Haiti’de ‘yolsuzluk salgını’ depremin yaralarını sarmaya engel

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Haiti'de sistematik bir şekilde uygulanan yolsuzluk bugüne kadar yabancı yatırımcılar için engelleyici oldu. Şimdi de depremin yaralarını sarması amaçlanan uluslararası yardımların yolsuzluk kurbanı olmasından endişe ediliyor.

Haiti'de yaklaşık 200 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olan depremin ardından ülkenin yeniden yapılanması, hayatta kalanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için tüm dünyadan gelecek yardımlar büyük önem taşıyor.

Birleşmiş Milletler tarafından yapılacak hibe miktarı yaklaşık 2 milyar Euro boyutunda. Toplumun yüzde 78'inin günde 2 doların altında bir gelirle yaşadığı ülkede, ekonominin işlemeye başlaması için özel sektöre de önemli bir görev düşüyor.

Ocak sonunda gerçekleşen Davos Zirvesi'nde Birleşmiş Milletler Haiti Özel Temsilcisi Bill Clinton tüm şirket liderlerini Haiti'de küresel işbirliği yapmaya çağırdı. Clinton, Haiti'ye yapılacak yatırımların yardımdan çok, bir tür iş yapma fırsatı olarak değerlendirilmesini istiyor. Fakat Haiti'de iş yapmak çok kolay değil. Bunun başlıca nedeni ülkede hakim olan, hatta bir tür alışkanlık haline gelen yolsuzluk.

Haiti'de sistematik bir şekilde uygulanan yolsuzluk bugüne kadar yabancı yatırımcılar için engelleyici oldu. Şimdi de depremin yaralarını sarması amaçlanan uluslararası yardımların yolsuzluk kurbanı olmasından endişe ediliyor.

İş kurmak 195 gün sürüyor

Dünya Bankası tarafından yayınlanan rapor, Haiti'nin yabancı yatırımcıların en az tercih ettiği ülkeler arasında yer aldığını ortaya koyuyor. Ülkelerdeki iş yapış kolaylığının değerlendirildiği raporda, Haiti 183 ülke arasında 153. sırada yer alıyor. Raporu hazırlayan Dünya Bankası uzmanlarından Sylvia Solf, "Haiti'de iş kurmak ve işbirliği gerçekleştirmek çok zor. Mülküyet hakları yeterince korunmuyor. Herhangi bir sektörde faaliyet gösterebilmek için çok sayıda ajanstan ve devlet otoritelerinden izin almak gerekiyor. Bu da ortalama 195 gün sürüyor. İnşaat, elektrik ve telefon bağlantıları için izin almak da çok uzun sürüyor. Yabancı yatırımcıların ülkeye gelmesi için tüm bu süreçlerin kolaylaştırılması gerekiyor" yorumlarında bulunuyor.

Solf'un dikkat çektiği bir diğer konu da, süreçlerde yaşanan zorluğun, yolsuzluk uygulamalarını beraberinde getirmesi.

Haiti'ye yapılacak yardımların toplamda 20 milyar dolara ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu paranın yönetimini gerçekleştirecek tek resmi kurum ise Haiti hükümeti. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün (Transparency International) Haiti'den sorumlu biriminin başkanı Marilyn Allien, "Bu paranın yönetimi bizi endişelendiriyor. Yapılan yardımların tamamının ihtiyacı olanlara dağıtılacağından emin değiliz" diyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü 2009 yılında, yolsuzlukla mücadele konusunda Haiti'ye 10 üzerinden 1.8 vermişti.

Yolsuzluk sistematik bir şekilde uygulanıyor

Haiti'deki kamu kuruluşlarında yolsuzluğun salgın bir hastalık halini aldığını söyleyen Allien, yolsuzluğun sistematik bir şekilde uygulandığını, suçluların ise cezalandırılmadığını ifade ediyor. Allien şu yorumlarda bulunuyor: "Yolsuzluk son derece iyi kazanç sağlayan ve hiçbir risk içermeyen bir uygulama halini almış durumda. Herkes yolsuzluk yapıyor. Kamu çalışanları, parlamenterler, politikacılar, adalet sistemi, özel sektör de buna dahil. 2004-2006 yılları arasında yolsuzlukla mücadele amacıyla kurulan birim; kamu piyasaları ulusal komisyonu ve merkezi finansal veriler merkezi ekonominin yoluna girmesinde yeterli olamadı. Kamu piyasaları ulusal komisyonu sorumlusu 2006 yılının şubat ayında kaçırıldı ve bir daha kendisinden haber alınmadı."

Tek bir yeniden yapılanma fonu

Bu endişeleri haklı kılan deneyimlerden biri de 2008 yılında yaşanan kasırgaların ardından gelen uluslararası yardımların ne şekilde kullanıldığına dair verilerin olmaması. Allien, Venezuela tarafından yapılan 197 milyon dolarlık yardımın ne amaçlı kullanıldığını bilmenin imkansız olduğunu söylüyor. Allien, bu fonların nasıl kullanıldığını araştırmak isteyen eski başbakan yardımcısı Michel Duvivier Pierre-Louis'nin görevinden uzaklaştırıldığını hatırlatıyor. Allien'in tavsiyesi ise, deprem sonrasında yapılan yardımların hem Haiti hükümeti hem de uluslararası toplum tarafından yönetilmesi. BM Kalkınma Programı kriz masası uzmanlarından Bruno Lemarquis, uluslararası ajansların bizzat Haiti'ye yerleşerek programlarını uygulamaları gerektiğine dikkat çekiyor.

Dünya Bankası'nın önerisi ise, yeniden yapılanma için sağlanacak tüm finansmanın toplanacağı tek bir fon oluşturulması yönünde. Uzmanlar ise her şeyden önce Haiti'de güven ortamının yeniden inşaa edilmesi gerektiğini savunuyorlar.

Haiti Devlet Başkanı'na göre güvensizlik yok

Tüm bu eleştirilere karşı cevap ise Haiti Devlet Başkanı René Préval'den geliyor. "Bir ülke fakirse ve o ülkede istikrarsızlık hakimse, yardım etmek isteyen ülkelerin öncelikle sivil toplum kuruluşlarına yönelmeleri son derece anlaşılır bir durum" diyen Préval, uluslararası yardımın Haiti hükümeti tarafından kötü kullanılmasının söz konusu olmadığını söylüyor. "Öncelikleri biz belirliyoruz, fakat bu paranın yönetimi bize ait değil" diyen Préval'in açıklamalarına göre, bu yardım USAID ( ABD İşbirliği Ajansı) ve ACDI (Kanada İşbirliği Ajansı) tarafından yönetiliyor. BM tarafından yapılan yardımın yönetimi ise Dünya Gıda Programı'na ait.

Préval'in altını çizdiği bir diğer konu da, uluslararası toplumun Haiti'ye karşı herhangi bir güvensizlik duymadığı yönünde. "Bunun kanıtı Dünya Bankası ve IMF'nin Haiti Cumhuriyeti bütçesine yaptıkları doğrudan para transferleri. Eğer güven duymasalardı, milyonlarca doların yönetimini Haiti hükümetine bırakmazlardı" diyor Préval.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar