Güven ve kriz...
Bugün kriz konusunda ekonomistlerin düşüncelerini ve kısa dönemde yapılması gerekenlere ilişkin önerilerini ele aldım. Kriz döneminde güvenin öneminin altını da çizdim.
İktisat ve toplum dergisinin son sayısı kriz konusuna ayrılmış. Önemli iktisatçıların “kriz var mı?” sorusuna verdikleri yanıtlarda geçmiş krizlere de değinerek, içinde bulunduğumuz durumun “kriz olduğu”tanımını yapıyorlar. Ardından bu dönemde uygulanması gereken araçlara değiniyorlar.
Önce kriz konusundaki uyarı içeren değerlendirmelerine kısaca değinelim:
Mahfi Eğilmez: Türkiye krizde değilse de krize girmek üzeredir. Bu çok yönlü bir krizdir. Bir başka ifadeyle bu aşamada bankacılık krizi veya ödemeler dengesi krizi ya da borç krzi olarak tek bir katagoriye konulabilecek bir kriz değildir. İçinde hepsinden biraz var.
Mehmet Güçlü: Evet, Türkiye bir kriz yaşamaktadır. Bu krizin adı şimdilik döviz krizidir. Bunun yakın zamanda bir reel sektör krizine ardından da finansal krize dönüşme riski bulunmaktadır.
Sübidey Togan: Tükiye 2018 yılı içinde önemli kur şoku, dolayısıyla da döviz kriziyle karşılaşmıştır. Eğer en kısa zamanda uygun iktisat politikaları takip edilmezse kur şoku finansal bir krize dönüşebilir. Finansal kriz de banka ve borç krizi olarak ortaya çıkabilir.
Kısa vadede uygulanması gerekenler konusunda ise bir kısmı YEP’te yer alan görüşlerini, önerilerini sıralıyorlar, kısaca ele alalım:
Mahfi Eğilmez: Bu aşamada kısa vadede uygulanacak en iyi iktisat politikasının uzun vadeli politikaların açıklanması olarak görüyorum. Uzun vadede sonuç verecek de olsa gerçek ve doğru yapısal reformları bir takvime bağlı olarak ilan edip uygulamaya başlamak en doğru sinyal olacaktır. Bunun yanı sıra faiz takıntısından kurtulduğumuzu gösterebilmek için Merkez Bankası'nın esnek faiz politikasına geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Kısa dönemde sert bir faiz artışıyla piyasadaki volatiliteyi giderdikten sonra faiz yavaş yavaş düşebilir.
Mehmet Güçlü: Merkez Bankası araçlarını kullanmakta bağımsızlığını tekrar kazanmalı.
- Ekonomi yönetiminde deneyimi olan piyasaya güven veren kişiler yer almalı.
- Teknik özellikli iyi bir kemer sıkma politikası hazırlanıp uygulanmaya konulmalı.
- Cari açığın kontrole alınması için büyüme hedefleri düşürülmeli.
- Döviz ile borçlanmaya sınır getirilmeli,
- Gümrük duvarlarıyla bazı alanlar ve sektörler korunmalı.
- Tarım ve hayvancılıkta ithalat büyük ölçüde terkedilerek yerli üretim desteklenmeli. Sektör gümrük duvarlarıyla korunmalı.
- Bu dönemde ortaya çıkacak dış fazla, dış borcun ödenmesi gibi doğru kullanılmalıdır.
Bununla beraber, güven artırıcı önlemlere de ihtiyacımız var. Dün TÜİK’ten açıklanan eylül ayı sektörel güven endeksleri de bunu önemini ortaya koyuyor. İnşaat sektöründe önceki aya göre yüzde 16.7, hizmetlerde yüzde 9.7, perakende ticarette yüzde 5.2 oranında gerileme kaydedilmiş.
Kriz konusunda ekonomistlerin uyarılarının dikkate alınması gerektiğine inanıyorum. Bu konunun güven açısından da önemli olduğunu düşünüyorum.