Haftanın Başlıkları: Gezi ve Fed
ÜZEYİR DOĞAN / MARBAŞ MENKUL
Gezi Parkı eylemlerinin piyasalar üzerindeki etkisinin gittikçe azaldığını görüyoruz. Buna karşın bu olayların piyasalar üzerindeki net etkisini hesaplamak nasıl ki çok zor ise, olayların yatışmasının ardından da bu kaybın ne kadarının alınacağını tahmin etmek o denli zor. Hatırlanacak olursa olaylar öncesi BİST 100 endeksi not artışı haberleriyle 93,000 civarında tarihi zirvesini yapmış ardından da düzeltme süreci başlamıştı. Fed’in tahvil alım programını azaltacağı beklentileri de bir süredir gelişmekte olan piyasalara sert satışlar getiriyor, önemli para çıkışları yaşanıyordu. İşte Gezi eylemleri böyle bir ortama denk geldi. Bu sürecin tamamı BİST 100’ü 93,000’den 73,000’e kadar geri çekti. Yani kayıp yaklaşık %21,5’e ulaştı. Net bir tahmin yapmak zor olsa da bize göre aşağı yukarı bu olayların etkisi bu kaybın yarısına tekabül edebilecek boyutta. Bu sonuca gelişmekte olan piyasalardaki ve bizle aynı kefeye konulan BRIC ülkelerinin borsa performanslarına bakarak ulaşmak mümkün. Tabi başta da ifade ettiğimiz gibi bu çok kaba bir göreceli performans karşılaştırmasıyla ulaşılan bir sonuç. Yani bu olayların hafiflemesi ile yurtdışı piyasalarla korelasyonun yeniden sağlanabilmesi için yaklaşık 83,000 civarı ideal rakamlar olarak görünüyor. Bu bölgede önceki hafta oluşan boşluğun da doldurulmasının gündeme geleceğini göz önünde bulundurursak 85,000 civarı gündeme gelebilir.
Peki BİST 100 olaylar nedeniyle kaybettiğinin tamamını geri alabilir mi? Sorulması gereken soru bizce bu. Eğer içeride siyasi gündem sakinleşecek olur ise yurtdışında, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde olacak bir toparlanma BİST 100 endeksinde de hissedilecektir. Bu süreçte birkaç gün önceki farkın azaltılması için daha iyi performans sergilenebilecek olsa dahi kısa vadede de olsa bunun sürdürülebilir olacağını düşünmüyoruz. Her ne kadar yaşanan bu olayların Türkiye demokrasisine katkıları olacak ve orta ve uzun vade Türkiye algısını değiştirmeyecek olsa da kısa vadede yabancı algısında önemli bir değişim olduğunu düşünüyoruz. Sadece yabancıda da değil yerli algısında ve psikolojisinde de önemli değişimler olduğu bir gerçek. Bu nedenle bu olumsuz algıyı dağıtacak önemli bir adım gelmediği sürece, siyasetin negatif etkisini izlemeye devam edeceğimizi düşünüyoruz. Özellikle seçim sürecinin yaklaşmış olması nedeniyle bu tansiyonun önceki günlerdeki kadar yükselmese de çok da düşmeyeceği tahmin etmek zor değil. Bu nedenle yurtdışı ile korelasyon sağlansa da kısa vadede önceki aylarda olduğu gibi güzel hikayelerin olmaması pozitif ayrışma yaşanma ihtimalini azaltıyor.
Bu hafta içerideki bu gelişmelerle birlikte, dışarıda gelişmekte olan piyasalardaki düşüşün neredeyse tamamının ve bizdeki düşüşün diğer yarısının sebebi olan Fed’in tahvil alım programı konusundaki açıklamalar izlenecek. Çarşamba akşamı açıklanacak Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) sonuçları bu açıdan önemli. Fed’in net bir tutum sergilemesi beklenmese de, buradan çıkacak ipuçları piyasalarda bu haftaki en önemli gösterge olacak.