Güvenlikte ısrarcı olmalıyız
Bana göre trafik sorunu ülkenin en önemli problemi. Bunun nedeni ise verilen maddi/manevi kayıpların yüzde 99 oranında önlenebilir olması. Doğal afetler, ekonomik krizler, terör sorunu, etnik çatışmalar vs...
Listeyi uzatmak mümkün. Ancak, bunların hiçbirinde hatta hepsinin toplamında bile bu kadar zarar görmüyoruz. Hem de bir, iki üç yılda bir de olmuyor sürekli artarak büyüyor zararımız. Maalesef çok olumsuz bir istikrar yakaladık bu alanda.
Ve işin en acısı ise saymaya çalıştığım sorunların çözümünde birçok farklı etmen rol oynarken, trafik en çözülebilir sorunu Türkiye'nin.
Çözülebilir diyorum ve bunda da ısrarlıyım. Zira, bu tip sorunların az gelişmişlikle paralel olduğunu ve çözümün de gelişme seviyesi ile birlikte geleceğini biliyorum. Ama, ülkenin genel kalkınmışlık seviyesinin belirli bir düzeye ulaşmasını beklemeden sadece eğitim ve karşılıklı saygı göstermeyi öğrenerek bu sorunda çözüme yönelik önemli bir adım atılacağına inanıyorum.
Eğer biz trafikte bir şekilde karşılıklı olarak saygılı davranabilirsek, kimin haklı olduğunu bir yana bırakarak (zaten ben haklıyım diyenlerin çoğunun kurallar bazında haksız olduğunu düşünürsek) davranırsak bir adım atabiliriz. Bu saygının ise ancak ve ancak küçük yaşlarda kazanılabileceğini düşünüyorum.
İşte bu noktada Renault-Mais'e şahsi bir teşekkür etmek istiyorum. Trafik alanında birçok firma taktiri hakeden sosyal sorumluluk projelerine imza attı. Bazıları bir-iki yıl devam etti. Bazıları ise tek proje ile kontağı kapattı.
Ancak, Renault bu alanda yılmadan, istikrarlı bir şekilde yürüyor. Sekiz yıldır yürüttüğü Sokakta İlk Adımlar projesiyle birlikte 40 ilde 500 bin ilköğretim öğrencisine ulaştılar. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar'ın özel olarak ilgilendiği bu proje sayesinde en azından küçük yaşta birçok beyin, trafikteki tehlikelere karşı uyarıldı, paydaşlara saygılı olunmasına yönelik bilinçlendirildi.
Sadece çocuklar değil, Renault Mais'ten araç alanlara, güvenli sürüş eğitimleri de hediye ediliyor. Düzenlenen konferanslarla sürücü ve yayaların bilinçlendirilmesine katkıda bulunuluyor. Hatta yaklaşık 15 gün önce Renault Mais, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Müdürlüğü düzenlediği Güvenli ve İleri Sürüş Teknikleri Konferansı'na 700 kişi ücretsiz olarak katıldı. Üstelik tüm katılımcılara, güvenli sürüş eğitimine katılım kuponları da hediye edildi.
Bu çabaların taktiri hakettiğine inanıyorum. Ancak, sektörden ve sektörün dışından firmaların da bu alandaki yatırımlarını artırmaları gerekiyor. Sosyal sorumluluk projelerinin pazarlama iletişimi ya da kurumal iletişim amaçlı oldukları ve önemli maliyetlerinin bulunduğunu biliyorum. Lakin, trafik kazaları nedeniyle uğradığımız kayıpların bırakıyorum manevi yanını maddi boyutlarının büyüklüğü düşünüldüğünde şirketlerin harcadıkları hakikaten önemsiz sayılabilir.
Fakat, ne kadar önemsiz olursa olsun kar amacı güden kuruluşların bu tip alanlara ayırabilecekleri kaynakları maalesef sınırlı. Dolayısıyla belki devlet trafik bilinci, güvenlik gibi alanlara yapılan bilinçlendirme projelerine manevi destek vermenin yanında maddi olarak da destek verebilir.
Bu destek doğrudan para şeklinde olamayacağı için belki vergisel bir takım avantajlar yoluyla olabilir.
İddia ediyorum, en büyük sorunumuz, aslında çözümü en kolay sorunumuzdur. Yeter ki bu çözüme yönelik irade oluşsun. Ve Renault gibi firmaların sayısı artsın.