Güven endeksleri ne söylüyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Güven endeksleri peş peşe açıklanıyor. Endeksler sokaktaki vatandaşın da, şirketlerin de geleceğe ilişkin net bir tablo çizemediğini, öngörüde bulunamadığını ortaya koyuyor. Kafalar karışık. İyimser olunmak isteniyor ama koşullar buna pek elvermiyor. Görüntü böyle...

Önce TÜİK’in tüketici güven endeksi açıklandı. Tüketicinin ekonomiye olan güven duygusu hala çok ama çok zayıftı, ne var ki mart ve nisanda önceki aylara göre bir iyileşme göze çarpıyordu.

Ardından dün bir dizi güven endeksinin daha nisan ayı sonucunu öğrendik.

Merkez Bankası reel kesim güven endeksini, Türkiye İstatistik Kurumu da hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endeksini açıkladı.

Vatandaşın da, şirketlerin de kafası henüz pek net değil, bunu görüyoruz anket sonuçlarında. Genele yayılan bir eğilim yok çünkü.

Güven endeksleri arasında en erken açıklanan ve sokaktaki vatandaşın ekonomiye ilişkin düşüncesinin ne olduğunu ortaya koyan tüketici güven endeksinde biraz önce de belirttik martta şubata göre, nisanda da marta göre bir iyileşme var. Bu iyileşmenin ekonomik koşulların hızla düzelmiş olmasından kaynaklanmadığı çok açık. Bu birkaç ayda ekonomi iyiye mi gitti ki bir düzelme olsun hem. Ekonomide neredeyse tam tersine olumsuz yönde bir gidişat gözlüyoruz. Öyleyse ne oldu da tüketicinin ekonomiye güveni arttı, sorusu ortada kalıyor biraz.

Biz özellikle nisandaki artışın, seçim gerginliğinin geride kalmasından kaynaklandığı görüşündeyiz. Bunu geçtiğimiz günlerde de vurguladık zaten. “Daha nisan bitmedi ki, Kılıçdaroğlu’na yönelik son saldırı ve o süreçte yaşananlardan sonra gerginliğin geride kaldığı nasıl söylenebilir" diyenler mutlaka çıkacaktır. Haklılar da... Ancak bu anketler ayın ilk iki haftasındaki saha çalışmasının bir sonucu. Dolayısıyla son saldırı olayı ve sonrasındaki gelişmelerin bu ankete bir etkisi yok.

Vatandaş seçimi geride bırakmanın rahatlığıyla adeta oh çekmişti, sonrasında kendimizi yine bir girdabın içinde bulduk.

Dolayısıyla tüketicinin ekonomik koşullardan çok ülkedeki atmosfere bağlı olarak iyileştiğini düşündüğümüz ekonomiye güveni, yönünü mayısta yeniden aşağı çevirebilir.

Reel kesimin güveni de arttı

Merkez Bankası tarafından dün açıklanan nisan ayına ilişkin reel kesim güven endeksi de bir artışa işaret ediyor. Reel kesim güven endeksi nisan ayında marta göre 3.4 puan artarak 105.5 düzeyine çıktı.

Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise 0.7 puanlık artışla tam 100.0 düzeyinde oluştu.

Reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre arttı artmaya ama endeks kapsamındaki en can alıcı soruya verilen yanıt yine dikkat çekti. Soru şu:

“Sanayi dalınızdaki genel gidişat hakkında bir ay öncesine kıyasla görüşünüz nedir?”

Yanıtlar “daha iyimser, aynı, daha kötümser” olarak veriliyor. İyimser-kötümser farkıyla da “denge” oranına ulaşılıyor.

Genel gidişatla ilgili bu soruya iyimserim diye yanıt verenlerin oranı mart ayında yüzde 10.4, nisan ayında yüzde 8.2.

Durumun aynı olduğunu söyleyenlerin oranı mart ve nisanda sırasıyla 75.1 ve yüzde 74.3.

Kötümser olduğunu söyleyenlerin oranı ise mart ve nisanda sırasıyla yüzde 14.5 ve yüzde 17.5.

İyimser-kötümser farkı da negatif olmak üzere martta yüzde 4.1, nisanda yüzde 9.3.

Yani sanayiciler, kendi işkollarında durumun iyiye gitmediğini, ama genel olarak sanayide işlerin iyi yönde geliştiğini mi söylemiş oluyorlar!

Sektörel güven endeksleri

TÜİK’in açıkladığı sektörel güven endekslerinde de dalgalı bir seyir izlendi.

Mart ayında 81.6 olan hizmet sektörü güven endeksi nisanda 83.1’e çıktı.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi neredeyse değişmedi. Mart ayında 90.7 olan endeks, nisanda da 90.6 olarak gerçekleşti.

Benzer bir durum inşaat sektörü güven endeksi için de geçerli. İnşaat sektörü güven endeksi 54.1’den 53.9’a geriledi.

Ekonomi yön bulmaya çalışıyor

Güven endeksleri ekonominin öncü göstergeleri sayılır. Bu endeksler sayesinde sokaktaki vatandaşın da, şirket sahipleri ya da yöneticilerinin de ekonominin ne yöne gideceği konusundaki öngörülerini öğrenmiş oluyoruz. Bunlar çok değerli veriler.

Tabii ki bunu söylerken güven endekslerinin güvenilir bir şekilde oluşturulduğunu, bu çalışmaların baştan savma yapılmadığını varsayıyoruz.

Bu beş endeks bize ne mi söylüyor. Biz sonuçları “Vatandaşın da, şirketlerin de kafası karışık. Yarın ne olacağından, ekonominin hangi yöne gideceğinden pek emin değiller” diye okuyoruz. Peki ya siz?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar