Haklı çıkmak istemiyorum
Babayiğit, tartışmaları çıktığından bu yana ülkemizde kısıtlı kaynakların bir imaj projesi yerine kilo başına ihracatı artıracak, katma değeri yüksek, ar-ge yoğun yan sanayi faaliyetleri ve onların ihracatında avantaj sağlayacak lojistik yatırımlarına aktarılması gerektiğini savundum.
Bu durum yerli bir otomobile karşı olduğum için değil, mevcut durumda memleketimin refahı için yerli bir otomobil üretmenin sadece belirli bir kesimi sevindireceği ve ama otomotiv sanayinin topyekun kalkınmasının ise tüm ülkenin refahını artıracağı içindi.
Nitekim, ülkenin otomotiv ihracatının yüzde 30’unu yapan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca’nın çizdiği tablo da beni destekler nitelikte. Zira, otomotiv ihracatında marjinal fayda noktasına ulaşıyor gibiyiz. Bu noktadan sonra yerimizde saymaya başlama riskimiz bulunuyor. İnşallah haklı çıkmam.
Bugün Türkiye’de ana sanayi yaklaşık 19, yan sanayi de 9 milyar dolar ihracat yapıyor. Lakin ana sanayi kapasitesinin üst sınırına gelmiş durumda. Mevcut konjonktürde yeni büyük bir model yatırımının da en azından kısa vadede gelmeyeceğini düşünürsek bu rakamın zirve noktasına ulaştığını söyleyebiliriz. Kaldı ki pazar ve maliyet şartlarına bağlı gerilemeler nedeniyle ana sanayi ihracatının azalması çok daha büyük bir ihtimal.
Bir zamanlar elimizdeki en önemli güç olan ucuz ve kaliteli imalat, Avrupa’ya açılan kapı özelliklerini de yavaş yavaş kaybettiğimizi gözlemliyoruz.
Enerji fiyatlarının artışı, işçilik maliyetlerinin yükselmesi (ki kimse emekçileri günah keçisi yapmasın ve beni de bunla suçlamasın bu durum listenin sonlarında yer alır), bir zamanların avantajı olan lojistiğin şimdi dezavantaja dönmeye başlaması…
Tüm bunlar üst üste konulduğunda bizim için rota yeni bir otomobil değil, dünyadaki tüm otomobil üreticilerine imalat yapmak olmalıdır.
Bu amaçla enerjimizi, yan sanayicileri güçlendirecek projelere, ülkenin ihracatını artırmasında en az dolar kadar önemli olan zaman kazandıracak lojistik yatırımlarına yönelmeliyiz.
Eloğlu, Çekya’da ürettiği arabayı, fabrikadan trene yükleyip, Fransa’da bayinin önünde indirebilirken, biz yarım asırdır Bursa’daki iki şeritli yolu kullanıyoruz.
Hızımı alamadan lojistik sorununa giriş yaptım ama yerimiz kısıtlı olduğu için bu konuya da haftaya değinirim.