Gutenberg öldü, yaşasın Zuckerberg
Teknoloji zaten vardı ancak o çok daha doğru bir şekilde kullanarak tüm insanların düşüncelerinin birbirleri arasında çok daha hızlı yayılmasına imkan sağladı. 1 yılda ancak ulaşılabilecek kitleye birkaç saat içerisinde ulaşılabilmeyi mümkün hale getirdi. 1468 yılında öldü, ancak bilgiyi daha hızlı yaymayı mümkün hale getirmiş, tüm Avrupa toplumunu değiştirecek olan Rönesans’ın tohumlarını atmıştı. Yayıncılığın babası olarak bilinen Johannes Gutenberg’in efsanesi halen devam ediyor. Ancak icat ettiği makine artık o kadar popüler değil.
Belki uzun zamandır takip edenler bilirler, 1994 yılından bu yana dergicilik sektöründeyim. Günlük gazetecilik ile tanışmam 2005 yılında DÜNYA ile başlar. Kısa bir süre otomobil, azıcık ucundan sektörel dergiler olmak üzere 22 yıllık meslek hayatımın büyük bir kısmında bilgisayar dergileri oldu. Ancak yine de tüm dergilere ve dergiciliğe olan hevesim baki kaldı. Evimde halen nereye saklayacağımı bilemediğim devasa bir arşivim var. 1950 öncesine ait Yeni İnci ve Hayat dergileri en kıymetlileri.
Uzun bir girişten sonra gelelim konunun özüne. Türkiye’de yaygın bir dağıtıcının rakamlarına göre 2008 yılında ayda yaklaşık 1.5 milyonun üzerinde dergi satılıyordu. Henüz tabletler çıkmamıştı ancak ekranı tamamen dokunmatik olan cep telefonları pazara girmişti bile. Ertesi yıla baktığımızda aylık ortalamanın 1.4 milyon adede düştüğünü görüyoruz. 2010 yılında ise 1.2 milyon adet ortalamasında geziniyor. Bu dönemde bildiğiniz gibi iPad lansmanı gerçekleşmiş ve artık yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlamıştı. Ara dönemi biraz sonra tartışacağız ancak 2016 yılında geldiğimizde Türkiye’de toplam dergi satışlarının 580 bin civarında olduğunu görüyoruz. Bu rakam maalesef her geçen ay daha da azalıyor.
Peki, bu rakamın azalmasında yalnızca tabletler mi etkili? Aslında değil!
2013 yılının Ocak ayında Türkiye’de halen 1.2 milyon adet dergi satılmaya devam ediyor. Aradan 7 ay geçiyor temmuz ayında dergi satışları bir anda 900 bin adetlere iniyor. O rakamdan sonra da bir daha 1 milyon ve üzerine çıkması mümkün olmuyor ve giderek düşmeye başlıyor. Yani Gezi olayları ile birlikte 300 binlik bir düşüş gerçekleşiyor ve bir daha toparlanmıyor. Çünkü aynı dönemde Türkiye’de sosyal medya kullanımında ciddi bir artış yaşanıyor. Günde 91 milyon tweet atıldığı günler oluyor. Ve son dört yıla baktığımızda 10 milyondan daha fazla kişi ilk defa internet ile tanışıyor. Bu kişilerin büyük bir çoğunluğu da daha önce haber kaynağı olarak dergileri, gazeteleri veya televizyonları tercih eden Baby Boomers nesli. Yani 1946 ila 1964 arasında doğmuş olan büyük babalar, büyük anneler veya nispeten teknolojiye daha uzak kitleler.
Twitter belki eski gücünü ve hızlı büyümesini yitirmiş olabilir ancak aynı şeyi Facebook için söylemek mümkün değil. Günümüzde 1.1 milyar insan Facebook kullanıyor. Mark Zuckerberg, 6 asır önce keşfedilen matbaadan çok daha kıymetli, hızlı ve herkesin çok daha kolay erişebileceği bir medya keşfetti. Bugün dilediğiniz yerde anında canlı yayına başlayabiliyorsunuz. Bir mesajınız bir anda popüler olabiliyor, binlerce kişiye ulaşabiliyorsunuz. Biraz sabrederek ve kitleleri memnun edecek içeriği düzenli bir şekilde göndererek Türkiye’nin en çok satan gazetelerinin bile gıpta ile baktığı büyüklükte Facebook grupları kurabiliyorsunuz.
Ancak tüm bu büyümeye rağmen sosyal medya halen dergiciliğin onda biri bile olamaz. Önümüzdeki hafta kaldığımız yerden devam ederiz.