Güven endekslerindeki artışın sırrı biraz da uygulanan yöntemde

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye İstatistik Kurumu'nun dün açıkladığı sektörel güven endekslerinin ikisinde tahminlerin ötesinde bir artış gözlendi. Mart ayında şubata göre hizmet sektörü güven endeksi yüzde 4.8, perakende ticaret sektörü güven endeksi ise yüzde 4.1 oranında artış kaydetti.

Endeksler kapsamında temelde üç soru var. Önemli olan soru geride kalan son üç ayda ne gibi gelişmeler yaşandığından çok, önümüzdeki üç ayda ne beklendiği. 

Buna göre, "gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi endeksi" mart ayında yüzde 6.5 arttı.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi kapsamında yer alan "gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi endeksi" ise martta yüzde 4.1 artış gösterdi. 

Yani bu iki endekste geleceğe güvenle bakılıyor. Hem geride kalan son üç ayın iyi geçtiği belirtiliyor, hem de gelecek üç ayla ilişkin beklentilerin çok olumlu olduğu ifade ediliyor. 

Diğer bir sektörel güven endeksi ise inşaat sektörünün durumunu ortaya koyuyor. İnşaat sektörü güven endeksi, şubattaki yüzde 1.3'ten sonra martta da yüzde 1.7 oranında gerileme gösterdi. 

TÜİK'in önceki gün açıkladığı tüketici güven endeksinde de mart ayında yüzde 0.5'lik bir artış olmuştu.

Bu ortamda güven nasıl artıyor? 

13 Mart'ta Kızılay'da, 19 Mart'ta Taksim'de canlı bombalar patlarken ve onlarca kişi hayatını yitirir, onlarcası yaralanırken, Türk halkı sokakları adeta terk edip AVM'leri boşaltırken, İstanbul trafiği dramatik bir şekilde rahatlarken, insanlar yemek yemek için sokağa çıkmayıp evine sipariş verme yarışına girerken, ekonomiye güven nasıl olur da artar, sorgulamak gerekir.

Böyle bir ortamda değil ekonomiye, hiçbir şeye güven duyulmaz, duyulamaz. Nasıl duyulsun ki... 

İş alemi işlerin daha da kötüye gideceğinden korkuyor, işçi ekonomik gidişat bozuldukça işini kaybetme endişesini çok daha derinden hissediyor. Böyle bir güvenden söz etmek mümkün olabilir mi?

Ama peki nasıl oldu da hizmet sektörü güven endeksi ve perakende ticaret sektörü güven endeksi mart ayında artış gösterdi? 

Yanıt, yöntemde gizli 

Öncelikle söyleyelim; tüketici ve sektör temsilcileri ekonomiye aslında güven duymuyor da, TÜİK'in oranları çarpıttığı gibi bir suçlama tümüyle yanlış ve haksız olur. Böyle bir ortamda güven endekslerinin olumlu seyrediyor olması tümüyle uygulanan yöntemden kaynaklanan bir durum. Kaldı ki bu yöntemi belirleyen de TÜİK değil. Tüketici güven endeksinin de, sektörel güven endekslerinin de uluslararası metodolojiye uygun oluşturulduğu biliniyor.

Tüm güven endekslerinde alan çalışması genellikle ayın ilk yarısında gerçekleştiriliyor. Ama bu genel bir zamanlama. Bazı aylar alan çalışması takvim uyarınca daha erken sona erdirilebiliyor. Hem zaten hangi ay hangi güne kadar çalışma yapılacağı o ayın başında belirlenmiyor. Bu çalışma takvimi yılbaşında yapılıyor. 

İşte Türk insanının moralini yerle bir eden bu iki patlamanın etkisini mart ayı verilerinde hiç görmemiş olmamızın nedeni de alan çalışmasının zamanlaması. Çünkü mart ayındaki çalışma, 1-11 Mart arasında tamamlandı. Tüketici güven endeksinde de, sektörel güven endekslerinde de 11 Mart'tan sonra olan biten herhangi bir etki yapmadı. 

Nisan ayı için tüketici güven endeksiyle ilgili alan çalışmasının 1-13 Nisan, sektörel güven endeksleriyle ilgili alan çalışmasının ise 1-14 Nisan arasında gerçekleştirileceğini belirtelim.

Nisana yansıması beklenmeli

TÜİK'in 13 Mart'taki Kızılay ve 19 Mart'taki Taksim patlamalarına denk gelen günlerde ve daha sonraki günlerde güven endeksleri için alan çalışması yapmıyor olması, bu ülkeyi derinden sarsan saldırıların endekslere hiç yansımayacağı anlamına elbette gelmez. 

Toplumsal hafızamız, bu saldırıların izlerini kuşku yok ki nisana kadar taşımayacak ölçüde zayıf değildir. Dolayısıyla nisan ayı için yukarıda verdiğimiz tarihlerde gerçekleştirilecek çalışmalarda bu kez patlamaların ve sonrasında yaşananların izlerini çok derinden görme durumumuz ortaya çıkacaktır. 

Hem zaten nisan ayı endekslerinde bu sarsıntının yansımalarını göremezsek, o zaman derin düşüncelere dalma zamanımız çoktan gelmiş demektir.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar