Gürültü sonrası sakinleşme
Geride kalan bir haftalık dönem içerisinde yerel piyasalar nezdinde epey gürültü çıktı. 21 Mart günü gelişmekte olan ülke varlıklarında başlayan kargaşa Cuma günü liradaki sert değer kaybına TCMB'nin gösterdiği beklenmeyen ve yerinde proaktif tepki ile karşılık buldu.
Cuma'dan devralınan hikaye haftanın ilk üç işlem gününde de etkisini gösterdiğinde elde kalanlar yerel varlıkların karşılaştığı ciddi satış baskısı, gelişmekte olan ülke varlıklarındaki en yakın fiyatlama emsallerimize -Güney Afrika, Brezilya ve Arjantin- olan bulaşıcılık etkisi ve ülke çapında her köşe başında tartışılan swap konusu oldu. Son kısım gözden kaçıyor fakat oldukça ciddi. Finans sektörü nezdinde dahi maalesef teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle anlaşılması güç olan konu vatandaş nezdinde tartışma konusu haline geldi. Şapkayı önümüzde koyduğumuzda, herkesin tartışması kadar masanın diğer tarafında yer alan bizlerin bu kadar teknik bir konuyu yüksek sesle konuşmamız da ciddi hatadır. Köşede dursun.
Bir noktadan sonra sakinleşme, dengelenme ve olağan hayata dönüş aşamalarının devreye girmesi bekleniyordu. Nitekim Perşembe günü bu sürecin ilk işaretlerini almaya başladık. Londra'da gerçekleşen lira borçlanma maliyetlerindeki düşüş stresin hisse ve borçlanma senetleri nezdinde de ağır satışın ardından azalmasına imkan tanıdı. Sakinleşme ve dengelenme arasındaki geçiş süreci biraz daha zaman alabilir. Basit mantıkla, 21 Mart öncesi (dahil) yapılan aylık swap işlemlerinin dönüşlerini de hesaba katacak olursak Nisan ortasına dek gerçekleşecek olan muhasebeleşme ile birlikte maliyetlerin TCMB fonlama faizine yakınsaması gayet olası. Sonrası ise yerel seçimlerin ardından piyasalar ile kurulacak iletişim ve açıklanması beklenen reform başlıklarına odaklanma şeklinde geçecek.
Devam edelim. Miyop olmanın her zaman olduğu gibi kimseye faydası yok. Gürültünün dinmesi sonrasında geriye çekilip iki defa düşünmekten zarar gelmez. Tartışmalı global konjonktürde yaşanan hareketli dört işlem günü zamanlama olarak kimsenin beklemediği bir süreçti. Şimdi takip edilecek olan en önemli başlık, çok değil yakın zaman içerisinde -31 Ocak- 300bp seviyesinin aşağısını test eden ülke risk priminin -5 yıllık USD cinsi CDS- 400bp üzerindeki hareketinden geri dönüşü ve ne kadar sürede gerçekleşeceği. Kur işlemlerinde ise artan opsiyon oynaklıklarının yakın dönem ortalamaları olan yüzde 15-20 aralığına gerilemesi sakinlemenin diğer bir göstergesi olacaktır.
Biz içeri odaklı haber akışını takip ederken genel fiyatlamalarda ilk çeyrek sonuna gelinmiş durumda. 28 Mart kapanışlarına Amerikan doları cinsinden baktığımızda Şubat sonu, kısmen de Mart'ın ilk dönemlerine dek performans olarak üzerinde getiri sağladığımız MSCI GOÜ endeksinin yaşanan son harekete paralel ciddi gerisinde yılın ilk çeyreğini kapatmaya hazırlanıyoruz. Emsal endeks yüzde 8 getiri sağlarken, MSCI TR endeksi primlerinin tamamını verip yüzde 6-7 kadar eksiye döndü. Aynı dönem içerisinde majör endeksler artı tarafta yer aldı.
31 Mart tarihinde yerel seçimlere gidecek ve devam edecek 4 yıl içerisinde normal şartlar altında bir daha seçim sürecine girmemiş olacağız. Oldukça uzun ve değerli bir zaman. Bir şekilde ertelenmek zorunda kalan reform başlıklarının gündeme alınması ve yeni hikaye yaratma başarısı herkesin ortak temennisi. Önümüze bakmakta fayda var.