Haftayı tamamladık, sıradaki?
Merakla beklenen Kasım ayının ikinci işlem haftasını geride bıraktık. ABD’de gerçekleştirilen ara seçimler ve Fed’in FOMC toplantısının hafta gündemine yön vermesi bekleniyordu. Öyle de oldu. İki yarısı arasında mevsim geçişi gözlendi. Şimdi soru şu; hafızalarda kalan başlıkları hatırlayacak mıyız? Anlatmaya çalışalım.
ABD ara seçimleri tamamlandı. Sürpriz beklenmeyen sonuçlar politik analistlerin yönlendirmeleri ekseninde gerçekleşti. Temsilciler Meclisi’nde 8 yıl sonra Demokratların zaferi takip edilirken, Senato’da Cumhuriyetçiler gücünü korudu. Mali işlere yön veren kısım olan Temsilciler Meclisi’nin Demokratlarda olması ve gelecek 2 yıl içerisinde seçime bu yapı ile girileceğini düşündüğümüzde Başkan Trump’ın uzlaşıyı bir noktada yakalayacağı, yakalamak zorunda kalacağı düşüncesi ilk fiyatlamalara yön verdi. Piyasalar sürpriz olmamasını ve diyalog ihtimalini Çarşamba günü işlemlerine yansıttılar. Dolar endeksi ve faizler gerilerken, hisse senetleri primlendi.
Bu noktanın sonrası için farklı senaryolar ilerletmek mümkün. Şüphesiz ki Demokratlar Beyaz Saray üzerinde baskı kurmak isteyecek. Bu da hiçbir şekilde kaideler dahilinde hareket etme alışkanlığı olmayan Başkan Trump kaynaklı yeni risklerin doğabileceği senaryoya taşınmamıza neden oluyor. Rusya soruşturması dahilinde kendisini yeteri kadar savunmadığı düşüncesinden hareketle sert eleştiriler yönlendirdiği Adalet Bakanı Sessions’ın istifasını istemesi belki de yeni dönemin şifreleri olarak okunabilir. Gecikmiş olması, zamanlamasının ne denli doğru olduğu gibi eleştirilerle birlikte uzun süredir devam eden sert eleştirilerin ardından bu hamle beklenmiyor değildi. Farklı kabine revizyonları da gündemde.
Baskı bir yana Demokratlar için 2020 seçimleri de önemli. Bu nedenle zaten ivmesini kazanmış olan ABD ekonomisinin mali teşviklerin ardından yakaladığı ciddi büyüme performansını kayda değer ölçekte sekteye uğratan kesim olarak tarihe geçmek istemeyeceklerdir. Bu nedenle vergi indirimleri kısmı rafa kalkmış olsa da altyapı harcamaları başlığı her ne kadar Başkan’ın istediği şekilde olmasa da tartışmaya açılabilir. Bu senaryoya Demokrat kesimin tam anlamıyla karşı çıktığını söylemek de güç. Şu bir gerçek; Beyaz Saray için gelecek 2 yıllık süreç geride kalan 2 yıl kadar kolay geçmeyecek.
Merak edilen bir diğer soru ise şu; Çin ile süregelen ticaret kaygıları konusu ara seçimlerin ardından ne yöne evrilebilir? Bugüne dek Başkan Trump’ın attığı adımları ulusal güvenlik çerçevesine oturtması ve Başkanlık Kararnamesi ile fiiliyata geçirmesini göz ardı etmeyelim. Bu nedenle net bir cevap vermek güç hatta farklı bir tutum takınılacağı değerlendirmesi de yanlış olabilir.
Piyasa işlemcileri her daim yoluna bakmayı tercih eder. Nitekim hafta içerisinde bu gerçeği bir kez daha tecrübe ettik. FOMC toplantısı ile birlikte dolar endeksini, Fed’in gelecek dönem faiz patikasını, ABD ekonomisine yaklaşımı ve muhtemel riskler gibi başlıkları hatırladık. Haftanın iki yarısı arasındaki fark tam olarak bu ince çizgi etrafında şekillendi.
Toparlayalım; Beyaz Saray’ın yeni dönemde yaşaması muhtemel riskleri konuşmak için henüz erken. Hiç yok denecek kadar basit değil ancak iki tarafın da uzlaşı ihtiyacı olduğunu göz ardı etmeyelim. 2019 tüm varlık gruplarında tahmin açısından 2018’den daha zorlayıcı olacak. 2017’den baktığımızda bu denli ters ayakta yakalanan bir yıl bekliyor muyduk? Kesinlikle hayır. Global büyümede bozulan ve bir miktar daha ivmelenecek olan senkron Fed’in patikasına sadık kalması ile koşulları sıkılaştıracak. Bizim ana gündem başlıklarımız da dışarısı ile bu noktada birleşecek.