“Güvenlik, Avrupa!”
Biraz düşününce hepimiz hatırlarız, 11 Eylül 2001 tarihinde nerede olduğumuzu. Uçakların gökdelenlere bir ok gibi saplanmasını nerede izlediğimiz, hepimizin hafızalarına kazındı adeta…
Aslında ‘11 Eylül 2001’ bütün dünya için bir dönüm noktası oldu. New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’nin “ikiz kulelerine saldırı” dünyayı değiştirdi. Usame Bin Laden’in Taliban teröristlerinin kaçırdığı yolcu uçakları hayatlarımızı altüst etti. İkiz kuleleri dünyanın her yerinde metropollere yapılan saldırılar ve kriz bölgelerinden kaçan göçmenler, yeni hayatlarımızda güvenlik sorunu en önemli gündemimiz oldu.
Güvenli ve konforlu bir alanda yaşayan Batı ve Avrupa ülkelerinin günümüzdeki en büyük sorunu güvenlik.
Polonya devraldı
Tam da bu nedenle Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nı devralan Polonya ‘Güvenlik, Avrupa!’ sloganını seçti önümüzdeki altı ay için. AB’nin en yakın savaş alanı olan Ukrayna’nın komşu ülkesi Polonya’nın dönem başkanlığı, Avrupa güvenliği ve savunmasının güçlendirilmesi konusunda geniş bir bakış açısına sahip olacak.
Polonya; dönem başkanlığının resmi programına göre, Polonya’nın “Avrupa güvenliğini dış, iç, bilgi, ekonomi, enerji, gıda ve sağlık olmak üzere tüm boyutlarıyla güçlendirecek faaliyetlere odaklanacağı”nı duyurdu.
‘Güvenlik, Avrupa!’ sloganı altında Polonya, tarihinde ikinci kez altı aylık bir dönem için AB Konseyi başkanlığını Macaristan’dan devraldı yılbaşında. AB Dönem Başkanlığı’nı yürüten ülke, AB Konseyi’nin çalışmalarını yönetmek ve diğer 27 AB üye ülkesinin kurumlarıyla müzakerelerde tüm üye ülkeleri temsil etmekle görevlendirilir.
Polonya, AB dönem başkanlığı süresince 300’den fazla resmi toplantıya, 22 gayrı resmi AB bakanları toplantısına ve yaklaşık 200 kültürel etkinliğe ev sahipliği yapmayı planlıyor. Polonya’nın AB Bakanı Adam Szlapka, düzenlediği basın toplantısında “Bizim için Avrupa’nın dilimizi konuşması ve neyin en önemli olduğunu fark etmesi de önemli. Bugün hiçbir şey, ortak güvenliğimiz için sorumluluk almaktan daha önemli değildir” diye konuştu.
Dönem başkanlığı “-1” ile başladı
AB’nin bir önceki dönem başkanı Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Ukrayna-Rusya Savaşı sırasında AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarını defalarca engellemek ve savaşı sona erdirmek için tartışmalı ‘barış misyonu’nu öne çıkarmak için dönem başkanlığını kullanmakla itham edildi.
Macaristan Başbakanı Orban’a kıyasla daha AB yanlısı olan Donald Tusk, Polonya’nın dönem başkanlığını devralmasının ardından yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki yıllarda olacakların tüm sorumluluğunu üstlendik” dedi.
Polonya Başbakanı Tusk liderliğinde geçtiğimiz ay kurulan yeni koalisyon hükümeti ile Macaristan ilişkileri gerilmiş vaziyette. Ukrayna müttefiki olan Polonya, Rusya ile ilişkileri nedeniyle Macaristan’ı eleştirirken, Macaristan da Polonya’yı ‘Macar düşmanı’ olmakla suçluyor.
Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgale başlaması nedeniyle giderek bozulan Polonya-Macaristan ilişkilerini geren son olay ise Macaristan’ın Polonyalı bir milletvekili olan Marcin Romanowski’ye siyasi sığınma hakkı tanıması oldu. Polonya, geçtiğimiz hafta cuma günü düzenlenen AB Dönem Başkanlığı açılış törenine Macaristan Büyükelçisi Istvan Ijgyarto’yu davet etmedi. AB Konsey Başkanı olarak 2014- 2019 yılları arasında görev yapmış olan Polonya Başbakanı Donald Tusk’un AB üyesi bir ülkeyi davet etmemesi herkesi şaşırttı.
Suriye-Ukrayna denklemi
AB’de dönem başkanlığı, Rusya yanlısı Macaristan’dan Ukrayna yanlısı Polonya’ya geçti. Suriye’de iç savaşın resmi olarak başladığı 15 Mart 2011’nin üzerinden 13 yıl, 9 ay, 3 hafta sonra ‘son bulduğu’ ifade ediliyor. Çarlık dönemlerinden beri ‘sıcak denizlere inme hayali’ni kuran Rusya’nın Suriye’deki ‘sessizliği’ herkesi şaşırttı. Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin, Başer Esad’ın en büyük destekçisiydi oysa son 15 yıldır.
Suriye’de ‘Esad rejiminin son bulması’na sessiz kalan Rusya’nın Ukrayna’da elde edeceği ‘kazanımlar’, yeni AB dönem başkanlığıyla birlikte yeni yılın en büyük soru işareti olarak ortada duruyor…