Güvercin Bernanke’ nin devam eden desteği
Bernanke ABD Merkez Bankasının (Fed) Başkanı. Küresel krizin en önemli figürü. Başta ABD ekonomisi olmak üzere dünya ekonomisine ciddi büyüme desteği sağlamış adam. Üstelik bu destek öyle utangaç, sınırlı, cimri bir destek de değil. Başında olduğu Fed ekonomiye bol bulamaç likidite verirken faiz oranını da neredeyse sıfır noktasına kadar çekmiş. Bu nedenle, gökten para yağdırıyor iması taşıyan bir söylemle “helikopter Bernanke” sıfatı uygun görülüyor Fed Başkanına.
Şaka da olsa aslında fena bir benzetme değil bu. En son adımda (Q3) faiz sıfıra yakın düzeyde tutulurken ekonomiye her ay kağıt karşılığı 85 milyar dolar verilmeye başlanması Fed’in soyunduğu destek işinde nerelere kadar gittiğini gösteriyor.
Bütün bunlardan ABD ekonomisinin yaşanan büyük durgunluktan çıkması, büyümenin hızlanıp, istihdamın artması, işsizliğin kabul edilebilir bir noktaya çekilmesi gibi sonuçlar bekleniyordu. Parasal genişleme sürecinin riski ise enflasyondu. Enflasyonun hızlanmaması büyüme desteğinin ön koşulu haline geldi.
* * *
Bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren ABD ekonomisinde büyümenin hızlandığını, işsizliğin gerilemeye başladığını, enflasyonunun ise kendi kulvarında sakin bir seyir izlediğini gösteren işaretler çıktı ortaya. Bir anlamda Bernanke’nin, ısrarla sürdürdüğü politika meyvesini vermişti. Şimdi büyük bir hasar vermeden para politikasını ters yöne çevirmek gerekiyordu.
Gevşek para rejiminin bütünüyle karşısında olanların yanı sıra enflasyondan çekinip, para rejiminin bir an önce değiştirilmesinden yana olanlar vardı. Bunlara, mali piyasa jargonuna uygun bir ifade ile, şahinler denildi. Bir de parasal sınırlamaya gidilmesinde acele edilmemesi gerektiğini, büyüme-istihdam hızlanmasının sağlam bir zemine oturmasının beklenmesinin daha doğru olacağını savunanlar vardı. Bunlara da güvercin tabiri uygun görüldü.
* * *
ABD Merkez Bankası faizi dibe vurdurup, ekonomiyi paraya boğduğu süreç içinde bu şahin- güvercin çekişmesi sürdü gitti. ABD ekonomisinde göstergelerin olumluya döndüğü noktaya kadar bankanın dışında olduğu kadar bankanın içinde de bu tür çekişmeler devam etti. Bernanke tipik bir güvercin oldu. Hem parasal genişlemenin başını çekti hem de geriye dönüşte tedbirli olunmasını savunanların en önünde yer aldı.
Sanırım kırılma noktası Mayıs ayında geldi. Bernanke ilk kez bol para-düşük faiz rejiminin yön değiştireceği işaretini verdi. Güvercin olduğu için bu dönüşte acelesi yoktu. Zamanlama ve boyuta ilgili ayrıntı vermedi. Ama piyasalar tepki vermekte acele ettiler. En sert piyasa tepkisi de bol parayı düşük faizle kullanmaya alışmış olan gelişmekte olan ülkelerden geldi. Küresel kaynak akışı yön değiştirdi, faizler yükseldi, döviz kurları fırlayıp gitti, durgunluk baskısı oluştu.
Bütün bunlar ABD merkez bankasının para politikasının yönünü hemen ve sert bir hamleyle tersine çevirmesi halinde çok sayıda gelişmekte olan ülkenin ciddi hasar göreceğine işaret ediyordu. Başta Bernanke olmak üzere, Fed’in güvercinlerinin yürüttükleri politikanın ana eksenine ters bir durumdu bu. Para rejimini değiştirmekte daha yavaş ve ihtiyatlı olunması gerektiği şeklinde bir “güvercin” okuması çıktı bu gelişmelerden.
* * *
Fed’in hafta ortasındaki toplantısında bu kez şahinlerin baskın çıkacağı ve para rejiminin değişmesi yönünde ilk adımların atılacağı beklentisi vardı. Malum Fed rejimi değiştirmeyip yola aynen devam etme kararı aldı. Şaşkınlık oldu.
Bu kararın nedenlerine dönük bir çok değerlendirme yapıldı. Olası nedenler sayılıp, döküldü. Büyümenin hala kararsız olduğu, istihdam artışının henüz net bir kulvara oturmadığı, Fed’in bu nedenle tedbirli davrandığı falan söylendi. Bunlar doğru kuşkusuz.
Kendi adıma Fed’in özellikle gelişmekte olan ülkelerde gözlenen piyasa tepkilerinden etkilendiğini düşünüyorum. Son aylarda bu ülkelerde ortaya çıkan gelişmelerin sonuçta gelişmiş ülkelerin büyüme temposunu da düşüreceğinden, yükselme potansiyeli olan büyüme dinamiğini durdurabileceğinden çekindiği kanısındayım. Bu nedenle rejim değiştirmekte acele etmediği, büyüme desteğini sürdürdüğü görüşündeyim. Toplantının hemen ardından ortaya çıkan piyasa tepkileri de zaten bir rahatlamaya işaret ve bu görüşüme destek veriyor.