar üzerinde baskı yaratabilir. Özetlemek gerekirse, belli kırılganlıklarımız bir süre daha bizi bırakmayacak gibi görünüyor. Ama, politik belirsizliğin olumlu yönde sona ermesi durumunda, hükümetin de bunu ihmal edilen reformlar yönünde kullanması sözkonusu kırılganlıkların tahribat etkisini önemli oranda azaltacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017