Güven zıpladı ama hava bulutlandı
Geçtiğimiz haftayı kredi notu yükselmesiyle keyifli geçirdik sayılır. Ekonominin üzerindeki bulutlar biraz dağıldı. İyimserlik arttı.
Geçen hafta genel havadaki olumlu dönüşümü destekleyen yeni bilgiler var. Örneğin, kasım ayı tüketici güveni ön indeksi ekonomi ikliminde yaşanan bu düzelmeyi doğrulayan bilgiler veriyor. Buna göre tüketici güveni, tüketici beklentisi ve tüketici eğilimi indeks sayılarında kasım ayında12 puana ulaşan yükselmeler var. Güven duygusu ekim ayında dibe vurduktan sonra kasım ayında adeta zıplamış anlayacağınız.
Tüketici güvenindeki zıplama bireylerin kişisel durumundaki iyileşmeden çok Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerdeki düzelmeden kaynaklanıyor. Bunun kredi notundaki yükselmeden kaynaklandığı özel olarak vurgulanmış.
Fitch havayı düzeltmişken Moody's in de buna katılacağı ve notu yükselteceği söylentisi pompalandı ortalığa. Beklentiler tavana vurdu tabii. Neredeyse sıfır riskli ülke babında algılamaya başladık kendimizi. Uçtuk anlayacağınız.
Kredi notu bizi uçurdu uçurmasına ama içinde bulunduğumuz hafta hava değişti. Hem içeride hem de dışarıda hava bulutlandı. Durum değilse de hava bozuldu.
* * *
Aslında içerideki bulutlanma olumsuz bir gelişmeden çok uçma eğilimindeki beklentilerin sorgulanmasıyla oldu. Örneğin Moody's in de not yükseltme kervanına katılacağı beklentisi fos çıktı. Kurum geçen ay sonunda Türkiye'nin notunu arttırmayacağını zaten açıklamıştı. Bu duruşunu değiştirmeyeceğini tekrar açıklayınca not keyfimizin biraz gazı kaçtı.
Kredi notu yükselmesinin ekonomiye getireceği olumlu katkı beklentiler ve kaynak akışı kanallarıyla oluyor. Bizde beklentilerin beklenen yönde etkilendiği açık. Kaynak (sermaye) girişi bağlamında da akışın hızlanacağı beklentisi oluştu. Bu iyi havayı besledi.
Not artışının getirdiği olumlu hava içinde ekonomiye sermaye (döviz) girişinin hızlanması yatırım ve dış finansman açısından olumlu katkı sağlıyordu ama aynı süreç ulusal parayı aşırı değerlendirerek yeni dengesizlikler doğurma riskini de taşıyordu. Aralarında benim de bulunduğum bir çok gözlemci işin bu yanını gündeme getirdiler. Bundan memnun olmayan, homurdanan, pişmiş aşa su katmayın diyenler de oldu ama not artışı-sermaye girişi hareketinin bütünüyle masum olmadığı, bazı koşullarda ciddi riskler üreteceği de genel bir bilgi haline geldi. Merkez Bankası Başkanı'nın bu risklerin farkında olduğu ve buna izin verilmeyeceği yönündeki sözel müdahalesi meseleye noktayı koydu. Not artışı keyfinin gazı biraz daha kaçtı.
* * *
Not artışı keyfinin tepeye vurması ekonomide yeni bir düzelme olmasıyla bağlantılı değildi. Not keyfinin kaçması da ekonomide yeni olumsuzluklar olmasından kaynaklanmıyor. Tersine, ekonomi eski hamam-eski tas yoluna devam ediyor. Keyfin kaçması beklentilerin baştan fazlasıyla pompalanmış olmasından kaynaklanıyor. Gelişmelerin böylesine bir beklenti balonunu doğrulayacak yönde olması şişirilmiş beklentilerin gazını kaçırdı diye düşünüyorum.
Yeni bilgiler ekonomide yavaşlamanın sürdüğünü, üçüncü çeyrek büyümesinin ikinciden daha yavaş olduğunu gösteriyor. Sanayi üretim bulgularında son çeyrekte hızlanma olabileceği işaretleri var. Enflasyon hala munis. Merkez Bankasının oyun alanı hala görece geniş. Bütenin denetim altına alınacağı beklentisi de hazine'nin elini rahatlatıyor.
Hafta ortasında açıklanan iki yeni veri de ekonomide durumun pek değişmediğini gösteriyor. ağustos ayı verileri işsizliğin neredeyse yatay seyrettiğini gösteriyor. Geçen yılın aynı ayına göre düşük işsizlik yine daha düşük düzeyde. Ama işsizlik deki düşüşün sonuna gelindiğini gösteren bulgular da var. İşsizlik oranının temmuz ayında yüzde 8.4 den ağustos ayında yüzde 8.8 e yükselmesi böyle bir bulgu. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik rakamlarının da temmuz ayında yüzde 9.1 iken ağustos ayında yüzde 9.2 olması işsizlikteki düşüşün sonuna geldiğini ima ediyor. Bu büyümenin yavaşlamış olmasıyla bağlantılı bir gelişme kuşkusuz.
Benzer bir durum cari dengedeki gelişmelerde de görünüyor. Yeni açıklanan veriler yıllıklandırılmış cari denge açığının Ağustos ayındaki 59.4 milyar dolar düzeyinden eylül ayında 55.8 milyar dolara gerilediğini gösteriyor. Açıktaki daralma devam ediyor anlayacağınız. Bu da yavaşlama ile tutarlı bir gelişme.
Gidişatta önemli bir değişme yok biz bir hafta tepeye vurduk ertesi hafta koşarak tepeden iniyoruz. Durum bundan ibaret.